Reggie Joiner, arkadaşı Mark Taylor’un kızının düğününde minik bir konuşma yapmış ve kız babası olmanın ne demek olduğunu anlatmışBu hikayedeki hiç kimse ünlü değil, Joiner’in blogunda yayınladığı konuşmayı yayınlamamızın nedeni babalar ve kızları hakkında büyük bir sırrı ifşa ediyor olması…

**
Genç babaları seyrediyordum dün gece. Gittiğimiz düğün yemeği boyunca çocuklarının elini hiç bırakmayanlar bile vardı. Merak ettim, acaba benim bildiğim bir sırrın farkındalar mı? Bu öyle bir sır ki, her baba er ya da geç öğrenmek zorunda kalır. Bunu pek çok kez söyledim birilerine ama anlatabildiğimi sanmıyorum. Daha genç yaşlardayken kimse söylememişti oysa bana. Belki de söylediler ama dikkatlice dinlememiştim… O büyük sır şu:

Kızın doğduğu anda, kendini onun gideceği ana hazırlamaya başlamalısın. 

Onu ne zaman tutacağını, ne zaman gitmesine izin vereceğini öğrenmek tahayyül edebileceğinizden çok daha zor. Çünkü kız çocukları size tuzaklar kurarlar. Küçük bir bebekken onu sıkıca tutmanıza izin verir ve sanki hiçbir zaman sizden ayrılmayacaklarmış gibi davranırlar. O zaman yapmanız gereken bellidir, onu sıkıca tutmak. Birkaç santim daha büyüdüklerinde birazcık uzaklaşmaya başlarlar belki, ama nasılsa geri döneceklerini bilirsiniz.

Küçük birer çocukken söylediğiniz herşeye inanıyormuş gibi yaparlar. Oyun oynarken etraflarında olup seyretmenizi isterler. Onayınıza ihtiyaçları vardır. Dolayısıyla onları tutmaya devam edersiniz, ama bir miktar farkla. Çünkü bırakırsanız kalplerinin kırılacağını bilirsiniz. Derken ortaokula başladıkları günlerde sizi aldatmaya başlarlar. Biraz daha uzaklaşmalarına izin vermenizi bekler gibidirler. Bunu o kadar çok dile getirirler ki eliniz ayağınız birbirine dolaşır. Sanki sizden daha fazla uzaklaşmasına izin vermenizi bekler gibidirler, ama bunu asla açıkça söylemezler. Dolayısıyla onlara sıkıca sarılmaya devam etmelisiniz. Bir şekilde bunu bilmeniz beklenir sizden. Ciddi ciddi kafanız karışır. Bütün o kararları tek başına vermek zorunda kalmak bir baba için o kadar zordur ki…

Siz bir kez bile uyarmadan bir ergene dönüşüverirler. Hızla erişkinliğe doğru yol almaktadırlar artık. Tutku panikleri yaşamaya başlarlar. Onları bu halde görmek bile istemezsiniz, ama gözünüzü de ayıramazsınız üstlerinden. Bu yıllar bir baba için en zor olanlarıdır.

Şahsen, onu sımsıkı tutma eğiliminde oldum hep, kollarımı gevşetmek gelmedi hiçbir zaman içimden. Bırakmam gerektiğini bildiğim zaman bile yapamadım. Hep “biraz daha zaman geçsin” deyip durdum. Sorun şu ki size bütün bunları öğretebilecek bir ders kitabı yok. Hiçbir ebeveyn okulunda da bahsetmezler bu konudan. İstediğiniz hayat koçuna kucak dolusu para ödeyin bunu öğrenemezsiniz. Yani kızınıza ne zaman sarılacağınızı, gitmesine ne zaman izin vereceğinizi kimse söyleyemez size.

Bilmeniz gereken tek bir şey var. Yani öyle tahmin ediyorum. Dua edin. En doğru kararı vermiş olmak için dua edin.

Bazen doğru kararlar verirsiniz, bazen yanlış. Ama anlamaya çalışmaktan hiç vazgeçmemelisiniz. Bunun en önemli sebebi şu: O sizin kızınız. Onun sizinle sürekli kavga halinde olacağını bileceksiniz. Ama aynı zamanda sizi sevecek de. Bu gidiş gelişlerde şekillenecek ilişkiniz.

Dostum Mark, kızlarını ne kadar sevdiğini biliyorum. Her seferinde onların hayatındaki en büyük öncelikler olduğunu gösterdin. Kızın Kristi evlenirken kafanın nasıl karıştığını da biliyorum. Şimdi o gün geldi. Kızının başka bir adamla gitmesine seyirci kalmak zorundasın. Birkaç saniye sonra arabalarına binip gidecekler. Neler hissedeceğini tahmin edebiliyorum. Allah’tan küçük kızın Colette şimdilik yanında ve bu seni teselli edecek bir süre için. Fakat babalara has o büyük sırrı biliyorsun, bir gün o da gidecek…

Tanrı kızlarımızı bizlere, birgün gitmelerine izin verelim diye gönderiyor…