Kamuoyunda “köpek tecavüzü” davası olarak bilinen ve “kilit altındaki malın hırsızlığı ve zarara uğratılması” suçundan açılan davanın dördüncü duruşması, dün İstanbul Anadolu Adliyesi’nde 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmada, köpeğe tecavüz eden ve tutuksuz yargılanan sanık Ş.Ş. yine katılmazken, Yeryüzüne Özgürlük Derneği suçtan zarar gördüğü gerekçesi ile davaya müdahillik talebinde bulundu. Mahkeme suçtan doğrudan doğruya zarar görmediği gerekçesiyle derneğin talebini reddetti.
Yeryüzüne Özgürlük Derneği’yle birlikte, hayvan hakları gruplarına üye, bağımsız ve feminist aktivistlerden yaklaşık 40 kişi, adliye önünde “Tecavüzcü, İkiyüzlü, Ayrımcı Erkek Adalet Değil, Gerçek Adalet İstiyoruz” pankartı açarak eylem yaptı.
Mal değil, can
Basın açıklamasını okuyan Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nden Neşe Akbaş hayvanların hukuken eşya olarak tanınmasına dikkat çekti.
“Hâlâ T.C. mevzuatı ve yargı organları, yaşayan canlılara sadece birer mal muamelesi yapmaya devam ediyor. Bu adam üç çocuklu evli ve şu anda elini kolunu sallayarak aramızda dolaşıyor. Yasadaki boşluk nedeniyle devlet suçluyu gerçek suçundan yargılayamıyor. Polis tutanaklarında tecavüz anı suçüstü belgelenmiş olmasına rağmen, hayvana tecavüz ya da işkence suç değil kabahat olarak işlem görüyor. Yasa hayvanları sahipli ve sahipsiz olarak ikiye ayırıyor ve mülk haline getiriyor. Her iki durumda da hayvan canlı olarak görülmüyor, insan mağduriyeti üzerinden değerlendiriliyor. Şu anda yapılması gereken bu yasanın kabahatler kanunundan çıkartılıp hayvan mağduriyeti üzerinden TCK kapsamında düzenlenmesi gerekiyor.”
Tecavüzün üstü kapatılıyor
Protestocular köpeğin adliye önüne getirilmesini ve köpeği göstererek “buna bile tecavüz ediyorlar, buna kadar düştüler” denmesini eleştirerek tecavüze uğrayan hayvanın teşhir edilmesinin hayvanın “aşağı” konumunu güçlendirdiğini ifade ettiler.
Aktivistler hayvana yönelik tecavüzün kadına yönelik tecavüzle aynı zihniyetin ürünü olduğunu ve toplumda örtbas edildiğini belirtti.
“Türkiye’de tecavüz edilen hayvanlar arasında ineklerin, eşeklerin, koyunların, tavukların, ördeklerin, atların olduğu ve hayvana tecavüzün her gün gerçekleştiği de toplumun tüm kesimlerince bilinen ancak erkekliğin dokunulmazlığı gerekçesiyle üstü örtülen bir gerçekliktir.”
Özgüner: Her insan bu davanın tarafı
Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nden Burak Özgüner derneğin müdahilliğin adil yargılama açısından bir gereklilik olduğunu ifade etti.
“Olayımızda bir erkek tarafından, bir sokak köpeğine tecavüz edilmiş, bedenine işkence edilmiştir. Köpek, kendisi ya da bir yakını tarafından davada temsil edilemiyor. Üstelik sanık, dişini bir sokak köpeğine geçirebildiği için bu iğrenç eylemini fiiliyata dökmüştür. Bu adam, gücünün yettiği başka bir canlıya da, üzerinde hak sahibi olduğu gerekçesiyle, aynısını yapmaktan çekinmeyecektir. Dava konusu, yasaların müsait olmayışı nedeni ile mal varlığına karşı işlenmiş bir suç gibi tanımlansa da, aslında hepimize karşı işlenmiş bir fiildir. Dolayısıyla bu davanın tarafı olmak, kendini insan olarak gören herkesin hakkıdır”
25 Nisan’da devam edilecek olan duruşmada mahkemenin karar vermesi bekleniyor.
Kaynak: Burcu Çelik, bianet