07 Şubat 2014…

Bazen hayat filmlerdeki gibi…

Akşam saatleriydi telefon çalmıştı ama duymamıştım, bizim kız hastaydı ve malum çok huysuzdu, onunla ilgileniyordum. Yaklaşık 20 dakika sonra telefonu elime aldığımda Gökçe’nin adını görünce heyecanlandım. Akşam çocuklar uyuduktan sonra arıyorsa kesin doğuruyor, dedim, ara Metin’i. Metin, ‘suyu geldi galiba’ dedi, İlyas’ı bırakamıyordu tabii, evde kalmıştı.

Gökçe en yakındaki hastaneye gitmişti. Nasıl giyindim, nasıl çıktım bilmiyorum, arabaya bindiğimde camlar buğu yapmıştı ama acelem vardı dörtlüleri yakıp gazladım ki telim bir daha çaldı. Gökçe, hafif titrek bir ses ile ‘suyum geldi doğum başladı’ dedi. ‘Geldim hastanenin önüne’ dedim ama geç kalmıştım.

Annesi Değer abla ve kardeşi Cenan ile karşıya, doktoruna ve planladığı hastaneye doğru yola çıkmıştı. Dönüp Metin’e bakıyım dedim, Metin hazırlanmış her zamankinden başka Metin, heyecanlı, off onu görünce işte başladı dizlerim titremeye.

Semih, Metin ile hastaneye yollandı, ben de eve döndüm. Aklım da İlyas’ta, evde uyuyor, Gülse evde uyuyor ikisi de hasta. Değer abla (nanni) İlyas ile, o da çok heyecanlı. Evden içeri girdim ve boş boş kaç tur attım acaba? Gökçe’yi aramam lazım…neyse bin kere geyiğini yapmışız bugün olmasın demişiz, neden mi? Gökçe’nin babasının seneyi devriyesi. Kimbilir Gökçe ne kadar kasmış bugün olmasın diye. Babasının kızı, benim gibi…

Babalarımız erken göçmüş hassasız sonuçta bu konuda. Bugün bir de birkaç kere gün içinde ulaşamayınca “doğuruyor musun, doğurdun mu?” geyiklerini yapmışım.

Evde giyinip oturmam ve sakinleşmem biraz zaman aldı. Yaa, hayat ne acayip demeye başladım işte peş peşe. Bir çocuğun dünyaya gelişi ne kadar heyecan verici bir olay. Gökçe’ye telefonda, ‘bugün olması gerekiyormuş, her şey yolunda gidecek merak etme’ dedim ‘yaa üffff’ dedi ki içine aktı sanki, ne iyi anladım…

Şimdi çok heyecanlıyım vakit evde geçmiyor keşke ben gitseydim Semih kalsaydı güldürürdüm kızı diyorum ama kesin ağlardım…

Neyse Gökçe yaa, Sevgililer Günü değil en azından…

Planlar pazartesi günü sabah saatlerinde gelmesi üzerineydi bebeğin, İlyas’la hastanede vakit geçirecektik Metin ile Gökçe doğumdayken, öyle planlamıştık. Hafta sonu da olağanüstü toplanacaktık ki her hafta sonu beraberdik ama bu son hafta sonuydu 6 kişilik.

Şimdi Gökçe odada voltada, Metin kapıda sigara içiyor, Semih ve Cenan ne yapacağını bilemez halde destek moral için yanlarında, Değer abla İlyas’ın başında, ben evde bunları yazıyorum.

Biraz sonra bir can doğacak, dünyaya bir nefes daha katılacak bunu bilmek bile çok heyecan verici. İlyas’ın ‘Dünya’sı’, Metin’le Gökçe’nin yavrusu… Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak onlar 4 kişilik bir aile olacaklar. Her şey çok güzel olacak. Bazıları gidecek, birileri gelecek.

Hayat işte! Filmlerdeki gibi sanki. Biraz sonra hoşgeldin ‘Yaman Dünya’ diyeceğiz. Saat 23:37 ameliyathaneye indiler.

23:53 bebeğin fotosu geldi.

N’aptın Gökçe yaa, bu da aynı Metin:)