Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in 4+4+4 ile ilgili açıklaması ve bakanlığa sorulan 58 soruya, bakanlığın verdiği 58 cevap…
Bilgi çağı olarak nitelendirilen 21. Yüzyılda eğitim, değişimin ve dönüşümün en temel aktörü haline gelmiştir. Bugün uluslararası toplumda, ilköğretim eğitiminin yetersiz kaldığı ve tüm nüfusun en azından lise düzeyinde eğitim alması gerektiği yaygın olarak kabul edilmiştir. 1970’li yıllardan itibaren ise OECD ülkelerinde lise eğitiminin çağ nüfusunun tamamına yaygınlaştırılması ve üniversite öncesi eğitimin süresini uzatarak, genç nüfusun mümkün olduğunca daha uzun süre eğitim alması yönünde politikalar oluşturulmuştur. Yine dünya genelindeki uygulamalara bakıldığında; temel eğitim sürecini tek bir aşamada düzenlemek yerine, öğrencilerin yaş grupları ve fiziksel özellikleri temelinde bir kademelendirmenin tercih edildiği görülmektedir.
Bu kapsamda öğrencilerin yaş grupları ve bireysel farklılıklarını dikkate almayan sekiz yıllık kesintisiz eğitimle ülkemizin en önemli zenginliği olan genç nüfusu bilgi toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatmanın mümkün olmadığından hareketle eğitim sistemimizde yeni bir yapılanmaya gidilmiştir.
Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanunla eğitim sisteminde başlayan yeni dönemin iki temel amacından biri toplumun ortalama eğitim süresini yükseltmek, diğeri ise eğitim sisteminin bireylerin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerinin gerektirdiği yönlendirmeyi mümkün kılacak şekilde düzenlenmesidir.
222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Sonucu Getirilen Yenilikleri; öğretmenlerimize, yöneticilerimize, eğitim camiasına ve kamuoyuna en doğru şekilde aktarmak üzere, merak edilen hususlar “12 Yıl Zorunlu Eğitim, Sorular – Cevaplar” başlığı altında toplanmıştır. Bu çalışmanın, yeni eğitim düzenlemesi hakkında zihinlerde beliren soruları aydınlatacağı inancı ve umuduyla, yeni eğitim- öğretim yılının ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Ömer DİNÇER
Milli Eğitim Bakanı
GENEL SORULAR
SORU 1: Bu yasal değişikliğe neden gerek duyuldu?
CEVAP 1: Dünya genelindeki uygulamalara bakıldığında, ortalama eğitim süresi 11 – 12 yıl veya daha üzerindedir. Türkiye’de ise toplam nüfusun ortalama eğitim süresi 6 – 6,1 yıl civarındadır. Başka bir ifadeyle, gelişmiş dünya ülkeleri ile Türkiye’nin eğitim süresi arasında tam yarı yarıya bir fark söz konusudur. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere baktığımızda, hemen hepsi ortalama eğitim sürelerini artırmak suretiyle nüfuslarının büyük bir bölümünü lise mezunu ya da üniversite mezunu yapmak üzere hedefler koymuşlar ve bunu gerçekleştirmek için tedbirler almaktadırlar. Avrupa Birliği ülkeleri 2020 yılına kadar nüfuslarının en az yüzde 90’ını lise mezunu yapmak üzere hedeflerini revize ettiler. Japonya ve Güney Kore çağ nüfusunun yüzde 100’ünü