Tekrar ağladığını duyduğumda kesinlikle gece yarısını geçmişti. Bu, yeniden uykuya dalabileceği o zamanlardan biri değildi; üçüncü ya da dördüncü kez ağlayarak uyanışıydı. Hasta olacaktı… Fakat, ateşi yoktu. Neler olup bittiğini anlayamıyordum!
Yatağında oturup, bitkin bir şekilde, onu yeniden uyutmaya, bir kabus görüp görmediğini anlamaya çalışıyordum. Belki de bu, sadece bir soğuk algınlığıydı. Çok yorgundum ve “annen şimdi çok yorgun ve uyumak istiyor. Lütfen, yeniden uyuyabilir misin? Lütfen?” diye yalvarıyordum. Ve sonra suçluluk duygusu sardı dört bir yanımı.
Bilirsiniz işte, kafamın içerisindeki ses birden konuşmaya başladı…
Ona ne kadar yorgun olduğunu söylemekten vazgeçmelisin. Bu, onun başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarından daha çok önemsemesi gerektiği konusunda bir düşünceye sahip olmasına neden olur. Eğer bunu doğru yapmak istiyorsan, onun uyumasına yardımcı olmak için yanına bir hikaye ile çıkagelmelisin. Böylece o seni hiçbir zaman kötü hatırlamayacaktır. Ona daha fazla resimli kitaplar okumalısın.
İşte şimdi, o, kardeşleriyle Harry Potter’ı dinlerken uyuyakaldı. Belki de sen şu anda onun çocukluğunu mahvediyorsun. Bahse girerim ki şu anda korkunç Harry Potter kâbusları görüp ağlıyor. Paylaştıkları odaya bir bak!
Yatmadan önce odayı temizlemeliydin – temiz ve düzenli bir alanı olmadığı için, zavallı kız tüm oyuncaklarını yatağa koymuş. Çocukların düzene ihtiyacı vardır. Onlar bunu ister. Bu karmaşa ile çocuğunun beynini mahvediyorsun.
Fazla oyuncaktan kurtulmalısın.
Ona bir hikaye anlatmalısın.
Onların dişlerini fırçalamalısın, bunu kendi başlarına yapmalarına izin vermemelisin.
Para konusunda bilmeleri gerekenleri öğretmelisin.
Her akşam, yemeği masada yemelisiniz.
Yapmalısın.
Yapmalısın.
Yapmalısın.
Ne yaptığını… biliyorsun değil mi?
Sen muhtemelen çocuklarını mahvediyorsun. Evet, mahvediyorsun.
Aman tanrım! Sonunda kendime geldim. Gecenin bir köründe rahatsız bir şekilde çocuğumun yanında oturuyorum. Bir anne olarak, ne yapmam gerektiğini çok iyi biliyordum. Ona bağırmadım, onu yalnız bırakmadım.
Mükemmel olmayabilirim, ama sabırlıyım ve sevgi doluyum ve çok YORGUNUM. Gerçekten, gerçekten çok yorgun. Karanlıkta kızımın sırtını okşadım. Sonunda sakinleşti ve uykuya dalar gibi oldu. Annesinin dokunuşuyla kendini güvende hissetti. Bana, onun, bana ihtiyacı var. Onun, her zaman odasını temizleyen başka bir anneye ihtiyacı yok.
Çocuğumu ne mahvediyor, biliyor musunuz? Şu yapılması gerekenler listesindeki her şey. Onlar beni ben olmaktan çıkarıyor.
Sabahın erken saatlerinde uyuyan çocuklarımın yanına oturdum ve kendime bir söz verdim. Belki eğlenceli oyunlar oynayan, muhteşem doğum günü partileri düzenleyen kusursuz bir anne olmayabilirim. Ama ne yapabilirim, biliyor musunuz? Çok güzel krepler yaparım ve her duruma saçma da olsa eğlenceli şarkılar uydurabilirim. Herkesle sohbet edebilirim; morali bozuk olan birini neşelendirebilirim. Sorunların üstesinden gelip olumlu yanlarını görebilirim.
Gerekliliklerle kuşatılmış “kusursuz” bir annenin çocuklarımı elimden almasına izin vermem. Kendimi onunla kıyaslayarak zamanımı harcamayacağım; ebeveynlikten aldığım hazzı mükemmel bir anne olmak için yapılması gerekenlerle yok etmesine izin vermeyeceğim.