Kalp, yapısı kas olan bir organ olup, damarlar aracılığı ile tüm vücuda kanın pompalanmasından sorumludur. Kalbin sağ tarafı ritmik kasılmalar ile deoksijenize kanı akciğerlere pompalar. Sol taraf oksijenlenmiş kanı akciğerlerden alır ve vücudun tüm kısımlarına pompalar. Etkili ve dayanıklı bir pompadır. Örneğin 75 yıllık bir insan yaşamında kalp ortalama 3 milyar defa kasılır.
Tipik bir kalp döngüsü ( yani bir kalp atımı ) sistol ve diastol adı verilen 2 ana dönemden oluşur. Diastol sırasında oksijenlenmiş kan akciğerlerden sol atrium’a dönerken, aynı zamanda deoksijenize kan vücudun diğer kısımlarından sağ atrium’a dolar. Sistol sırasında ventriküller kasılır, AV kapakcıklar kapanır ve kan pulmoner ve aortik kapakcıklar aracılığı ile sırasıyla pulmoner arter ve aort’a pompalanır.
Elektrokardiyogram (EKG) kalpte izlenen anatomik, metabolik, iyonik ve hemodinamik değişiklikleri tanımlayan çok yararlı bir testtir. Bazı durumlarda patolojik sürecin tek belirtecidir. EKG kalbin elektriksel aktivitesinin görünür kaydını sunar. Koroner arter hastalıklarının (KAH) esas nedeni aterosklerozdur. Bu hastalık sürecinde orta ve büyük çaplı arterlerde plak oluşumu izlenir. Plak tarafından darlaştırılan arter lümeninde arteryel kan akımı azalır. Bazı olgularda hafif bir egzersiz ile göğüs ağrısı ve nefes daralması izlenebilir. Bu oluşuma stabil angina denir. Günlük alkol tüketiminin 50gr’a kadar olması KAH için koruyucu iken, daha yüksek miktarlarda tüketimi ise hiperlipidemiye yol açmaktadır.
Akut miyokard infarktüsü ( AMİ ) kalbin belirli bölgesine ilişkin kan dolaşımının engellendiği ve nekrozun (yaygın hücre ölümü) oluştuğu durumlarda karşımıza çıkar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından resmileştirildiği şekliyle AMİ’nin tanısı aşağıdaki kriterlerden en az ikisinin varlığını gerektirmektedir. Göğüs ağrısı öyküsü, EKG’de gelişimsel değişiklikler ve kardiyak enzim serilerinin (proteinler) artışı.
Kalp yetmezliği, kardiyak fonksiyonlarda bir anormallik hali olup, dokuların metabolizma ihtiyaçları için gerekli olan kanın kalp tarafından yeterli hızda pompalanamadığı patofizyolojik bir durumdur.
Bireyin KAH riskini belirlemede yardımcı olan laboratuvar testleri düşük-dansiteli lipoprotein (LDL) ve HDL kolesterol, trigliserit, lipoprotein (a), CRP, homosistein ve fibrinojendir. Sistemik enflamasyonun duyarlı bir belirteci olmasının yanı sıra plazma CRP konsantrasyonları gelecekte kardiyovasküler olay yaşamaya yatkın kadın ve erkeklerde yüksek bulunmuştur. Açlık halinde alınan plazma homosistein düzeyleri 15 micromol/L’nin altındadır. Hafif artmış düzeyleri KAH riskini artırır. Homosistein vasküler endotelde doğrudan hasar oluşturabileceği gibi sadece ateroskleroz belirteci de olabilir.
Kardiyak hasarı değerlendirmek için en sık kullanılan testler CK izoenzimleri, LDH, miyoglobin ve kardiyak troponinlerdir. Hipertrofiye uğramış ve hastalıklı insan miyokardiyumunda CK-MB oranının arttığı ispatlanmıştır. LDH dokuya özgül bir enzim olmadığı için kalp hastalığı da dahil olmak üzere pek çok hastalıkta serum total LDH düzeyi yükselir. Miyoglobin, kardiyak ve iskelet kaslarının oksijen bağlayıcı bir proteinidir.
İskelet kasına olan ufak travmalar bile serum miyoglobin değerlerini yükselterek AMİ yanlış tanısına neden olabilir. Troponin büyük oranda (%94-97) miyofibrillerde yerleşmiştir. Hasar ile troponin dolaşıma salınır. Troponin alt üniteleri bir dizi izoform olarak bulunur. Ancak, kalp için özgül troponin T ve troponin I izoformları belirlenmiştir.