Yeni eğitim sistemiyle 60 aylık çocukların okula başlamasından tedirgin olan aileler rapor kuyruğuna girdi. Veliler çocuklarının “okula başlamaya uygun değildir” şeklinde rapor almasını sağlayarak okula başlamalarını geciktirmeye çalışıyor.
Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Uzmanı Prof. Dr. Yankı Yazgan da dün CNN Türk televizyonunda Enver Aysever’in sunduğu Aykırı Sorular programına konuk oldu. Programda okula başlama yaşı ile ilgili tartışmalar ve çocukların bu sisteme ne kadar hazır oldukları konusu değerlendirildi.
Eğitim sistemimizin de bir öğretme güçlüğü problemi var
“Bir şeyin hayatta ne işimize yarayacağı üzerinden düşünmekten vazgeçtiğimiz ölçüde gerçek bir öğrenme başlıyor. Eğitim sistemimizin de bir öğretme güçlüğü problemi var ”
“Eğitim düzenimizle ilgili çok da büyük bir devrim gerektirmeyecek birçok şeyin yapılabileceği kanaatindeyim. 60-72 aylık çocuklara dönersek bu çocuklar için ister okul öncesi eğitim olsun ister birinci sınıf olsun okullarda sınıfların boyutlarını küçültmek, sınıf sayısının 20-24’ün üstüne geçmesini önlemek bu çocuklara yapılabilecek en büyük katkı.”
Çocuklara din eğitimi yaşı
Prof. Dr. Yazgan dindar nesil tartışmalarıyla gündeme gelen çocuklara din eğitimi verilme yaşı konusunu şöyle değerlendirdi.
“Çocukların soyut kavramları anlamaya ve bunun hakkında muhakemede bulunmaya yetkin oldukları yaşlar genellikle çocuktan çocuğa değişebiliyor tabi bu, ergenliğin biraz öncesi yaşlar. 11-12 yaşından önce yapılacak din eğitiminin çocuğumuzun dindar yetişmesini eğer arzu ediyorsak sınırlı bir katkısı var.”
“Din gibi bireysel vicdan özgürlüğü ile ilgili bir konuda devlet eliyle tek tipleştirici bir yaklaşımın da dindar olalım olmayalım kabul edilebilir bir şey olduğunu düşünmüyorum.”
“Çocuklar kavrayamayacakları kavramlarla karşılaştıkları zaman özellikle ergenlik öncesi yaşta, klasik ilkokul çağındaki çocuklar genellikle ya bunları ezberleyebilirler, ya şaşkınlaşabilirler, ya korkabilirler ama gerçek anlamda sindirmeleri bir anlam vermeleri için daha ziyade 11-12 yaş civarından sonra bunun ancak mümkün olduğunu biliyoruz.”
60 aylık çocukların okul öncesi eğitimde olmaları gerekiyor, birinci sınıfta değil
“60 aylık çocukların ilkokul birinci sınıf öğrencisi olarak nitelendirilmeleri, eğitimin içeriğinin ne şekilde olacağının belli olmaması, bu çocukların beyin gelişimleri açısından neredeyse %10-15’inden daha fazlasının hazır olmadığı bir eğitim sisteminin içerisine girmeleri bence uygun değil.
Okul öncesi eğitim çocukların bir ihtiyacı. Dolayısıyla 60 aylık çocukların okul öncesi eğitim sistemi içerisinde devlet tarafından sağlanan parasız, ücretsiz, herkese eşit bir şekilde ulaşım hakkı verilen okul öncesi eğitim içerisinde olması gerekiyor. Birinci sınıfta değil.
“Kimse ağır hasta olmayacak ama çocukları öğrenmekten ve eğitimden daha da soğutacağız”
Çocukların hazır olmadıkları bir sistem içerisinde olmalarının bir bedeli olacak. Kimse belki ağır hasta olmayacak, ya da kimse ölmeyecek ama öğrenmekten ve eğitimden zaten insanların soğutulmuş olduğu bir eğitsel ve kültürel ortamda bunu daha çok arttıracağız. Davranış problemleri olan, öğrenmekte zorlandığı, ya da içinde olduğu toplumsal ortamın gerekleri yerine getiremediği için dikkat eksikliği, hiperaktivite gibi problemler sergileyen çocukların oranı kaçınılmaz olarak artacak.
Prof. Dr. Yankı Yazgan programda ailelerin rapor alma telaşını da değerlendirdi. “Burada eğer bir rapor verilecekse yüzbinlerce çocuğun hiçbirinin zaten hazır olmadığını düşünüyoruz. Yoksa aradan yolunu bulup da doktora ulaşmış üç beş kişinin rapor almasıyla çözülecek mesele değil bu. Bütün çocuklara verelim olsun bitsin.
Kaynak: Hürriyet