Merhaba,
Ben senin annenim. Şu anda karnımdasın. Doğumuna daha 26 hafta var. Henüz çok küçüksün, ama tekmelerini hissedebiliyorum. Kimi günler, diğer günlerden daha çok tekmeliyorsun. Sessiz olduğun zamanlarda endişeleniyorum, acaba bir şey mi oldu diye, sonra sadece uyuduğunu düşünüp rahatlatmaya çalışıyorum içimi.
Baharatlı denilen türden bir kız oldum hep. Cipsler suçlulukla tadını çıkardığım lezzetler oldular. Ama bugünlerde ne cips yiyorum ne de tatlı. Eski kadınların anlattıkları masallara göre bu senin bir kız olduğunun işaretiymiş. Yani sen şimdi benim küçük kızımsın. Ben de öyle hissediyorum. Çünkü 21’inci haftaya kadar korkunç sabah bulantıları yaşadım. Büyükannenin de üç kızı var, oradan biliyorum, onun başına da böyle şeyler gelmişti. Ama bir oğlan olsaydın da bu kadar sevinirdim emin ol, benim küçük oğlum diye severdim seni o zaman.
Umut ve dua ediyorum ki dünyaya sağlıklı bir çocuk olarak gelesin, hiçbir güçlükle karşılaşmadan. Ama olur da karşına bazı zorluklar çıkarsa, yapabileceğimin en iyisini yapacağım senin için.
Kimi zaman anne olmak, başka birinin hayatının sorumluluğunu almak gözümü korkutuyor. Endişeleniyorum: Ya seni hayal kırıklığına uğratırsam, ya mutlu olmazsan, ya benim hatalarım seni yaralarsa. Sen doğduktan sonra işimi bırakıp yeni bir hayata başlamayı deneyeceğim. Tek problem bu yeni şeyin ne olduğunu bilmiyor oluşum. Bildiğim tek şeyse tutkuyla yaşamak istiyorum her ne yaşayacaksam, senin için iyi bir rol modeli olmak istiyorum. Hayatımın senden ibaret olmasını da istiyor değilim. Çünkü bağımsızlığı, kendi hayallerinin peşinden gitmeyi öğrenmen çok önemli. Umarım bu kulağına bencillik gibi gelmiyordur. İnan bana, ben öyle hissetmiyorum. Bildiğim tek şey var, aradığım her neyse onu bulamayacağım, ama senin için onu aramaya devam edeceğim.
Babanı ne kadar sevdiğimi de bilmeni isterim. Birbirimizi bulmamız büyük bir şanstı. Çin’de ve bütün o başka yerlerde dolaşıp durduk. Birbirimizi görmeden, öylesine yan yana geçişiyor olma fikrinden nefret ediyorum. Baban iyi niyetli, güzel bir insan. Bana karşı çok müşfik, sabırlı ve saygılı. Seninle buluşmak için can atıyor. Babasıyla kendisi arasında var olmayan yakınlığı telafi edecek senin varlığınla. Şimdiden biliyorum ki senin için göze alamayacağı hiçbir şey yok.
Sen bu satıları okuduğunda halen babanı seviyor olmayı umuyorum. Ve umarım o da beni seviyor olur. Hayat öngörülemez ve çok acı olabilir. Umarım sevgimizi güçlü tutacak kadar güçlü oluruz biz de bütün bunlar karşısında. Şunu bilmeni istiyorum ki aramızda ne olursa olsun ikimiz de seni çılgınca seviyor olacağız. Tabii eğer bir katil ya da kötü biri olmazsan. Ama galiba öyle olsan da seveceğiz…
Şunu bil ki ben küçük bir kız, baban da küçük bir oğlan çocuğu gibi şimdi. Ailemizle, arkadaşlarımızla partilerde, festivallerde, tatillerde, seyahatlerde binlerce mutlu anımız oldu. Yürek ısıtan gün doğumu fotoğrafları çektik, partilerde nasıl eğlendiğimizi, yaz gecelerinin ateşini fotoğrafladık. Arkada hep kocaman bir orkestra varmış gibiydik. Genç ve umursamaz insanlarız, canımızın istediğini giyer, müzik dinler ve keyfimize bakarız. Ama şimdi bütün bunlar değişecek.
Sanırım şunu bilmeni de çok isterim. Biz de bir zamanlar gençtik. Hareketli ve tutkuluyduk. Basit ve sıradan şeylere tutkuyla bağlanırdık. Sanırım çocuklar ebeveynlerinin bu yönünü görmeyi reddediyorlar, ben kendi anne ve babamın bir zamanlar genç olduklarını hayal bile edememiştim. Umarım sen büyüdüğünde de bugünkü gibi, daha iyi bir insan olurum.
Seninle tanışmak için sabırsızlanıyorum. Beraberinde getireceğin bütün o değişimi arzuluyorum. Umarım sen de beni seversin.
Annen
Kaynak: the Guardian