Çocukluk, dünyayı kocaman bir oyun alanı olarak görmek demek. Bir çocuğun şehirle oynadığı kadar oynayamadıkları için yok ediyorlar sokakları büyükler… Ama öyle sokak oyunları var ki dünyanın bütün şehirlerinde aynı neşeyle oynanmaya devam ediyorlar. İşte gittiğiniz en uzak şehirde bile canınız çekerse katılabileceğiniz çocuk oyunları…

Saklambaç

Antropologlar bu oyunun aslında çocuklara, hayatta kalmak için ihtiyaç duydukları şeyleri arayıp bulmaları için yardımcı olmak üzere icat edildiğini düşünüyorlar. Dünyanın bütün şehirlerinde aşağı yukarı aynı kurallarla oynanıyor. Bir ebe gözlerini kapayıp, belirlenen rakama kadar sayarken, geriye kalanlar saklanıyorlar. En çok gece oynandığında keyif veriyor.

Elim sende

Bir grup çocuğu bu oyunu oynarken gördüğünüzde, kaosun ne kadar eğlenceli bir şey olabileceğini düşünürsünüz neşeyle. Elde var gene bir ebe. Ebelikten kurtulmak için, oyun arkadaşlarından birini yakalayıp elini değdirmek zorunda. El değdirilen ebeliği devralır. Karnınız acıkmaz ya da susamazsanız sonsuza kadar kovalayarak ya da kovalanarak yaşayabilirsiniz.

Beş taş

Yaklaşık 2000 yıldır oynandığı sanılıyor. Bulunulan her türlü küçük taş, odun parçası ve hatta aşık kemiği ile oynayanlar vardır. Şimdi plastikten bir takım materyallerle de oynanıyor gereksiz yere. Bir taşı atıp, geriye kalanları verilen düstura göre toplamak zorundasınız. Önce birer birer, sonra ikişer ikişer, üçler, dörtler ve derken kepme…

İp atlama

Sıcak ülkelerde bambuyla da oynanabilen bu oyun, takılmadan sallanan bir ipin üzerinden atlamayı gerektiriyor. Boy uzatıyor, uçma hissini sevdiriyor, her yaştan çocuğa iyi geliyor.

Sek sek

Aslında askeri bir egzersiz olarak icat edilmiş. Askerlere yere çizilen yüzlerce kare içinde taş sektirmeleri söylenirmiş. Böylesi bir eğlence varken, savaşmak niye?! Çocuklar için olan versiyonda yere kireç taşı ya da tebeşirle belirlenen sayıda kare ve diktörtgenler çizilir. Mesele gene belirlenen kurallar ölçüsünde taşı bir kareden diğerine, çizgide durmayacak şekilde ve tabii tek ayak üstünde sektirmektir.

Basketbol

Çocuklar büyüyüp kocamaaaaan insanlar olsunlar diye zıplamalılar bol bol. Basketbolun modern ve kurallı versiyonlarını bilmeyen yok. Sokakta ise topu içinden geçirebileceğiniz, yüksekçe bir file, biraz düzlük alan, top, en az bir rakip ve tabii bolca enerjiye ihtiyaç duyarsınız.

Futbol

Ne kadar endüstrileşse ve çirkinleşse de, kalabalık bir çocuk grubunu, bir topun arkasına takıp canhıraş rekabete eşlik eden neşe ve enerjiyi izlemek için birebir. Dilerseniz oynayabilirsiniz de tabii. Sokaklarda oynanan futbol -artık alanı iyice daralsa da- kimseyi zengin etmez, ama yaratıcılık ve enerji devinimi babında ilkinden çok daha fazlasını vadeder.

Kavanoz tekmeleme oyunu

Hem topunuz yok hem de biraz gürültü çıkartmak istiyorsunuz. En yakın çöpten bir konserve kutusu alıp bir sokağı işgal edin, bolca gürültü çıkartın. Görün bakın arzu ettiğiniz topu almak için nasıl da yarışacak ahali. Ya da boşverin, kimbilir ne küfürler ve azarlar yiyeceksiniz.

Çelik çomak

Bir küçük sopa parçası (çomak) ve bir de sopa (çelik). Az biraz açıklığa ihtiyaç var bu oyun için. Malum cam kırılgan bir şey. Büyük sopanın yardımıyla sopa parçasını en uzağa fırlatacak sonra da belirlenen alan etrafında koşarak bir tur yapacaksınız. Bu arada rakibiniz uzağa fırlattığınız çomağı gittiği yerden bulup kale olarak belirlediğiniz yere, sizin turu tamamlamanızdan önce getirmeye çalışacak.

Bilye

Cam, seramik ya da plastikten yapılan renkli, küçüklü büyüklü oyuncaklar. Ne kadar biriktirirseniz o kadar karizmanız olur mahallede. Lakin mümkünse bilyeleri babanızın parasıyla değil, bileğinizin hakkıyla kazanmanız gerekir. Genellikle yere bir delik açılır ve bilyeler birbirlerine çarptırılarak oraya sokulmaya çalışılır. Ama bilyeyle oynanan onlarca farklı oyun icat edilebilir.