Sinan Şavaş Zarakolu kimdir?
1977 yılında, İstanbul’da yayıncı bir ailede doğdum, bir abim var. 2000 yılında Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldum. Biraz müzisyenlik, biraz mimarlık yaptım. Eşimle üniversitenin son yıllarında tanıştım. Evlendikten birkaç yıl sonra eşimin babası ile çalışmaya başladım. İşimiz şekerleme üretimi, halen burada yöneticilik yapıyorum. Ferda, Ayşe Mira ve Elif Talya ile beraber İstanbul Büyükçekmece’de yaşıyoruz.

Kaç yaşında baba oldunuz?
2004-1977=27

Planlı mıydı?
Evet.

Öğrendiğinizde ne hissettiniz, “Ve beklenen haber geldi” yakınlarınıza ne zaman, nasıl söylediniz?
Üstünden yıllar geçti hamileliği çok da duyurmadık diye hatırlıyorum, en yakın çevre zaten günlük ilişkide öğreniveriyor.

Eşinizin hamilelik süreci sizin açınızdan nasıl geçti?
Çok güzeldi, iki acemi beraberce hayaller kurduk, isimlere acayip takıktık, ismi ne olacak, cinsiyeti ne olacak, neler yaşanacak, heyecanlıydık, beraber kilo aldık, hayatımda ilk kez 80 kilo oldum.

Onu ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?
Acayip küçüktü. Bebek olayını daha önceden ucundan dahi bilmiyordum. Sanki hayatımda ilk kez bebek görmüş gibiydim (Yeni doğan) ve acayip güzel gelmişti. Nedense dünyanın en güzel insanı doğmuş gibi bir his.

Evde altları kim değiştirirdi?
İkimiz de. Hiçbir vakit erinmedim, ama sıvama kaka konusunda anne de baba da kaçmakta haklı.

İsme nasıl karar verdiniz? Ne oldu?
İlk adını rahmetli annemin adını koymaya hamilelik zamanı hatta neredeyse (kız olursa tabii) plan aşamasında karar vermiştik; ama özellikle kendisini tarif edecek ikinci ismi olsun istedik, o yaz Demre taraflarındaydık. Mira antik şehrini gördük, zaten bu coğrafyanın her dönemini sevme fikrini benimsemişken “tamam” dedik. Ayşenur’dan Ayşe’yi aldık yanına Demre’den Mira’yı koyduk. Büyük kızımızın ismi böylece Ayşe Mira oldu. Elif Talya’nın ismine biraz ilk kızımız da tesir etti yani Ayşe kadar öz bir ilk ismin yanına yine bu coğrafyadan bir isim baktık öyle karar verdik. Biraz eşitlik arayışı yani.

Kariyeriniz ve sosyal hayatınız nasıl etkilendi?
Bebek eksenli bir hayat başladı tabii ki. O zamanlar teorik olarak şunu diyordum ki şahitlerim var. “Nasılda acemiyiz ama bebek ile beraber olgunlaşacağız. Komik, çocuk 4-5 yaşında karşısında yetişkin birilerini görecek ne bilsin bu yetişkinleri kendisinin yetiştirdiğini.”

Nasıl bir baba olacağınızı düşünüyordunuz? Düşündüğünüz gibi oldu mu?
“iyi oldu iyi” çok müthiş bir projeksiyonum yoktu babalık hakkında, şimdi düşününce sanki daha çok yaşadıkça öğrenmişim gibi hissediyorum. Bu üçlü bir alışveriş. Çocuk anne baba olması gerekenler veya kaçınılacaklar hakkında sürekli sinyal halindeler. Sinyal vericileri ve alıcıları ne kadar başarılı ise sonuç o kadar iyi oluyor sanıyorum. Bu durumda iyi baba olma projeksiyonu ne anneden  çocuktan bağımsız olamaz görünüyor.

Eş-dosttan giysi/oyuncak aldınız mı?
Ayşe Mira, çevredeki ilk bebeklerdendi. Küçük kızımızda ( Elif Talya) çocuklular network’ü oluştuğu için almalar da vermeler de çok oldu.

Bebeğinizin bakımına kimler yardım etti?
Özellikle anneanne çok destek oldu, bir de Zeynep ablamız vardı.

Kendinizi babanızla kıyaslasanız…
Kıyaslamak çok zor. Dönemler farklı ve koşullar farklı. Ama daha da önemlisi adam iki tane haydut yetiştirdi. Ben ise iki kız çocuğu babasıyım. Şanslı olduğumu kabullenip ağzımı pek açmamam gerekiyor sanki.

Kendi tarifiniz bebek/çocuk yemekleri varsa anlatsanıza…
İşte fırsat bu tarif aslında babamdan. Büyük ve yayvan bir kahve fincanının içine küçük ekmek parçaları konulur, çocuğun direncine göre seçilen peynir (lor, tulum inek beyaz keçi beyaz hangisi tutturulabilirse) ufalanarak eklenir, üstüne önceden pişen rafadan yumurta konularak toplamı iyice karıştırılır kaşık kaşık çocuğa afiyetle yedirilir.

Çocuğunuzla beraber hayatınızda ve sizde neler değişti?
Yaşlandık be dostum. Sorumluluklar zamanın akışını hızlandırıyor sanki.

Çocuğunuzla beraber neleri yapmaktan zevk alıyorsunuz?
Ayşe Mira (9) ile bir şeyler seyretmek çok eğlenceli, kendine has bir espri anlayışı var, bu ara yazı çizdi işlerine de beraber bakar olduk inanın ki onunla ders çalışmayı da seviyorum ona komik matematik problemleri uydurmak farklı bir keyif. Tabi ki onun sayesinde çünkü çok güzel katılıyor. Elif Talya (3) ile yapılabilecekler tabi daha sınırlı en zevklisi onunla boğuşmak diyebilirim, ayrıca dans merakı ve bet sesiyle şarkı söylemesi de muhteşem zaman zaman bunları babasının gitarı eşliğinde yapıyor, her çocuk ayrı dünya yani!

Çocuğunuzun sevmediğiniz huyu?
Sanırım bütün çocuklar için geçerli kötü huyları çok kolay kapıyorlar. Ya! Büyükler! Ayağınızı denk alın, yoksa anında copy paste. Kelimeler mimikler basma kalıp ev içi sözleriniz endişelenme tarzınız her şey kopyalamak üzere gözlem altında aman dikkat!

Deneyimlerinize dayanarak babalara ve adaylarına önerileriniz var mı?
Acemiliği baştan kabullenmeli derim o aranan olgunluk ve kusura bakmayın, yetişkinlik ancak yaşanarak oluyor, yani hep yoldayız beyler eşinizle çocuklarla alışverişiniz bol olsun. Yolculuk güzel olsun keyif olsun daha ne diyeyim.

Babalık neymiş?
Mineral ve hormon desteksiz safi praksis!