Gebelik gelişiminde 17. hafta

Fetüsün büyümesi hızla devam etmektedir, yaklaşık olarak 13 cm ve 140 gram ağırlığındadır.

Bebeğimizin kalp atışı anne ve aileye dinletilir. Bu annenin bir yandan kaygılarını giderir, bir yandan bebekle ilgili sevgisini pekiştirir.

Fetüs insan görünümündedir. Kafasını dik tutabiliyor.

Vücut ve eklemler başa göre daha uzundur. Parmaklarında ve topuklarında yumuşak kıvrımlar oluşmaya başlar. Gözleri ileriye bakmakta ve hala yarı kapalı durumdadır. İskelet kıkırdaktan kemiğe dönüşür. Kemikler doğumdaki kolaylık için esnek kalır. Anne adayı bebeğin iskelet, kas ve diş gelişimi için bol miktarda kalsiyumdan zengin beslenmelidir.

Örneğin, süt, yoğurt veya peynir tüketmelidir. Erkek fetüsün ise prostatı oluşmasına devam eder. Bağırsaklarında mekonyum birikir. “Mekonyum” sindirim atıkları ve yutulan amniyo sıvısını içeren bir maddedir. Bu yeşilimtrak-kahverengi renkteki yağlı madde bebeğinizin ilk dışkısıdır. Aksi bir durum olmadıkça bebeğin sıkıntısı oluşmadıkça bebek dışkısını doğumdan sonraya kadar yapmadan bağırsaklarında biriktirecektir. Cildinin altındaki yağları artmıştır. Göbek kordonu kalınlaşmaya ve güçlenir. Kordon, büyümesi devam eden bebeğinizin her türlü ihtiyacını anneden karşılar.

Fetüs solumayı öğrenmek için yüzdüğü amniyon sıvısını akciğerlerine çekmekte ve geri vermektedir. Kalbi dakikada 120 ile 180 arası atım hızına sahip. Yani yetişkin bir insanın ortalama bir buçuk-iki kat daha fazlası.

Bu haftada da dörtlü test, entegre test ya da üçlü test yaptırılabilir. Bebekte trizomi 21 (down sendromu), trizomi 18 ve nöral tüp defekti (bebeğin omuriliğinde açıklık) bulunma riskleri hesaplanır. Bu tahlil sonucu bu hastalıklardan herhangi biri için yüksek riskli çıkması durumunda, doktorun önerisi ve anne adayı ve eşinin kararı ile, bir iğne yardımı ile bebeğin yüzdüğü sudan (amniso mayi) örnek alınarak incelemeye gönderilebilir. Bu işleme amniyosentez denilir. Amniyosentez anne adayının karınına iğne batırmak sureti ile bebeğin içerisinde yüzdüğü sıvıdan (amniyos sıvısı) örnek alma işlemidir. Bebeğin zarar görme riskini en aza indirmek için işlem ultrason eşliğinde bu işte uzmanlaşmış bir doktor(perinatolog) tarafından yapılır.

Amaç amniyos sıvısı içine dökülmüş olan bebek hücrelerinin toplanması, bu hücrelerin sayısının laboratuvar ortamında arttırılması ve kromozom yapısının incelenmesidir. Böylece bebeğin herhangi bir kromozom kusuruna sahip olup olmadığı anlaşılabilmektedir. Sonuç 20-30 gün içinde çıkmaktadır. Bu işlem en uygun dönem 16.-18. haftalar arasında uygulanır.

35 yaşından büyük anne adaylarına (kromozom anomalili bebek doğurma ihtimalleri yüksektir), ultrasonda bebekte yapısal bir özür belirlendiğinde, tarama testlerinde yüksek risk saptanması durumunda, daha önce anomalili bebek doğurma hikayesi bulunması durumunda önerilir.

Ancak amniyosentez işlemi riskli bir girişim olup yaklaşık 300’de 1 düşük riski taşımaktadır.

