Suriye’deki savaşın üçüncü yılına girmesiyle birlikte, mülteci olarak ülkelerinden kaçmak zorunda kalan Suriyeli çocukların sayısı bir milyona ulaştı.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve UNICEF’in ortak açıklamasında verilen bilgilere göre, çocuklar Suriye’deki savaş nedeniyle ortaya çıkan tüm mültecilerin yarısını oluşturuyor. Mülteci çocukların çoğu Lübnan, Ürdün, Türkiye, Irak ve Mısır’da bulunuyor. Giderek artan sayıda Suriyeli ise Kuzey Afrika ve Avrupa’ya kaçıyor.
Son rakamlara göre, 11 yaşın altında 740 binden fazla Suriyeli mülteci çocuk bulunuyor. Suriye içerisinde yerinden edilen çocuk sayısı da iki milyonu geçmiş durumda.
İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi’ne göre, Suriye içerisinde yaklaşık yedi bin çocuk çatışmalar sırasında hayatını kaybetti. Yapılan açıklamada, bu yılın aralık ayına kadar akut ihtiyaçların karşılanması için üç milyar dolarlık yardım çağrısının yapıldığı Suriye Bölgesel Müdahale Planı’nın halihazırda yalnızca yüzde 38’inin finanse edilebildiğine dikkat çekiliyor. Verilen bilgilere göre, çocukların ve ev sahibi toplumun çocuk bireylerine yönelik eğitim, sağlık ve diğer hizmetlerle ilgili kritik ihtiyaçlar konusunda Suriye krizine yanıt verebilmek için beş milyar dolardan fazla yardım çağrısında bulunuldu. Ancak risk altındaki mülteci çocukların tespit edilmesi, onlara ve ev sahibi topluma destek verilmesi amacıyla daha güçlü ağlar geliştirilmesi için daha fazla kaynağa ihtiyaç duyuluyor.
Sınırlar açık tutulmalı
Açıklamada, daha fazla fon gerekliliğinin “çocukların ihtiyaçlarına yönelik müdahale için ihtiyaç duyulanın yalnızca bir kısmı” olduğuna da değiniliyor. “Suriye krizine yönelik siyasi bir çözüm bulunması için yoğunlaştırılmış çabalara ihtiyaç duyulmakla birlikte, çatışmanın taraflarının sivilleri hedef almaya ve çocukları asker olarak kullanmaya son vermesi gerekmektedir.
“Çocukların ve ailelerinin Suriye’den güvenli şekilde ayrılması mümkün olmalı ve onların sınırı güvenli şekilde geçebilmeleri için sınırlar açık tutulmalıdır.”
İki kuruluş da açıklamalarında uluslararası insancıl hukuk kapsamında bu yükümlülükleri yerine getirmeyenlerin eylemlerinden tümüyle sorumlu tutulmaları gerektiğini belirtti. Çok sayıda çocuğun yaşadığı fiziksel değişim, korku, stres ve travma insani krizin yalnızca bir boyutunu oluşturduğunun vurgulandığı açıklamada, çocuk işçiliği, erken yaşta evlilik, potansiyel cinsel istismar ve insan ticareti konularında mülteci çocuklara yönelik tehditlere de dikkat çekildi.