Bir zamanlar Sebzeseverler Ormanı’nda Binky adında bir tavşan varmış. Binky dev havucunu öyle çok severmiş ki, o ne derse yapabilirmiş. Ama dev havuçlar konuşamazlarmış.

Tilki de bu fırsatı kullanmaya karar vermiş. (Bilirsiniz tilkiler kurnazlıklarıyla ün salmışlardır.) Tilki sahte bir havucu konuşturarak, tavşanı kendisine çekerek onu yemeyi düşünüyormuş.

Tilki, havuç şeklinde bir balon almak için bir büfe aramaya başlamış. Orman Hakları Büfesi‘ne gitmiş. Büfe devasa bir ağaçmış.

Tilki içeri girmiş ve o anda kendini hakim gorilin karşısında, sanık sarmaşığında otururken bulmuş.

Sonra oranın aslında Orman Hakları Mahkemesi olduğunu öğrenmiş. Tilki bu sefer Saç Bakım Büfesi‘ne gitmiş. İçeri girdiği anda karşısında yele stilisti Banny’yi görmüş. Orası da Saç Bakım Kuaförü çıkınca tilki iyice sinirlenmiş.

Beş dakika sonra ise saçları hakim gorilinkine benzer şekilde ormanda yürüyormuş. “Artık şu büfeyi bulacağım!” diye bağırmış. Biraz yürüdükten sonra karşısına şu tabela çıkmış.

レストラン

Tilki dükkana girmeye karar vermiş. İçeri girdiğinde yaşlı Çin kelebeği onun yanına gelmiş.

Çay çin çong.

Hayır, çay istemiyorum.

Çing çoying çay?

Çay istemiyorum dedim ya!

Sonra tilki dükkandan çıkmış ve büfeyi aramaya başlamış. O sırada tavşanla karşılaşmış. Tavşan;

Dev havucum yardıma ihtiyacın olduğunu söyledi.

Havucun mu?

Dedi ki okuma yazma bilmediğin için kaybolmuşsun…

Yok öyle bir şey!!!

– Havucum öyle söylemiyor ama?

Havucundan bana ne!

Binky ona dev havucunu göstermiş ve havuç ta tilkiye “Seni gidii kötü tilkii!” diye bağırmış.

Dev havuç bir kahinmiş. Hayvanlar havuca geleceklerini sormuşlar ve tahminleri hep doğru çıkmış. Orman halkı da bu dev kahin bir şey demeden hiçbir şey yapmaz olmuş.

O günden beri bütün Sebzeseverler Ormanı halkı dev havuca taparak hayat sürmüş. Tabii, en başta da tilki ile tavşan.