Gelişme büyüme aşamalarında görülen bireysel farklılıklar ergenlik zamanlamasında da görülür. Anne-babası ergenliğe daha erken veya daha geç girenlerde de benzer eğilim gözlenir. Gene de bu değişkenliğin belli sınırlar içinde olması normal kabul edilir. Kız çocuklarda 8 yaşından önce, erkek çocuklarda 9 yaşından önce ergenlik bulgularının başlaması erken ergenlik kabul edilir.
Herhangi bir sorunu olmayan sağlıklı çocukta ergen ergenlik bulguları ortaya çıkma sıklığı 150 çocukta 1’dir. Erken ergenlik bulguları beliren kız çocukların yaklaşık yüzde 90‘ında, erkek çocukların yaklaşık yüzde 50’sinde altta yatan herhangi bir sorun saptanmaz.
Günümüzde erken ergenlik nedeni olarak büyük oranda çevresel nedenlerin de üzerinde durulmaktadır. Bazen vücudun maruz kaldığı cinsiyet hormonu içeren dış uyaranlar erken ergenlik benzeri bulgulara yol açar. Bu dış uyaranlar saç kremleri, makyaj veya kozmetik ürünler, yiyecek içecekler içinde saklı olarak vücudumuza ulaşabilir. Çocuk bunlara uzun süre, düzenli olarak maruz kalırsa erken ergenlik benzeri bulgular ortaya çıkar. Bu uyaranları içeren cilt ürünleri veya yiyecek-içeceklerin günlük kullanımdan çıkarılmalarını takip eden aylar içinde ergenlik benzeri bulgularda gerileme gözlenir. Dış uyaranlar etkisiyle ergenlik bulguları gösteren çocuklar incelendiğinde vücutlarının ergenlik gelişimine tam olarak kalkışmadığı saptanır.
Nadiren erken ergenlik sebebi olarak altta yatan bazı hastalıklar tespit edilebilir. Bunlar ergenlik sürecini oluşturan veya etkileyen hormon sistemleri üzerinden etki ederler. Yumurtalık veya tiroid bezi hastalıkları, beyin tümörleri veya nörolojik sistem hastalıkları, bazı sendromik durumlar, nörolojik sisteme radyoterapi uygulamaları erken ergenlik sebebi olarak altta yatabilir.
Erken ergenlik bulguları gösteren tüm çocuklar öncelikle bir çocuk doktoru ve gerekiyorsa bir çocuk endokrin uzmanı tarafından değerlendirilmeli, gereken tetkikler planlanmalı ve altta yatan nedenler sorgulanmalıdır. Tüm olguları tedavi etmek gerekmez. Ancak tüm olguların düzenli aralarla uzman hekim tarafından takip edilmesi gerekir. Tedavi altta yatan sebebe göre olacaktır. Bu olguların pek çoğunda altta yatan başka bir hastalık olmamasına rağmen olguların bazısında ergenlik bulguları çocuğun baş edemeyeceği kadar erken yaşta ortaya çıkabilir, kimisinde bulgular çok hızla ilerleyen bir ergenliği gösterebilir, kimisinde ise olası erişkin boyu ergenliğin bu hızlı ilerleyişi ile sosyal olarak sorun yaşatacak kısalıkta hesaplanmış olabilir. Tüm bu olgularda ergenlik sürecini yavaşlatacak hormon baskılayıcı tedaviler uygulanabilir. Tedavi kararı, çocuğun yaşı, ergenlik bulgularının şiddeti ve ilerleyiş hızı göz önüne alınarak verilir. Tedaviye çocuk istenilen yaşa ulaşana kadar devam edilir. Tedavi edinilen yanıta göre süreç içinde değerlendirilir, yeniden düzenlenir.
Erken ergenlikte çocuğun vücudunda yaşadığı değişiklikleri algılayışı, kabul veya reddedişi üzerinde de durulmalıdır. Çocuğa vücudunda oluşan değişikliklerin normal bir sürecin parçası olduğu basit bir şekilde anlatılmalıdır. Ancak 5-6 yaşında göğüs dokusu büyüyen, 8-9 yaşında adet kanaması başlayan çocuğun bu değişiklikleri kavraması her zaman kolay olmaz. Anne- babanın destekleyici rolü önemlidir. Anne- babanın ergenlik bulguları ile ilgili yorumları çocuğun kaygılarını arttırabileceği gibi baş etmesini kolaylaştırabilir de.