Hafta sonu havayı güzel görüp dışarı attık kendimizi. Sokaklar bayraklarla dolu tabii, trafik de felaket. Arabada sıkılan bizimki başladı sorular sormaya. Sorduğu sorulardan verdiğim cevaplara, aldığı cevaplardan yaptığı yorumlara, bir çocuğun gözünden mesele nasıl görünüyor paylaşmak istedim sizlerle.

Gülse 3 buçuk yaşında çevresini merak eden ve bol bol soru soran bir çocuk.

Bizim kafamıza takılan sorular ile onunkiler arasında çok farklılık olmadığını anladık onunla bu konuyu konuşurken. Bu yaştaki bir çocuğa seçimi anlatmak ve onun anlaması beklemek değildi niyetimiz sadece onun merakını gidermek istedik. Fazla detay vermedik akışına bıraktık ve aşağıdaki sohbeti gerçekleştirmiş olduk.

15 Mart Cumartesi Moda yolunda…

Gülse: Anne bu bayraklar ne her yerde?

Gülen: Güzelim bir sonraki hafta sonu seçim var.

Gülse: Seçim mi? Ne seçeceğiz?

Gülen: Off çok zor sorular hep bana geliyor sen cevap ver, Semih.

Semih: Gülse, yaşadığımız yerin başkanını seçeceğiz, sınıf başkanı gibi. Biz kim olsun diye karar vereceğiz, o da nereye ne yapacağına karar verecek. Mesela şuraya park olsun mu?

Gülse: Peki bayraklar niye var bu kadar çok?

Gülen: Kimi seçeceğimizi görmemiz için bayraklarda resimleri var.

16 Mart 2014 Pazar günü Gülse’nin yaptığı “seçim bayrakları” resmi.

Gülse: Hep amcalar var. Bence bir abla seçelim.

Gülen: Ablalar da var ama daha az maalesef. (Bu arada Tayyip’in koca posterini görünce…)

Gülse: Peki yine Tayyip istifa oynayacak mıyız?

Gülen: Onu ne zaman istersen oynarız canım.

Gülse: Ben kimi seçeceğim?

Gülen: Sen daha seçemeyeceksin. Oya ablan, Merve ablan kadar olunca seçebilirsin.

Gülse: Ben niye seçemiyorum?! Söyle bak bana isimlerini, seçeceğim hemen.

Gülen: (İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adaylarının soyadlarını saydım, çok uzun düşündü)

Gülse: Seçtim, Sarıgül olsun. Anne bizim evimizin önündeki güller niye açmadı? Balkondan bakardık.

Gülen: Açacak Gülse az kaldı hava biraz daha ısınsın.

Gülse: Ben başkandan havuz isteyeceğim. Evimizin önüne havuz yapsın o zaman onu seçerim. Anne ben de gelecek miyim sizinle seçmeye? Nasıl seçeceğiz?

Gülen: Evimizin orada bir okul var bütün komşularımız o okula gidip sıraya girecekler. Senin oyuncak kutuların var ya onun gibi kutular var, onun içine seçtiğimizi işaretleyip zarfla kutuya atacağız. Sonra oradaki görevliler kim kazanmış sayıp bakacaklar.

Gülse: Ama bizim komşular çok kalabalık nasıl sayacaklar ki? Ben de sayarım, yardım ederim. Nil teyzemler de gelecekler mi? Gelsinler, sonra da gezmeye gideriz. Anne niye gidemiyoruz şimdi gezmeye trafik mi var?

Gülen: Evet, Gülse seçim için miting yapıyorlar.

Gülse: Miting mi? Baba ya miting diye bir şey yok değil mi? Annem ne dedi öyle? (bu kelime komik geldi ve güldü baya)

Semih: (Trafikten bunalmış bir şekilde) Miting var Gülse. Seçeceğimiz adamlar insanları toplayıp yapacaklarını anlatıyorlar. O yüzden böyle yollar kapanıyor trafik oluyor gezmeye, dondurmacıya gidemiyoruz.

Gülse: Eve gelip anlatsınlar. Hem onlara kek yaparız. Ama ben gezmeye gidip dondurma yiyemezsem onları seçmem.

Gülen: (Cumartesi günü Kadıköy’de gerçekleşen İşçi Partisi mitinginin ortasında kalan biz, yakinen mitingi göstermiş olduk Gülse’ye, çok eğlenceli olduğunu düşündü.)

Gülse: Anne polis niye var? Ceza mı verecek?

Gülen: Güvenlik için var Gülse. Tehlikeli bir şey olursa insanlara yardım edecek. (Bu söylediğime ben bile inanmadım ve hemen değiştirdim) Gülse, işte öylee seyrediyor onlar da.

Gülse: Polis amcalar çok kalabalık gelmişler, başka insanlara yer kalmamış. Anne çok sıkıldım, koruya gidelim hadi, orası sakin bir de bu bayraklardan yok orada, çirkin çirkin.

Gülen: Tamam, gidelim. Eve gidince de bu bayrakların resmini yaparsın olur mu?

Gülse: Tamam, yaparım.