Annem vefat ettikten ve kardeşim Yeni Zelanda’ya çalışmaya gittikten sonra, gerçekten farklı hissettiğim ilk şey yemek masasında gerçekleşti.
Babam ve ben ayrı ayrı yemeye başladık. Arkadaşlarla yemek yemek için dışarı çıkmaya, film izlerken siparişini verdiğimiz pizzayı ve bilgisayar başındayken sandviçimizi yemeye başladık. Bazı günler nadiren birbirimizi görürdük. Sonra bir gün, babam merdivenlerden inerken bana “Yalnız sen ve ben dahi olsak da birlikte yemek yemeye başlamamız gerektiğini düşünüyorum. Annen de böyle olmasını isterdi.” dedi.
Yaptığımız yemekler muhteşem değildi; annemi ve kardeşimi özlüyorduk ama böylece birbirimize zaman ayıracaktık ve bu, bir tür tedavi niteliği taşıyacaktı: gün içerisinde yaşanılanları anlatmak için de bir bahaneydi. Saha sonra birlikte yemek yemek günde 45 dakikayı kaplayan ve beni çok mutlu eden bir ritüel halini aldı.
Ne yazık ki Amerikalılar artık nadiren birlikte yemek yiyor. Aslında, ortalama bir Amerikalı her beş öğünden birini arabada yiyor. Dört Amerikalıdan biri ise her gün en az bir fast-food yiyor ve Amerikalı ailelerin çoğu bir haftada beş günden az birlikte yemek yediğini belirtiyor. Birlikte yemek yememenin bireye hem fiziksel hem de psikolojik olarak olumsuz etkileri olduğu belirtiliyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) Dünya ülkelerinin yaklaşık dörtte üçünden elde ettiği bilgiler, düzenli olarak ebeveynleri ile yemek yemeyen öğrencilerin okuldaki devamsızlık oranındaki artışı ortaya koyuyor.
Haftada en az iki kez aileleri ile akşam yemeği yiyen çocuklar yüzde 40 oranla daha fazla kilolu oluyor.
Birlikte yememekle ilişkili olumsuz etkilerin iki önemli nedeni var: İlki, basitçe çocukların çoğunun ailesi ile yemek yemediğinde dışarıda ucuz fast food yemesi.
Michael Pollan’ın son kitabında yazdığı gibi, ev dışında yenen yemekler, genellikle daha yüksek yağ, tuz ve kalori oran içeriğine sahiptir. Bu sebeple de dışarıda yenen yemekler sağlıksız oluyor.
Diğer nedeni ise yalnız yemenin kişiyi yabancılaştırmasıdır. Yemek masası birleştirici bir unsurdur. Yemek paylaşımı insanların işlerini bir kenara koyup konuşmaları, birlikte zaman geçirmeleri için bir bahanedir.
“Yemek bir zorunluluktur, ancak akıllıca yemek bir sanattır.” 17. yüzyıl yazarı François de La Rochefoucauld böyle demişti. Akıllıca kelimesinin yemek bağlamında anlamı tartışmalıdır.
Belki de birlikte yemek yemeyi yoğun bir programda bir randevu gibi görmek yerine stres atmak ve sevdiklerinizle vakit geçirmek için bir fısat olarak görmek gerekiyor. Böylece hem çocuklar okulda daha başarılı oluyor hem de uyuşturucu ve alkol gibi kötü alışkanlıklardan uzakta bir yaşam sürme olasılıkları artıyor. Birlikte yemenin ebeveynler arasındaki ve yetişkinler arasındaki ilişkiyi iyileştirdiği belirtiliyor.