Gördüm ki sosyal medyada yazım teveccüh görmüş. Teşekkür ederim. Lakin sosyal medyada ve gelen mesajlarda gördüm ki “Türkiye’de öğretmenler genel olarak cahildir” lafına takılmış bir grup insan.

Milli spor gibidir her şeyi kişisel almak. Keza alınganlık da. Kalp kırdıysam özür dilerim. Fakat özürüm kabahatimden değil, nezaketimdendir.

Genellemeler hayatı kolaylaştırır.  Misal, polisler yakın zamana kadar rüşvetçiydi. Bu, bütün polislerin rüşvetçi olduğu anlamına gelmiyordu elbette. Keza, köylüler tarım ilacını bir kullanacakken beş kullanırlar. Seralarda sattıkları domates ayrıdır, yedikleri ayrı. Bu, bütün köylülerin böyle yaptığı anlamına gelmiyor elbette.

Öğretmenler de cahildir. Bütün öğretmenlerin böyle olduğu anlamına gelmiyor elbette. Benim öğretmenlerimin ezici çoğunluğu öyleydi. Sonra tanıştıklarımın da. Gidip felsefe öğretmenlerine Spinoza sorun bakalım, kim diyecekler? Özel okullar hariç İngilizcesi fluent kaç İngilizce öğretmeni biliyorsunuz? Kaç edebiyat öğretmeni Nahid Sırrı Örik okumuştur? Bırakın Nahid Sırrı’yı, kaç tanesi “Halit Ayarcı kimdir?” sorusuna cevap verebilir? Hangi tarih öğretmeni Atatürk’ün Vahdettin’in yaveri olduğunu bilir?

Tamam, “müfredat” var, eğitim sisteminin zorlukları/tuhaflıkları, öğretmenlerin üç otuza mahkum bırakılmış olması, ancak fedakarlıkla yapılabilir bir iş olması… Hepsine tamam. Ama ben entelektüel birikimden, öğrettiğini bilmekten bahsediyorum.

Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz arkadaşlar. Yapmayın. Öğrenciler ortada. Öğretmenler allame-i cihandı da bu öğrencileri mahalle berberleri mi yetiştirdi?

https://twitter.com/#!/TosbaTosba