Baştan doğru girelim topa: Doğum süreci diyalektik değil analitik bir durumdur. Sezaryenle normal doğum arasında bir çelişki yoktur. Doğum zaten normal olur. Doğum doğumdur. Milyonlarca yıldır. Ona normal doğum demek de abesle iştigaldir. Ha, fantezi sahibi aileler havuza toplanıp konu komşu parti şeklinde de yapıyorlar. Buna ben de normal doğum diyemeyeceğim. Merak edenler için Youtube bunların videolarıyla dolu.
Siz normal sigara içme, normal kitap okuma filan gibi şeyler duydunuz mu hiç? Çin yemeğine Çin’de sadece yemek demiyorlar mı? Onun adı burada Çin yemeği. (Gerçi kentli boğazlar için ehlilleştirildiği için Çin yemeğine Çin’de “American Chinees food” diyorlarmış, dağılmayalım.)
Doğumun olması gerektiği gibi olmasına tıbbi bir engel varsa, sezaryen yöntemine başvurulur.
Sezar efendinin doğumu münasebetiyle bebeğin 9 kat yarılıp alınması olayına sezaryen denmiştir.
Demek ki neymiş? Bir doğum varmış, bir de sezaryen. Ama tabii bu kadar çok normalden sapma olunca ister istemez normal doğuma normal demek gerekiyor.
Gelelim ilişkin batıl itikatlara. Vücut bozulması hikâyedir. Asıl sezaryenden sonra hissiz ve izli kalan bir karın vakidir.
Kafa travması hikâyedir. Yok efendim normal yoldan çıkınca beyne baskı olurmuş da öbürküsünde pattadanak çıkarmış geniş geniş… Yok öyle bir şey.
Prof. Ahmet Aydın’dan öğrendim ve pek etkilendim. Malumunuz vücudumuz büyük oranda bakteriler sayesinde sağlıklı yahut hastalıklı oluyor. Bebek çıkması gerektiği gibi çıkınca yolda alması gereken bakterileri alır. Sezaryenle çıkarsa alacağı bakteriler hastaneye aittir. Allerjiler başta olmak üzere bir yığın müsibete kapı açılır. Fenadır yani.
Dahası, sezaryen bir ameliyattır. Yani sonrasında yatmanız, iyileşme sürecini beklemeniz gerekir. Olması gereken doğumda yani normal doğumda ise doğurur ve devam edersiniz.
Değildir: “Bir defa yaptırırsanız, sonrakiler de sezaryenle doğmak zorundadır.”
Ama… Bütün bunlar böyle diye koskoca sağlık bakanı nasıl çıkıp da “Bir defa yaptırırsanız, sonrakiler de sezaryenle doğmak zorundadır.” diyebilir. Değildir çünkü.
Burada doktor rolü oynamak istemiyorum ama durum çok açık. Sezaryende bir yara izi oluşuyor. Eskiden bu iz dikey olurdu ve sonradan yırtılması kolay olurdu. Şimdi yatay ve küçük oluyor ve bu zor oluyor. Dolayısıyla sezaryen sonrası sezaryen zorunluluk değildir.
Değildir: “Sezaryenle iki çocuktan fazla olmaz”
Elbette normal doğumdaki sınırsızlık yoktur sezaryende. Ama sekize dokuza kadar doğuranlar görülmüştür.
Ayrıca, yeni sezaryenlerle üç zaten normalidir. Hele ikincide normal doğuma geçme şansı varken.
Velhasıl, her zaman doğru olan yalan söylememektir. Cahil olma hakkı kahvede arkadaşlarıyla konuşanlara vardır. Ülke yönetenlere yoktur. Sağlık yönetenlere yoktur.