Marmaris’teki ilköğretim okulunda yemekhane ve anasınıfı için binaya ihtiyaç vardı. Bu sorunu çözmeye karar veren veliler çözümü kerpiç okul ile buldular.

Marmaris’teki Turunç Saadet Zeki Ünsal İlköğretim Okulu’nda okul öncesi eğitim de anasınıfı için güzel bir binaya ihtiyaç duyuluyordu.

Bu işi çözmeye karar veren veliler, yapılacaklar listesine bir de “okul yemekhanesi” eklediler ve “anasınıfı ile yemekhane inşaatı” için kolları sıvadılar. Ancak Okul Aile Birliği üyeleri, farklı bir yöntem izlemeye karar vermişler.

İnşaat için “kerpiç” kullanıp, binaları hayata geçirmek için Milli Eğitim, Üniversite, Valilik, Belediye ve Kaymakamlık ile elbirliği yapmışlar. Bu işbirliğine inşaatta çalışmayı kabul eden gönüllüler de eklenince proje kısa sürede hayata geçmiş. Okul Aile Birliği’nden İrem Bray bu süreci şöyle anlatıyor: “Okulumuzun yemekhane ve anasınıfını içerecek olan ek bina ihtiyacını gidermek için kollarımızı sıvadık. Bunu yaparken önemsediğimiz iki hedefimiz var: İlk amacımız her şeyi devletten beklemek yerine geleneksel imece yönteminin modernize haliyle kendi kaynaklarımızı harekete geçirmek, okulumuza ve çocuklarımıza sahip çıktığımızı, onlara önem ve değer verdiğimizi göstermek, hissettirmektir. İkinci hedefimiz ise toplumda sürdürülebilir, doğa ile uyumlu, ekolojik yaşam biçimleri ile ilgili farkındalığı arttırmak… ‘Yeşil Okul’ kavramı ekolojik mimari özelliklere göre dizayn edilmiş, çocukların doğa ile içiçe oldukları, bahçelerinde toprakla ilişkilerini geliştirici etkinliklerin yapıldığı, enerji tasarrufu yapılan, geriye dönüşümlü kağıt kullanılan okulları tanımlamak için kullanılan bir terim.Türkiye’de mimari olarak ekolojik bir okul henüz yok. Biz ihtiyacımız olan bu binayı mimarlık bölümü öğrencileri, veliler ve ekolojik farkındalığı olan gönüllülerden oluşan bir grupla Mimar Arda Sander ve Mimar Seçil Sander’in ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün teknik desteği ile ekolojik bir bina olarak hep birlikte tasarlayıp doğal malzemeleri kullanarak hayata geçireceğiz. Turunç Belediye Başkanımız Ali Fuat Fidan’ın, Marmaris İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Züleyha Aldoğan’ın ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün tam desteği ve azimli koşturmacamız sayesinde öngörmediğimiz zorlukları aşarak hayalimizi gerçeğe dönüştürüyoruz.”

Okul Aile Birliği Başkanı İrem Bray’e bu süreçte yaşadıklarını sorduk. Bakın sorularımıza ne yanıtlar verdi;

Neden kerpiçi tercih ettiniz?

Kerpiç geleneksel, ucuz, doğal ve yerel bir malzeme. Beton ve tuğla sanayisinin çıkarına uymadığı için her fırsatta karalanan bir malzeme. Bugün üniversitelerde kerpiç üzerine bilimsel araştırmalar yapılıyor, çeşitli toprak türleri ve karışım oranlarının diğer malzemelerle dayanıklılık karşılaştırmaları yapılıyor. Görünürlüğü olan örnek bir yapı olacağı için kerpiç kullanımı hakkındaki önyargıları biraz olsun değiştireceğini düşündük.

İnşaatı zor mudur?