üniversite mezunu yapmaya çalışıyor. Daha birçok ülkeden veya bölgeden bu tür örnekleri artırmak mümkündür. Ülkemizde ise nüfusun sadece yüzde 28’inin lise mezunu olduğu dikkate alınırsa, bu değişikliğe ihtiyacın ne kadar büyük olduğu anlaşılmaktadır. Ülkemizde son yıllarda alınan önlemlerle ve idari uygulamalarla çağ nüfuslarının okullaşma oranlarında çok önemli mesafeler kat edildiği görülmektedir. Bu kapsamda okullaşma oranlarında ilköğretim düzeyinde yüzde 98’lerin aşıldığı, ortaöğretim düzeyinde yüzde 70’lere yaklaşıldığı, yükseköğretim düzeyinde ise yüzde 33’leri yakaladığımız görülmektedir. Buna karşılık bölgeler arasında ciddi farklılıklar maalesef varlığını korumaktadır. Örneğin Şırnak’ta ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 30’ların altındadır. Zorunlu eğitimi 8 yıldan 12 yıla çıkaran düzenleme ile toplam nüfusun ortalama eğitim yılı artırılacak ve bu anlamda okullaşma oranındaki bölgesel farklılıklar da azaltılacaktır. Düzenlemenin en önemli amaçlarından biri de eğitim sistemimizi demokratikleştirme ve esnekleştirme arzusudur. Değişik kademelerde oluşturulacak seçimlik derslerle her kesimden vatandaşlarımızın ve öğrencilerimizin eğitimden beklentileri, sosyal ve kültürel talepleri karşılanmaya çalışılacaktır. Öğrenciler sporda, sanatta veya başka bir alanda yetenek sahibi ise veya bu alanların birinde kendini geliştirmek istiyorsa 5. sınıftan itibaren kendisine bu imkân tanınmış olacaktır. Düzenlemeyle getirilen bir başka yenilik ise eğitimin kademelere bölünmesidir. Birinci kademe 4 yıl süreli ilkokul, ikinci kademe 4 yıl süreli ortaokul ve üçüncü kademe 4 yıl süreli lise olarak yapılandırılmıştır. Böylece 10 kademeler arası yatay ve dikey geçişlere imkân tanınmış, esnek yapı sayesinde bireye yetenek ve gelişimine göre erken yaşlarda tercih hakkı tanınmıştır. Yapılan değişiklik ile ilköğretim çağı 6 – 13 yaş olarak değiştirilmiş ve Eylül ayı sonu itibarıyla 5 yaşını doldurmuş, 6 yaşına girmiş çocuklarımızın ilköğretime başlamalarına fırsat verilmiştir. Bu konuda dünya genelindeki uygulamalarla paralellik sağlanmış, erken yaşta eğitime başlayan bireyin bir yıl erken hayata adım atması sağlanmıştır. Günümüz dünyasında istenilen her türlü teknolojik ve fizikî şartların uygunluğu göz önüne alındığında bireyin okula bir yıl erken başlaması çok önemlidir. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimde 1. sınıf öğrencisi ile 8. sınıf öğrencisi aynı bahçede oyun oynuyor, aynı tuvaleti kullanıyor ve aynı kantinde alışveriş yapmak için sıraya giriyordu. Yetişkin öğrencilerin bedensel üstünlükleri karşısında alt sınıf öğrencileri ezilebiliyor, ortak mekânlardan yeterince yararlanamıyordu. Yeni sistem, yaş aralığını düşürerek ilkokulların ayrı binalarda, diğer okullara (ortaokul ve lise) devam eden öğrencilerin ise farklı binalarda eğitim yapmasına imkân tanımıştır.
SORU 2: Bu düzenleme ile şimdi durum ne olmuştur?
