Ucu bucağı görünmeyen, gündüzleri bulutlara geceleri yıldızlara değen ağaçlar, kuşlar, sincaplar, tavşanlar, domuzlar, kaplumbağalar, rengarenk çiçekler, şifalı bitkiler, nefis meyveler… Her mevsimi ayrı güzellikte yansıtan renkler, içimize çekmeye doyamadığımız çam kokusu. Dokundukça iyileştiren toprak. Rüzgârın dinginleştiren uğultusu… Bir ormanı var eden nedir, derseniz bana: şimdi, şu anda bunların hepsi bir yana hayal gücü derim sanırım. Çünkü yakın zamanda yolum Teneke Orman’dan geçti. Oranın havasını soludum, suyunu içtim ve kendimi çok iyi hissettim.
Şimdi sıra sizde, hazır mısınız?
Teneke Orman, dünyanın öbür ucunda, unutulmaya yüz tutmuş ve kimsenin istemeyeceği şeylerle dolu olan bir yerdi. Bu ıssız yerin tam ortasında bir ev, bu evde de yaşlı bir adam yaşardı. Pencereden görüp görebileceği tek şey çöp ve atıklar olan yaşlı adam her gün bıkıp usanmadan çöpleri toplar, ayıklar ve kimisini yakar kimisini gömerdi. Yaşlı adam mutsuzdu. Bir gece gördüğü rüya hayatını değiştirdi. Yaşlı adam rüyasında dünyanın en güzel ormanlarından birinde yaşadığını gördü. Etrafı tropikal ağaçlar, harika çiçekler,kuşlar, kaplanlar ve çeşitli hayvanlarla doluydu.
Uyandığında dünyanın aynı yer olduğunu gören ve çok üzülen yaşlı adamın aklına bir fikir geldi. Düşüncesi gün geçtikçe büyüdü. Fikrini küçümsemedi, denemekten korkmadı. Yalnızlığını bahane etmedi. En sevdiğim yanı bunu kendi için yaptı. Ve zamanla bu düşünce etrafını sardı, sarmaladı. Yaşlı adam çöplerden bir orman yarattı. Elleriyle şekillenen, içinde hayal ettiği her şey olan çöpten kurulmuş, tenekeden yapılmış kocaman bir orman. Tenekeden de olsa ormandı sonuçta…
Ve bir gün bir mucize oldu. Herkesin unuttuğu bu yere gerçek bir kuş kondu. Teneke ormanındaki tek canlıya gözü gibi bakan yaşlı adam ertesi gün kuşu göremeyince çok üzüldü. Oysa hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı hayatımızda yaşlı adamın da bilmediği bir şey vardı. Kuş onu terk etmemişti. Şiirler ve şarkılar genelde tersini söylese de kuşlar geri gelirdi. Yanına dişisini de alan kuş dönmüştü. Tenekeden ormana, yaşlı adama dönmüştü.
Dünya herkese yetmez belki, ama teneke ormanda herkes için bir yer var, ya da ben öyle umuyorum. Gagalarında taşıdıkları tohumları toprağa bırakan kuşlar, sadece yaşlı adama değil, teneke ormana da can verdiler. Bir tohumdan toprağa karışan kökler, o kökleri yiyen böcekler, böcekleri kovalayan kuşlar ve yaşlı adamın düşünde ne varsa teneke ormana geldi. Bir zamanlar kimsenin istemeyeceği şeylerle dolu olan çöplük artık herkesin isteyeceği şeylerle dolu gerçek bir ormana dönüştü.
Helen Ward tarafından kaleme alınan Teneke Orman‘ın içinde kaybolacağınız resimlerini yapan isim ise Wayne Anderson. Remzi Kitabevi’nin yayımladığı eser 32 sayfadan oluşuyor.
Bir zamanlar bir orman vardı. Şimdilerde yolunu kaybettiğimiz, adını unuttuğumuz bir orman. Ya da orman yoktu, olmadı hiçbir zaman. Gördüğümüz en güzel rüyaydı. Kim bilir, belki halâ yolunu bulmamızı bekliyor, beklerken de gülümsüyordur çok yakınımızda bir yerde. Teneke Orman’ın yolunu tarif edemem ama ona komşu bir koru var, meraklısına duyurulur… İstanbul’da Anadolu yakasında. Validebağ Korusu’na gitmeden bu güzelliği anlatabilmem zor. Yolu düşenler, bir uğrasın. Yukarılara kadar çıkıp bir tepecikten izlesin etrafı. Bakın nasıl da bir yaşamak var orada. Kim bilir belki Teneke Orman‘ı okumak için daha iyi bir yer düşünülemez.