Kerpiç tuğlaların yapımı normal tuğlaya göre tabii ki daha çok emek gerektiriyor. Toprağı, samanı ve suyu belli oranlarda karıştırıp eziyoruz, sonra kalıplara dökerek kurutuyoruz.

Artık kerpiçten ev, okul yapanların sayısı hızla azalıyor, kerpiçten inşaat yapmak bilgelik de gerektiyor. Siz bu bilgiye nasıl ulaştınız?

Doğrusu okul olduğu için bizi yönlendiren kişiler bilim insanları oldu. Mimarlarımız araştırma ve deneyimlerinin sonucunda projeyi şekillendirdiler ve birlikte uygulamasını yapıyoruz. Ancak projeyi duyan birçok insan daha önce kerpiçten yaptıkları evleri, camileri anlatıyorlar. Buradan anlıyoruz ki kerpiç Anadolu’da halen geçerli bir malzeme olmaya devam ediyor.

Kaç kişi çalışacak inşaatta. Gönüllüler var mı, nereden geliyorlar?

Neredeyse tüm çalışanlarımız gönüllü! Aşağı yukarı toplam 20 kişi inşaatta çalışıyor. Ancak gönüllülere yemek ve kalacak yer sağlayarak, projeye ekonomik destek sağlayarak, malzeme desteği vererek gönüllü emeğini koyan daha onlarca insan var.

Anaokulunun ve yemekhanenin tasarım ve inşaat sürecine öğrenciler ve öğretmenler de dahil mi, onların tepkisi nedir?

Evet Haziran ayında Sander’lerle birlikte diğer mimarlarımız Ece Ceren Önder ve Ebru Bingöl öğrencilerle ve öğretmenlerle atölye çalışmaları ve toplantılar düzenleyerek hem yeni binanın hem de okul bahçesinin tasarımını yaptılar.

Bu projeyi hayata geçirirken en çok hangi noktada zorlandınız, nasıl aştınız?

Bürokrasi çok zorlayıcı idi. İnşaat ruhsatı almak için önce tapu gerekiyordu, ancak okulumuzun tapusu yoktu. Ocak ayında başlattığımız süreç tüm hızlandırmalara rağmen Temmuz ayında hala tamamlanamamıştı. Birara projeyi başlatamayacağımızı düşündük. Sonunda yönetmeliklerde tapu olmadan da ruhsat alabileceğimizle ilgili bir açıklama bulunca yolumuz açıldı.

Bu tür yapıların sayısını arttırmayı hedefliyor musunuz?

Ben bir piskoloğum, belki ben değil ama mimar arkadaşlarımızın böyle hedefleri var. Bu projeden esinlenen başka kişi, okul ve kurumların doğal malzeme kullanmayı önemseyeceklerini umuyorum. Hatta web sitemiz kerpicokul.info’un başında turunc var; ileride baska yerlerdeki okullarda kerpiç kullanıldığında o yörenin ya da okulun ismi yazılsın istiyoruz.

Bu süreçte ne tür tepkiler alıyorsunuz?

Genellikle tebrik ediyorlar, şaşıranlar oluyor. Türkiye’nin dört bir köşesinden gönüllülerin biraraya gelip bizim okulumuz için çalıştıklarını görenler biraz da utanıyorlar. O zaman boş zamanlarında çalışmak isteyenler oluyor, çok seviniyoruz. Bazı veliler de ‘okulumuza ne yaptınız? Böyle bırakmayacaksınız herhalde?’ gibi serzenişlerde bulunabiliyorlar.

Yerel yönetim destekliyor mu bu çalışmayı?

Sürdürülebilir bir yaşamın öneminin farkında olan başkanımız turizme dayalı olan ekonomimizin bu tek yönlülüğüne alternatif oluşturma konusuna önem veriyor. Araç, insan gücü ve malzeme konularında hep yanımızda oldular, olmaya da devam ediyorlar.

Kaynak: Ayzen Atalay Durmuşoğlu, ntvmsnbc.com