CEVAP 2: Bu değişikliklerle birlikte halen uygulanmakta olan 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yerine, 12 yıllık zorunlu kademeli eğitim getirilerek 12 yıllık süre üç kademeye ayrılmıştır. Birinci kademe 4 yıl süreli ilkokul (1. 2. 3. ve 4. sınıf), ikinci kademe 4 yıl süreli ortaokul (5. 6. 7. ve 8. sınıf) ve üçüncü kademe 4 yıl süreli lise (9. 10. 11. ve 12. sınıf) olarak düzenlenmiştir. Özellikle ikinci kademe, yani ortaokullar, öğrencilerin daha özgür bir birey olarak sivil toplum ve demokratik devlet anlayışı gereğince eğitim süreçlerinde özgür ve karar değiştirme hakkına sahip olmalarına fırsat vermektedir. Eğitim süresinin önemi kadar, öğrencilerin sistem içindeki programlarda tercih değişikliği yapabilmeleri de en az o kadar önemlidir. Yeni düzenleme ile ilkokul, ortaokul ve liseler bağımsız (fizikî olarak) oluşturulabileceği gibi, imkân ve şartların elverişli olmadığı yerlerde ortaokulların ilkokullarla ya da liselerle birlikte oluşturulmasına da fırsat verilmektedir. Ortaokullar, program bütünlüğü korunarak, üst öğretim programlarının bütününe yönelik olarak fazla sayıda seçeneği barındırıp, lise öğrenim sürecinde yer alan programların tercih edilmesine fırsat verecek esneklikte tasarlanacaktır. Dünyada da temel dersler dışında bireylerin ilgi, istek ve yeteneklerine uygun seçmeli derslerden oluşan seçimlik ders programları uygulanmaktadır. Yeni düzenleme ile ortaokul ve liselerde, Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatının seçmeli ders olarak okutulması sağlanmıştır. Ayrıca ortaokullarda, yani ikinci 4 yıllık kademede Türkçe, Matematik, Fen, Sosyal Bilgiler ve Yabancı Dil gibi temel dersler dışında seçimlik dersler ile lise eğitimi için alt yapı oluşturulacaktır. Ortaokullardaki temel dersler (core subject) dışındaki seçimlik dersleri, öğrencinin veya ebeveyninin isteğine ve tercihine bağlı olarak alabilme ESNEKLİĞİ getirilmektedir. Böylece bireylerin demokratik hak ve taleplerine sınırlama değil, aksine sağlanan esneklik ile bu hak ve taleplerin kullanılmasına imkân tanınmıştır.
SORU 3: Bu yeni düzenleme nasıl çalışacak?
CEVAP 3: Yeni yapı şu an için sadece ilkokula başlayacak olan öğrenciler ile 8. sınıfı bitirecek öğrencileri doğrudan ilgilendirmektedir. Ara sınıflar, örneğin 3. sınıfta okuyan bir öğrenci için yeni bir durum şu an için söz konusu değildir. Onlar, ortaokula geçeceği zaman, yani 4. sınıfı bitirecekleri zaman yeni sistemle ve onun sunduğu avantajlarla tanışacaklardır. Sistemin nasıl çalışacağına gelecek olursak: 2012 – 2013 öğretim yılında 30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla 5 yaşını tamamlayacak olan çocuklar ilkokul 1. sınıf öğrencisi olarak kayıt yaptıracaklardır. Şu anda ilköğretim 5, 6 ve 7. sınıflarda okuyan çocuklarımız ise yine aynı ilköğretim okullarında okumaya devam edeceklerdir. 4. sınıfta okuyan öğrenciler ise artık ilköğretim 5. sınıf değil, ortaokul öğrencisi olacaklar, ancak sınıf numaralarında kesinti ve yeniden başlama söz konusu olmayacağından 5. sınıf öğrencisi olmaya devam edeceklerdir. İlköğretim 8. sınıfta okuyan öğrenciler ise eğitim sisteminden ayrılamayacaklar ve zorunlu eğitimlerine devam edeceklerdir. Bu öğrenciler 2012 – 2013 öğretim yılında lise 1 (9. sınıf) öğrencisi olarak öğrenimlerine devam etmek zorundadırlar. 12 yıllık zorunlu eğitime başlama yaşı Eylül sonu itibarıyla 5 yaşını tamamlayanlar için başlayacağından, doğal olarak gerek okul öncesi gerekse ilkokul 1. sınıf programı yeni düzenlemelere uygun hale getirilmek üzere gözden geçirilmektedir. Ayrıca, bilindiği gibi bu değişiklikler yapılmadan önce de gerek ilköğretim okullarında gerekse ortaöğretim okullarında okutulacak dersler Talim ve Terbiye Kurulunun kararı ile belirleniyordu. Hangi derslerin zorunlu ders olarak tüm öğrencilere, hangi derslerin ise seçimlik ders olarak seçen öğrencilere okutulacağı Talim ve Terbiye Kurulu kararı ile belirlenebiliyordu. Şimdi ise yine Talim ve Terbiye Kurulu hangi derslerin zorunlu dersler, hangi derslerin seçimlik dersler olacağını belirleyecek, ancak Kanunda yer alan hüküm gereği ayrıca ortaokullar ile imam hatip ortaokullarında farklı programlar arasında tercihe imkân verecek şekilde bu belirlemeyi yapacaktır. Yine ortaokullar ile imam hatip ortaokullarında öğrencilerin ilgi ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulacaktır. Ayrıca, tüm ortaokul ve liselerde Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin Hayatı isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulacak dersler arasında yer alacaktır. Yeni sistemin çalışmasıyla ilgili olarak şu hususu da belirtmek gerekir. İlkokul 4. sınıfı tamamlayan çocuklar ya imam hatip ortaokullarına ya da diğer ortaokullara gidebileceklerdir. Ancak bu konuda şunu ifade etmekte yarar vardır: Genel ortaokullar ile imam hatip ortaokullarında okutulacak zorunlu dersler ile isteğe bağlı seçmeli olan Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin Hayatı derslerinde herhangi bir fark olmayacak, sadece diğer seçmeli derslerde farklılıklar oluşabilecektir.
