Ödevleri onlar mı yapmalı siz mi? Sınıfta utanmamalarından mı korkmalısınız yoksa öğrenmemelerinden mi?
Çocukların ödevlerine yardım etmek bazen jimnastik salonunda ağırlık kaldırarak kas yapmak isteyen birinin yükünü hafifletmeye benzer. O an için çocuğunuzun işini kolaylaştırırsınız belki, ama abartırsanız kimi kaslarının hiç oluşmamasına bile neden olabilirsiniz. Steve Reifman nerede durmak gerektiği konusunda ipuçları veriyor.
Ne zaman çocuklarım benden ödevleri için yardım etmemi isteseler, elimden gelenin en azını yapmaya çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki gereğinden fazla yardım çocuğumun benden azami faydalanmasını sağlamakla birlikte, ona gerçek anlamda yardım ettiğim anlamına gelmeyecek. Hatta işini fazla kolaylaştırmam halinde, belki de ertesi gün sınıfta komik duruma düşecek.
Ev ödevi yapmak bazen bütün gece sürecek bir savaşa dönüşebilir. Bir kere çocuğun ödevin başına oturması başlı başına bir iştir. Ders çalışmak yerine yapılabilecek onca eğlenceli şey varken kendiliğinden masasının başına geçen bir çocuğunuz varsa şanslısınız demektir. Ama o kadar şanslı değilseniz televizyonu ona yasaklamakla yetinmeyip kapatmayı denemeli ve ders çalışma saatlerini elbette çocuğunuzla da müzakere ederek belli bir düzene oturtmalısınız. Onun bu düzene riayet etmesinin tek bir yolu var, çocuğunuza neden ders çalışması gerektiğini etraflıca ve ikna edici bir şekilde anlatmak. Ders çalıştığı için onu ödüllendirmeniz, çalışmadığı için cezalandırmanız kadar anlamsız. Sonuçta kendisi için öğreniyor, sizi mutlu etmek ya da kızdırmak için değil.
Çalışma alanı
Mümkünse kendi odası olsun. Değilse mutlaka bir masası olsun ki üzerine ders çalışırken ihtiyaç duyduğu kitapları, defterleri ve malzemeleri yayabilsin. Bu da olmuyorsa en azından her akşam aynı yerde ders çalışabileceği bir ev düzeni oluşturun. Bu sayede o yere geçtiğinde derslerine kolayca konsantre olabilir.
Ev ödevleri
Çocuğunuz eve geldiğinde “günün nasıl geçti” sorusunun hemen ardından “ödevin var mı?” diye sormayın. Önce gününün nasıl geçtiğini anlatsın, cümlesini bitirdiğinde “bugünkü ödevlerin çok ağır mı?” diye sorun mesela. Böylece yapması gerekenlerin niteliğini daha rahat öğrenirsiniz. Eğer size zor bir şeyler yapması gerektiğinden bahsediyorsa yardıma ihtiyacı var demektir. “Tamam yaparız birlikte” demek yerine “Bir uğraş sonra bakalım bir yardımım dokunabilecek mi?” deyiverin. Çünkü böylece ona sizin onun karşısına ev ödevi olarak gelen herşeyi bilmek ve ona yardım etmek zorunda olmadığınızı daha kolay anlar.
Eylem planı
Sizden yardım istediyse cevabı hemen vermek yerine, ders kitabının o cevaba nasıl ulaşılması gerektiği konusunda ne dediğini gözden geçirin. Çünkü çoğu zaman ödevle yapılmak istenen çocuğunuzun bir yöntem üzerine düşünmesidir, kesin cevabı pat diye vermesi değil.
Soruyu anlatın
Yöntemi çalıştıktan sonra soruyu birlikte gözden geçirin ve mümkünse başka bir şekilde sorun. Elbette cevabı biliyorsunuz, ama çocuğunuzun bir problemi nasıl kavrayacağını da öğrenmesi gerekiyor.
Yalnız bırakın
Soruyu anlamasını sağladıktan ve yöntem üzerine biraz çalıştıktan sonra onu yalnız bırakın. Sizin önünüzde uğraşmasın, biraz kendi başına kafa yorsun.
Gerekmedikçe cevap yok
Eğer mutlaka gerekmiyorsa cevabı ona söylemeyin. Mutlaka gerekli olduğunu ise çocuğunuzun yorgunluk ve umutsuzluk derecesinden zaten anlarsınız. Böyle bir durumda cevabı vermek zorunda kaldıysanız, cevaptan yola çıkarak yönteme ve soruya ulaşmak üzere meseleyi bir de tersinden ele alın.
Steve Reifman, ilkokul öğretmeni ve yazar. Çocukların eğitiminde öğretmen-ebeveyn işbirliğine ilişkin pek çok makale ve kitabı bulunuyor.