“PISA testi sonuçlarına göre, 2012’de 2009’a göre daha az bir iyileşme olmuş. Başarı puanındaki artış ivmesinde yavaşlama gözleniyor.”
OECD dün 2012 PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) test sonuçlarını açıkladı. Türkiye’nin OECD içindeki sırası pek de değişmedi. Olumlu olan tek tarafı, öğrencilerin üç kategoride aldıkları puanların ortalaması 2009’da olduğu gibi yükseliyor olması. Ama şurası çok açık, 2012’de 2009’a göre daha az bir artış olmuş. Artış ivmesinde yavaşlama gözleniyor.
2009’daki hızlı puansal artış için yapılan OECD değerlendirmesinde, 1999’daki zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarılmasının ve okullaşmadaki artışın etkisi olarak görülmüştü.
2012’de, 2009’a göre okumada 11, bilimde 9, matematikte ise sadece 3 puanlık iyileşme var. 2012’de, 2006’ya göre bakıldığında, bilim puanı 39 puan artarken, okumada 28, matematikte 24 puan artabilmiş.
PISA 2012 sonuçlarına göre Türkiye’nin OECD içindeki ülkeler sırasında; okumada, en üst dilimdeki öğrenciler 4 sıra, kötü dilimdekiler ise 1 sıra yükselmiş. Bilimde her en iyi ve en kötü iki dilimde birer sıra yukarı çıkmışız. Kötü haber matematikte; olduğumuz yerde kalmışız. OECD dışındaki 31 ülkeyi de kapsayan 65 ülkelik sıralamada düştüğümüz tek alan matematik. Türkiye, en üst dilimde bir sıra (41. sıradan 42’ye), en alt dilimde ise 2 sıra aşağı (44.sıradan 46’ya) inmiş.
Türkiye’deki 15 yaş grubundaki öğrenciler, OECD’deki akranlarının ortalama puan değerlerine; en çok okumada yakın, en çok matematikte uzaklar.
OECD, rapordaki Türkiye değerlendirmesinde; matematikte en düşük 10. dilimdeki öğrencilerin başarısında 2003’e göre 300 puandan 338 puana çıkıldığını ve bunun önemli bir başarı olduğunu not düşüyor. On yıllık dönemde, okullar arası farkların kapanmadığını, ancak aynı okuldaki en yüksek performansa sahip öğrencilerin performansları değişmezken, en düşük performansa sahip öğrencilerdeki iyileşme ile iki grup arasındaki farkın azaldığını not düşüyor.
Ancak matematik başarısını gösteren tabloda da yer aldığı gibi, 2006’dan 2009’a gelinirken sağlanan 10 puanlık iyileşme o yıllarda kalmış; 2012’de de öğrencilerin yüzde 42’si 2.seviye altında, en başarılı olan kesim de 5. seviye üstünde yüzde 5.9’da. Sadece karşılaştırma için Çin’de (Şanghay ölçümü), 2. seviye altı yüzde 3.8’de, 5. seviye ve üstünde ise yüzde 55.4’te.
Okuma ve bilimde de, en yüksek dilimlerden çok en düşük dilimlerde çok minimal de olsa iyileşme gözleniyor. Ancak kayda değer değil.
Gelişmiş ülke olma yolunda en önemli sermaye eğitimli insan kaynağı. Bunun da ölçüsü, aynı sınava katılmış diğer ülkelerle yapılan karşılaştırma. Hem de yakın gelecekte işgücüne katılacak bugünün genç kuşağının, uluslararası rekabette nerede olduklarını gösteren PISA testi.
PISA’da iyileşmenin yavaşladığı gözleniyor. Özellikle, katma değer yaratacak, verimlilik artışına ve yenilikçiliğe temel oluşturacak matematik bilgisindeki görece eksiklik ve başarısızlık, gelecekte olmasını arzu ettiğimiz rekabetçi bir ekonomi açısından umut kırıcı. Umut kırıcı, çünkü bu alanda kaygılı olduğunu belli eden ve geleceğe dönük bir planı olduğunu hissettiren bir siyasi irade de yok.
PISA nedir?