Utandığını biliyorum. Çığlık atan histerik çocuğunu yerden kaldırıp marketten çıkarmaya çabalarken etrafı nasıl kolaçan ettiğini görüyorum. Yüzün kıpkırmızı. Gözlerinin de dolu dolu olduğundan eminim. Benim gibi siyah streç pantolon ve bir kazak giyiyorsun, saçların biraz karışmış ve muhtemelen birkaç gündür yıkanmamış.

Seni izlediğimi görüyorsun ama bir şeyi bilmeni istiyorum: Seni yargılamıyorum!

Başka bir şey yapman gerektiğini, daha fazlasını veya azını yapman gerektiğini düşünmüyorum. Çocuğunu markete neden getirdiğini merak etmiyorum, işlerini kolaylaştırması için bir bakıcı tutmanı beklemiyorum.

Çocuğunu neden kontrol edemediğini merak etmiyorum; çünkü çocukların robot olmadıklarını, insan olduklarını biliyorum.

Bir şey söylediğin anda çocuğunun neden onu yerine getirecek derecede sana saygı duymadığını veya senden korkmadığını merak etmiyorum; çünkü senin Putin değil, sadece bir anne olduğunu biliyorum.

Seninle ilgili neleri mi merak ediyorum?

Dün gece ne kadar uyuduğunu merak ediyorum. Lanet olsun, benim gibi, son iki yıl içinde uykunu ne kadar alabildiğini merak ediyorum.

Kucağına küçük bir vücut oturmadan veya küçük ellerini tabağında gezdirmeden en son ne zaman “gerçek” bir yemek yediğini merak ediyorum. Muhtemelen uzun zaman olmuştur.

Benim gibi, yediğin şeyin sadece çocuğunun yemeyi reddettiği kahvaltısının artıkları olup olmadığını merak ediyorum.

Çocuğun dışarıda gördüğü her oyuncağı istese de, 200 kere işemesi gerekse de evden dışarı çıkmanın seni benim kadar heyecanlandırıp heyecanlandırmadığını merak ediyorum.

Anneliğin ne kadar zor bir şey olduğuna benim gibi şaşırıp şaşırmadığını merak ediyorum. Benim gibi, kelimelerle ifade etmeye çalışsan da hiçbirinin çocuğuna olan sevgini anlatıp anlatamayacağını merak ediyorum.

İyi olup olmadığını merak ediyorum. Küçüğünü yerden kaldırdın ve dolu alışveriş arabasını arkanda bırakıp hızlıca marketten çıkmayı başarabildin. Oradaydım.

Umarım günün güzel geçer.

***

Yazıyı stuffmomssay.com sitesinden Berfun Çağinli Türkçeleştirmiştir.