SORU 4: Bu sistemi neden 4+4+4 diye ayırıp tanımladınız?
CEVAP 4: Bu konudaki isimlendirmenin temeli 2010 yılında yapılan Milli Eğitim Şurasında alınan kararlara dayanmaktadır. Ayrıca şunu da ifade etmek gerekir ki, dünyada bu konuda o kadar çok çeşitli kademelendirme var ki, bir kaçını örnek olarak verirsek: 8+4, 3+5+2, 4+5+2, 5+4+3, 5+3+4, 6+2+4, 6+3+2, 6+3+3, 6+3+4, 7+3+2. Her bir ülke kendi gelenekleri, kültürleri, bulunduğu coğrafi konum vb. gibi birçok sebeple bu kademeleri oluşturuyor. Eğer bize neden 4+4+4 diye sorulursa, benzer bir sorunun mesela Hollanda’ya neden 6+2+4, Japonya’ya neden 6+3+3, Rusya’ya neden 4+5+2, Fransa’ya neden 5+4+3 … şeklinde sorulması gerekir. Yeni yapıda, hedeflenen esnek program anlayışı ve çocukların gelişim özellikleri esas alınarak bu kademelendirme yapılmıştır. İlk dört, çocuğun okula alıştığı ve temel becerileri kazandığı evredir. İkinci dört, çocuğun yeteneklerini sınadığı ve geliştirdiği bir kademedir. Üçüncü dört ise çocuğun yetenek, gelişim ve tercihleri doğrultusunda genel eğitim veya mesleki ve teknik eğitim alacağı kademedir.
SORU 5: Bu Kanun yeterince tartışıldı mı?
CEVAP 5: 1997 yılında 8 yıllık KESİNTİSİZ zorunlu eğitim, hiçbir hazırlık yapılmadan ve olağanüstü yönetim şartlarının geçerli olduğu bir dönemde, bir dayatma olarak getirildiğinden bu yana eğitim yapımızın kesintili veya kesintisiz olması tartışılmaktadır. Yani kesintililik veya kesintisizlik sorunu bu ülkede yıldır tartışılan bir konudur. Diğer taraftan Cumhuriyetin ilk günlerinden bu yana zorunlu eğitim süresinin uzatılması her kesim tarafından ileri sürülmüş ve genel kabul görmüş bir düşüncedir. Nitekim zaman zaman zorunlu eğitim süreleri uzatılmış, son olarak 1997 yılında 8 yıla çıkarılmıştır. Ancak bu sürenin kesintisiz olması, biraz önce de ifade edildiği gibi ilk gününden itibaren eğitim camiası, akademi dünyası, çeşitli toplum kesimleri ve siyasiler tarafından sürekli tartışılmıştır. Diğer taraftan son yıllardaki Milli Eğitim Şuralarına da bakıldığında bu tartışmaların yapıldığını ve son olarak 2010 Şurasında tavsiye kararına dönüştürüldüğünü görüyoruz. Ayrıca teklif verildikten sonra konu Türkiye Büyük Millet Meclisi Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonundaki çalışmalar süresince konuyla ilgili tüm sivil toplum örgütleri ve akademik çevrelerin görüş ve önerileri alınmak üzere dinlenmiş, uygun olanlar metne yansıtılmış, Genel Kurul çalışmaları süresince de toplumdaki tartışmalar, değerlendirmeler, öneriler dikkate alınarak bazı değişiklikler gerçekleştirilmiştir.