Annenin rahmi göbek deliğinin 4-5 cm altına kadar ulaşmıştır. Bu nedenle bel kalınlaşmıştır. Bebek ve rahim büyüdükçe her iki tarada rahimle ve leğen duvarı ile bağlı olan bağların genişlemesine bağlı olarak özellikle sağ kasıkta ve karında sancı olabilir. Ancak sancılar şiddetli, uzun sürerse ve periyodik olarak gelip geçerse tereddüt etmeden doktor aranmalıdır. Anne geniş ve rahat kıyafetler giymelidir. Özellikle yüz bölgesinde açık kahverengi noktalanmalar şeklinde lekeler gözlenebilir. Bu lekelerin yüze iyice yayılması ile gebelik maskesi (kloasma)oluşabilir. Güneşe maruz kalmaları durumunda renkleri koyulaşacağından güneşten korunma şikayetin artmasını önleyecektir. Yüzdeki bu lekelenmeler doğum sonrası tamamen kaybolacaktır.

Anne gebeliğinin en rahat dönemlerindedir.

Bütün gebelik boyunca olduğu gibi bu dönemde de kanama olmaması gerekir. Kanama çok ciddi bir belirtidir beklemeksizin hekime başvurulmalıdır.

Gebelik gelişiminde 18. hafta

Büyüme devam etmekte ve organ olgunlaşmaları ilerlemektedir.

Bebeğin boyu 14-14,4 cm ağırlığı 180-200 gram kadar olmuştur. Bebeğin iskeleti bu haftada yavaş yavaş sertleşmeye başlar. Sinirleri izolasyonu için çevresi “myelin” adı verilen doku ile sarılır. Fetüsün kafası gövdeden daha geniş bir çapa sahiptir. Bütün gebelik dönemlerinde bu durum aynıdır. Akciğerlerdeki küçük hava kesecikleri “alveol” olarak bilinir ve oluşmaya başlar. Önümüzdeki aylarda akciğerlerini daha iyi kullanabilecektir. Ancak doğum anına kadar alveoller hava ile değil su ile doludur. Erkek bebeklerde prostat neredeyse tamamen gelişimini tamamlamışken, kız bebeklerde yumurtalıklarda ilk yumurta hücreleri gelişmeye başlamış, uterus normal şeklini almıştır. Ses telleri oluşur. Bebeğin kalbi ultrason ile çok iyi değerlendirilebilir. Bütün yapısı ayrıntılı görülebilir. Kalp atış hızı normal erişkin bir bireyin neredeyse iki katıdır (120-140/dakika) ve kendi vücuduna günde yaklaşık 25 litre kan pompalamaktadır.

Verniks (beyaz, peynirimsi koruyucu madde) ve lanugo (yumuşak açık renkli tüyler): Bebeğin cildini amnios suyu içerisinde geçireceği haftalarda korumak üzere gelişir. Plasenta büyümeye ve bebeği beslemeye devam eder.

Bebekte tarama testlerinde risk artışı olduğunda ya da diğer endikasyonlar için gerekli ise amniyosentez için uygun haftadır.

Daha önce doğum yapmış anne adayları bu haftada bebek hareketlerinin fark edebilir. İlk hamileliği olan anne adaylarının ise 20. haftada bebek hareketlerini hissederler.

Gebe kan hacmi artmış, ancak progesteron hormonu etkisi ile de damar duvarlarındaki kasları dahil düz kaslarında gevşeme belirginleşmiştir. Bu nedenle özellikle ikinci üç aylık dönemde (13.-27. haftalar arası) tansiyon ölçümlerinde özellikle diyastolik (küçük tansiyon) tansiyon normale göre düşük kaydedilir. Artmış kan hacmi nedeni ile kalbin iş yükü de arttığı için ani beden duruş değişikliklerinde (yatar pozisyondan aniden oturur pozisyona geçmek, oturur pozisyondan aniden ayağa kalkmak gibi) kalbin vereceği yanıt gecikebilir. Ani tansiyon düşüklüğü nedeni ile baş dönmesi ve baygınlık hissi yaşayabilir yani ortostatik hipotansiyon ortaya çıkar. Bu durumda yatarak ayakları yüksek bir yere uzatıp istirahat adilmelidir. Bu şikayetler sık oluyorsa ilgili branş ile konsulte edilmelidir. Anne karnı büyüdükçe ağırlık merkezi öne kayar. Karın büyüdükçe uyku sorunu olabilir. İdrar ihtiyacı da uykuyu böler .