Bebeğin başından poposuna olan uzunluğu yaklaşık 35 cm., toplam uzunluğu 49 cm. ağırlığı ortalama 2900 gram’dır.

Artık bebek oluşumunu tamamlamıştır; ancak rahimde geçirdiği her gün olgunluğuna ve dış yaşama uyumuna olumlu etkiler. Bu haftanın sonundan itibaren hamileliğin “term” (miad) adı verilen son dönemine girilmiştir.

Bebek soluk alıp verme egzersizlerine, yeri dar olsa da hareketlerine devam etmektedir. Bebeğin güçlü hareketleri dışarıdan fark edilebilir.

Kavrama refleksi el ve ayak parmaklarında görülür. Birkaç hafta önce bebek gözlerini ışığa doğru çeviriyordu. Şimdi rahim dışından görünen ışığa doğru döner. Çünkü, rahim duvarları gerilip, inceldikçe içeri daha fazla ışık girer. 26. haftadan itibaren bebeği saran saran “lanugo” adı verilen tüylü tabaka ve beyaz, kremsi madde olan “vernix caseosa” vücudundan amnios sıvı içine dökülmeye başlar.

Bu hafta ve sonuna doğru doğum şekli açından anne adayının doğum kanalının (pelvis kemiklerinin, çatısının) değerlendirilmesi yapılır. Doğum masasında, normal doğum pozisyonunda yapılan bu muayene biraz ağrılı olabilir. Bu muayene ile doktor annenin doğum yolunun (pelvis kemiklerinin, çatısının) bebeğin geçişine uygun olup olamayacağına ait ön değerlendirme yapar.

Böylece normal yolla doğum yapamayacak anne adayları belirlenip uygun dönemde sezaryen ile doğurtulur. Vajinal akıntının olması normaldir.

Çoğunlukla vajina ve rahim ağzının doğuma hazırlanmasına bağlı olan bu akıntının doğum başlaması ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi için anne muayene edilmelidir.Anne adayının anestezi yöntemi hakkında bilgilendirilmesi ve hangi yöntem olacağına karar verilmesi bu haftalarda iyi olur. Çünkü doğumun ne zaman başlayacağını bilemeyiz. Epidural, spinal, genel anestezi konusunda kadın doğum doktoru ve anne adayı ve bu işlemi uygulayacak anestezi doktoru beraberce karar verilmelidir.

Anne adaylarına her an doğum olabilme ihtimaline karşın bebeğin eşyalarını, annenin geceliği, pijamasını, fotoğraf makinesi, diş macunu, diş fırçası, iç çamaşırı, makyaj malzemeleri, temiz ped gibi ihtiyaçları içeren doğum çantalarını hazır etmeleri önerilir.

Anne adayının bu haftalarda özellikle doğum başlangıcı ile ilgili bilgi edinmesi gereklidir. Hastane öncesinde korkmaması ve kendini iyi yönetmesi açısından bu önemlidir.

Bilgisizlik korku stres istemsiz kasılmalar şeklinde kısır döngüye yol açar ve anne doğum sürecinde koordinasyonunu kaybedebilir.

Normal gebelikte doğum 37. ila 42. haftalara arasında herhangi bir gün olabilir. O nedenle özellikle ilk defa hamilelik yaşayan anne adayları doğumun başladığını anlayamamaktan korkarlar. Aslında en korkulan şey, hastaneye gitmekte geç kalınmasıdır. Ancak bilinmelidir ki, doğum başladıktan sonra çok kısa süre içerisinde doğurmak ilk hamileliklerde mümkün değildir. Doğum ancak rahim ağzı açıklığı yaklaşık 10 cm. olduğunda gerçekleşir. İlk hamilelikte 1- 1,5 saatte rahim ağzı ancak 1 cm açılır. Yani, ilk hamilelikte gerçek doğum sancıları başladıktan sonra doğum yaklaşık 10 saate kadar sürer. Onun için evde veya yolda doğum korkusuna yer yoktur. Bunun yanında hastaneye gitme zamanını bilmek de oldukça önemlidir. En önemli uyarılar, bebek hareketlerinin azalması (günde 10 defadan az), suların gelmesi, düzenli sancılar (her 10 dakikada 1-2 defa veya daha sık), miktarı ne olursa olsun vajinal kanama, nişan gelmesidir (rahim ağzı hamileliğin başından itibaren vajenden gelebilecek mikroplara karşı bebeği korumak için koyu kıvamlı, jelöz bir yapı ile tıkanmıştır. Doğum başlayıp rahim ağzı açılmaya başlayınca bu yapı vajenden dışarı atılır. Bu duruma da nişan gelmesi denir.) Bu durumlardan herhangi biri ile karşılaşan anne adayı zaman kaybetmeden doktor veya hastaneye gitmelidir.

Doğum yaklaştıkça anne adaylarının en büyük endişelerinden biri normal ağırlıkları 3400 gram ( 2500 gram ile 4000 gram arasında) olacak bebeklerini nasıl normal doğuracaklarıdır. Hamilelikte artan progesteron hormonu nedeni ile annenin tüm düz kaslarında gevşeme olmaktadır. Bu gevşeme doğum yolunu da etkiler. Doğum kanalının kemik yapıları arasındaki bağlarda da gevşeme olduğu için bebeğin geçişini kolaylaşır. Ancak özellikle ilk doğumda bebeğin doğum yolundan çıkışı esnasında vajinada yırtıklar oluşabilir. Bunu engellemek için doğuma yardımcı olan hekim ve ya ebe bebeğin kafasının çıkışından hemen önce epizyotomi denilen kesiyi yapar. Epizyotomi anne adayının vajen girişi ile makat arasında bulunan bölgeye yapılan ve vajen içerisine ve sıklıkla annenin sağ tarafına doğru uygulanan kesidir. Bu kesiyi yapmadan önce doktor tarafından bölgesel anestezi uygulandığından veya epidural anestezi uygulanmış ise anne adayı ağrı hissetmez. Epizyotomi sayesinde bebeğin çıkışı sırasında oluşabilecek yırtıkların önüne geçilir. Doğumu hemen sonrasında epizyotomi tamiri doktor tarafından yapılır.

Bu haftalardan itibaren ev bebek için hazır olmalıdır. Doğumun artık ne zaman olacağı bilinemez.

Anne adayı doğumla ilgili kaygılı olabilir. Bu endişeleri dünyadaki binlerce annenin yaşadığını bilmek gereklidir. Doğum, insanın üremesi için doğal bir süreçtir ve bu konuda doğum hekimliği çok gelişmiştir. Anne adayının belki de ilk defa yaşayacağı durumu sizi doğurtacak ekip onlarca, yüzlerce, binlerce yönetmişlerdir. Bu açıdan bakıldığında annenin endişelenmesi için sorun yoktur. Anne olmanın tadını çıkarmalı ve güzel şeyler düşünmelidir.