SORU 6: Böylesine kapsamlı bir düzenleme niçin Hükümet tasarısı olarak değil de teklif şeklinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuldu?
CEVAP 6: Türkiye Büyük Millet Meclisi bilindiği gibi yasama organımızdır. Anayasanın 88’inci maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin her biri her konuda kanun teklifi verebilir. Dolayısıyla milletvekilleri Milli Eğitim Sistemi ile ilgili konularda da kanun teklifi verme ehliyetine sahiptir. Bir konunun kanunlaşması Türkiye Büyük Millet Meclisinde belli bir çoğunlukta kabul edilmesine bağlıdır. Yoksa kanun teklifi veya kanun tasarısı olmuş olmasının hiçbir önemi yoktur. Kanunlaşan metinlerin uygulanmasında da bunun hiçbir önemi yoktur. Bu artık Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesidir.
SORU 7: Niçin medya ve sivil toplum örgütleri bu konuya bu kadar olumsuz yaklaşıyorlar?
CEVAP 7: Bu düzenlemeye karşı çıkışları iki temel nedene dayandırabiliriz. Birincisinde ideolojik bir bakış vardır. Böyle düşünenler, bireysel ve kültürel farklılıkları bir potada eriterek tek tip insan yetiştirmek alışkanlığından vazgeçemiyorlar. Dünyayla rekabet etmek gibi bir amaç taşımıyorlar. İkinci neden ise bilgi eksikliği, yapılan değişikliğin objektif bir şekilde ve çok yönlü değerlendirilememesidir. Eğitim ile ilgili konularda bilimsel yeterliliği bulunmayan ve düzenlemeden habersiz, ama kategorik olarak belirli bir taraf içinde olanların eleştirileri gerçeği yansıtmamaktadır.
SORU 8: Bu yeni sitem 2012 Eylül ayında uygulanacak mı?
CEVAP 8: Bu Kanunla getirilen sistem 2012 – 2013 öğretim yılında uygulamaya geçirilecektir. Bu sene 4. sınıfı tamamlayan ilköğretim öğrencileri ortaokul 1. sınıf öğrencisi olarak, 8. sınıfı tamamlayan öğrenciler ise zorunlu eğitim kapsamında 9. sınıfa (liseye) başlamak zorundadır.
YAŞLA İLGİLİ SORULAR
SORU 9: Okul öncesi eğitim hangi yaşta başlayacak?
CEVAP 9: Okul öncesi eğitime başlama yaşında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Yeni sistem gerçekleştirilmeden önce 37 – 72 ay arasındaki çocuklar okul öncesi eğitime gidebiliyorlardı. Şimdi de yine 36 ayını tamamlamış çocuklar okul öncesi eğitime başlayabileceklerdir. Ancak zorunlu temel eğitime başlama yaşı değişmiş olduğundan üst sınırda bir değişiklik söz konusudur. Buna göre, 30 Eylül 2012 tarihi itibariyle 37 – 66 ay arasındaki çocukların anaokulunda veya uygulama sınıflarında, 48 – 66 ay arasındaki çocukların ise anasınıflarında okul öncesi eğitim almaları sağlanacaktır.
SORU 10: Zorunlu eğitime (ilkokula) başlama yaşı ne olacak?
