Ali İlyas’ın erkek olduğunu belirleyen ve (o boydayken) pipi olarak anılan uzantısı ultrason cihazında göründüğünde düşündüğüm ilk şey şuydu: Ucundan kesecek miyiz?
O vakte kadar kararım çok basit ve haklı bir soruya dayanıyordu: “Oğlumun çükü üzerinde ben nasıl inisiyatif sahibi olabilirim ki?” Eh, okulda birbirlerine gösterecekler. Bir gün yaptırmaya karar verebilirdi. Hatta ürkmüş bebeleri iyice zavallı gösteren kral/padişah kostümlerinden dahi isteyebilirdi. (E, hafazanallah kızım olsa da tütü isteyebilirdi.)
Fakat kazın ayağı öyle olmadı. Doğum doktorumuzun konu üzerine attığı tiradla birlikte kara kara düşünmeye başladık.
Alman ekolünden gelen, donukluk mertebesinde analitik doktorumuz sinirle şöyle dedi: “Yahu gereksiz olsa o parça orada durur muydu? Kuyruğumuz var mı? Düşmüş. O da düşerdi. Ama burası Türkiye, bir gün yaptıracaksınız nasılsa. Hemen yaptırın. İleride yaptırırsanız travması olur. Benim en büyük travmamdır. Memleket erkeklerinin çoğunun en büyük travması sünnettir.”
Bu konuşma üzerimizde çok etkili oldu.
İşin geleneksel şeklinin bu kadar travmatik olabileceğini düşünmemiştim.
Benim hatırladığım, ağlamayacağım diye kendimi çok kasmıştım. Ve korkudan ödüm patlamıştı. Korkmamış gibi yapması da en zoruydu. Tabii ki durum travmatikti. O günlere ait hatırladığım kaç olay var ki? (Bana sorulsaydı, yine olurdum muhtemelen ama bu kadar travmatik olmayabilirdi).
Vücudumun bir parçası kesiliyor ve bunun ne işe yarayacağını bana kimse anlatamıyordu. Tek söylenen “Erkek olacaksın” filan gibi anlamsız şeylerdi. Annem onları da söylemiyordu. Annem sadece “tabii ki vuku bulacak” bir event’i kazasız atlatmak peşindeydi.
O zaman da saçma bulmuştum. Ama mahallede “Ahmet ağladı, Hasan ağlamadı, Nuri olmadı” listesinde Hasan’ın yanında konuşlanmak istiyordum elbette. Dolayısıyla o et parçası benim için de “ağlamadan kurtulunması gereken” bir şeydi.
Velhasıl biz de Ali İlyas için çabuk karar verdik.
Ve Ali İlyas’ın günışığındaki ikinci gününde pipisinin ucunu kestirdik.
Anesteziyi papatya çayı içirerek yaptılar. Düşünün artık ne kadar korumasız bir yaratığın vücuduna müdahale ettiğimizi.
Sonra saçma bir şekilde o meş’um parçayı getirdiler. Halbuki kestiklerine emindik. Görünüyordu. Ben doğal bir şekilde ilişkin parçayla çöpe yollandım. Anneler atladı üstüme. Gömecekmişiz ve konu oğlanın kariyeriyle ilgiliymiş. Eh, “o sebeple” kesersen “bu sebeple” gömersin. Hastanenin bahçesine gömdük. Anneler sanırım doktor hedefledi. Temizlikçi, güvenlik, inşaatçı, bahçıvan, ziraat mühendisi ya da peyzaj mimarı olabilir.
İlyas’ın derhal şaftı kaydı. Gülerek uyuyan bebeğim sabaha kadar ağladı. Anne sütü dostu hemşireler mama dayamaya kalktı. Ben onları eğitmek zorunda kalınca bozuldular tabii. İlyas bir kaç gün daha huzuru kaçık yattı. Biz çoktan pişman olmuştuk.
Şimdi bu yazıyı okuyup da klişelere saldıracaklara da iki not sıkıştırayım. Sünnet yanlıları bunun tıbben de süper faydalı bir şey olduğunu; karşıtları ise olmadığını, hatta zararlı olduğunu söylerler. Her iki görüşü de savunan saygın bilim adamları vardır. Nesnel olursak top ortadadır. Bana sorarsanız o et parçası bir işe yarar. Penisin en hassas bölümünün iç çamaşırıyla ömür boyu haşır neşir olarak follofoş olmamasını, yani hassas kalmasını tesis eder.
Yine bana sorarsanız ortada tıbbi bir zorunluluk yokken bir bebeğin herhangi bir organından bir parça kopartmak dünyanın en vicdanlı hareketleri arasında sayılmaz.
Ayrıca muhakkak ileride tazminat hakkı vardır. Ona sormadan vücuduna müdahale ettiğimiz için. En azından hukuk olan bir ülkede.
Şüphesiz Müslümanların yahut Musevilerin inançlarına saygılıyım. Sünnet olmaları da kendileri haricinde hiç, hakikaten hiç kimseyi ilgilendirmez. Ama bunun kararı ebeveyne değil vücut sahibine ait olmalıdır. Misal 8 yaşında bir çocuk karar verebilir. Zaten Müslüman mahallesinde büyüyen çocuklar büyük olasılıkla bu doğrultuda karar vereceklerdir. Annem bana sormadı ama ben de olay yerinden kaçmadım misal. Halbuki çocukluk sicilimde iki burun ameliyatından kaçmışlığım vardır.
2 günlük bir bebeğin pipisini kesmek ise bambaşka. Olacak iş değil.
Çok içten bir yazı, elinize sağlık. Takıldığım bir nokta var yalnız; yazının sonunda “misal, 8 yaşında bir çocuk buna karar verebilir” diyorsunuz. 8 yaşındaki çocuğunuz göğsüne justin bieber ya da serdar ortaç dövmesi yaptırmak isterse buna da izin verir misiniz? yoksa çocukken yaptığı bu kalıcı işten yetişkinlikte çok pişman olabileceğini mi düşünürsünüz? 8 yaş bence insanın vücudunun bir bölümünü kalıcı olarak değiştirme kararı verilebilecek bir yaş değil.
Selamlar. Ya, sünnet olmasıyla göğsüne yaptıracağı dövme arasında bir fark var, yazıda ifade etmemişim pek. Sünneti doğumda yaptırmak yerine kafasının çalıştığı bir zamanda danışmaktan bahsediyorum. Yani, sormadan yapmak yerine sormak. Hiç yaptırmama kararı alınırsa bütünüyle kendisine bırakılabilir tabii ki dövme de yaptırmaya karar verebileceği yaşlarda. Kolaylıklar dilerim.