CEVAP 10: Esasen ilkokula başlama yaşında yeni düzenleme ile milli eğitim sistemimizin iki temel kanunu olan 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda önceki düzenlemeye göre bir farklılık yapılmamış, sadece iki kanun arasında paralellik sağlanmıştır. Her iki kanunda da aynı şekilde düzenlenen 5 yaşını o yılın Eylül ayı sonunda dolduran öğrenciler ilkokula başlar hükmü gereğince, 2012 – 2013 öğretim yılından itibaren esasen 30 Eylül 2012 itibarıyla 60 ayını dolduran çocukların ilkokula başlamaları gerekmektedir. Ancak kamuoyunda yaşanan yoğun tartışmalar, talepler ve Bakanlık olarak değerlendirmelerimiz sonucunda Eylül sonu itibarıyla 66 ayını dolduran çocukların ilkokula kayıt yaptırmasına karar vermiş bulunuyoruz. 2012 – 2013 eğitim ve öğretim yılı için 30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla 66. ayını tamamlayacak çocuklar olan 30 Eylül 2007 tarihinde ve öncesinde doğmuş öğrencilerin okul kayıt işlemleri e-okul sistemi üzerinden merkezi sistemle yapılacaktır. Ancak, yaşça kayıt hakkı elde etmemiş olduğu halde fizikî ve ruhî gelişim yönünden hazır olduğu düşünülen 61 – 66 ay arasındaki çocuklar da velisinin yazılı isteği üzerine ilkokul eğitimine yönlendirilebilir.
SORU 11: 2007 doğumlu bir çocuğun ailesi birinci sınıfa değil de anaokuluna çocuğunu vermek isterse ne olacak?
CEVAP 11: 2007 yılı doğumluları doğum aylarına göre ayrıştırarak değerlendirmek gerekir. Bir önceki soruda da ifade edildiği gibi, 2012 – 2013 eğitim ve öğretim yılı için 30 Eylül 2012 tarihi itibariyle 66. ayını dolduranların kayıt işlemi e-okul sistemi üzerinden merkezi sistemle yapılacaktır. 30 Eylül 2007 tarihinden sonra doğan ve gelişim yönünden yeterince hazır olduğu düşünülen 61 – 66 ay arasındaki çocuklar ise velisinin istemesi halinde ilkokula yönlendirilebilecek, aksi halde okul öncesi eğitim kurumlarına devamları sağlanacaktır.
SORU 12: İlkokula kayıt nasıl yapılacak?
CEVAP 12: 2012 – 2013 eğitim öğretim yılı için 30 Eylül 2012 tarihi itibarıyla 66. ayını dolduranların (30 Eylül 2007 ve öncesinde doğanların) ilkokul birinci sınıf kayıtları e-okul sistemi üzerinden adrese dayalı veri tabanından alınan bilgilerle otomatik olarak yapılacaktır. Velilerin kayıt ile ilgili yapacakları herhangi bir işlem olmayacaktır.
SORU 13: Çocuklar daha erken yaşta okula başlayınca, yapılan eğitim onun için daha ağır kalmayacak mı?
CEVAP 13: Yeni düzenleme ile ilköğretim birinci sınıfa o eğitim öğretim yılı için 30 Eylül itibariyle 66. ayını dolduranlar kayıt olacaktır. Daha önceki uygulamada ise o yılın 31 Aralık tarihi itibariyle 72. ayını dolduranlar kayıt olmaktaydı. Dolayısıyla okulların eğitime başladığı Eylül itibarıyla bu çocuklar 68 – 69 aylık oluyorlardı. Bakıldığında yeni uygulama ile eski uygulama arasında fark sadece 2 aylık bir süreyi kapsamaktadır. Yani 2 ay daha erken ilkokul birinci sınıfa başlayacaklardır. Bu fark çocukların fizikî ve ruhî gelişiminde olumsuzluk yaratmayacaktır. Ayrıca birinci sınıfta uygulanacak programlar yeni durum nedeniyle yaş grubuna uygun olarak revize edilmektedir.
OKULÖNCESİ İLE İLGİLİ SORULAR
SORU 14: Okul öncesi eğitim nasıl uygulanacak?
CEVAP 14: Yukarıda yapılan açıklamalar nedeniyle 37 ila 66 ay arasındaki çocuklarımız okul öncesi eğitim çağını oluşturacaktır. Önceden 61 – 72 ay arasındaki çocukların okul öncesi eğitimde yüzde 100 okullaşma hedefi varken, şimdi yeni düzenleme sonucunda 48 – 66 ay arasındaki çocuklarda yüzde 100 okullaşmayı sağlamak hedefimiz oluşmuştur. Diğer taraftan şu anda faaliyetleri devam eden “3, 4, 5 Erken Eğitimi Seç” programını uygulayan Bakanlığımızın okul öncesi eğitimde hedefi yine %100 okullaşmadır.
GEÇİŞ SİSTEMİ İLE İLGİLİ SORULAR
SORU 15: İlkokullardan ortaokullara kayıt nasıl olacak?
CEVAP 15: 2011 – 2012 eğitim ve öğretim yılında ilköğretim 4. sınıfta okuyan ve bir üst sınıfa geçen öğrencilerin 2012 – 2013 eğitim ve öğretim yılında ortaokul 1. (5.) sınıfa kayıtları e-okul sistemi üzerinden merkezi olarak yapılacaktır. Yani eğitim bölgelerinde ilkokul ve ortaokul olarak belirlenen okullara kayıt sistemi sadece ilkokullara yeni kayıt olacak 1. sınıflar ile ortaokullarda 5. sınıf öğrencilerinin tamamı için e-okul sisteminden yapılacaktır. Ancak 2012 – 2013 eğitim ve öğretim yılında eğitim öğretime başlamış olan imam hatip ortaokulları varsa bu okullara devam etmek isteyen 5. sınıf öğrencilerinin kayıtları velileri tarafından bu okullara yapılacaktır. Dolayısıyla bu çocukların imam hatip ortaokullarına kayıtları yapıldığında e-okul sisteminden kaydının yapıldığı ortaokuldan kaydı düşülecektir.
SORU 16: Ortaokullara sınavla mı geçilecek?
CEVAP 16: Bütün ortaokullara geçiş herhangi bir sınava tabi olmaksızın e-okul sisteminden merkezi olarak adrese dayalı nüfus kayıt sistemi verilerine göre yapılacaktır.
SORU 17: Ortaokul ara sınıflarından (6, 7 ve 8) imam hatip ortaokullarına geçiş olacak mı?
CEVAP 17: Eylül 2012 tarihi itibariyle uygulanacak olan yeni eğitim sisteminde imam hatip ortaokullarının sadece 5. sınıflarına öğrencileri alınacaktır. İmam hatip ortaokullarında uygulanacak olan öğretim programlarının (Kuranı Kerim ve Hz. Peygamberin Hayatı gibi) uygulanmasında bütünlüğün sağlanması için bu uygulama gereklidir. Bu nedenle ortaokulların (ilköğretim okullarının) ara sınıflarında okuyan öğrencilerin imam hatip ortaokullarına geçişi mümkün değildir. Ayrıca, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununa eklenen geçici 11’inci maddeye göre bu maddenin yayımı tarihinde ilköğretim kurumlarının 5, 6, 7, ve 8’inci sınıflarında eğitim görenler eğitimlerini bu kurumlarda tamamlayacaklardır.
SORU 18: 2011 – 2012 eğitim – öğretim yılında 8. sınıf öğrencileri liselere nasıl geçecek?
CEVAP 18: 2011 – 2012 eğitim ve öğretim yılında 8. sınıfta okuyan öğrencilerden Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ve özel yetenek sınavı sonuçlarına göre öğrenci alan ortaöğretim kurumlarından herhangi birine yerleşemeyen öğrenciler ile bu sınava katılmayan öğrencilerin tamamının ilçe yöneticilerimizin koordinasyon ve takibi sonucunda tercihleri ve kapasite imkanları çerçevesinde 18 genel liselere, imam hatip liselerine ve mesleki ve teknik liselere kayıt yaptırmaları sağlanacak ve bu e-okul sisteminden takip edilecektir.
SORU 19: Bu sistem özel okullara giriş konusunu değiştirecek mi? Üsküdar Amerikan, Avusturya Lisesi gibi okullar ortaokul bölümlerini tekrar açabilecekler mi?
CEVAP 19: Özel Yabancı Okullar ile Özel Okulları birbirinden ayırmak gerekmektedir. Özel okullar tamamen Türk eğitim mevzuatına tabi olup mevzuattaki her türlü değişikliklere uymakla yükümlüdür. Nitekim 222 sayılı Kanunun 4’üncü maddesinde “Türk vatandaşı kız ve erkek çocuklar ilköğrenimlerini resmi veya özel Türk ilköğretim okullarında yapmakla mükelleftir.” hükmü bulunmaktadır. Bu Kanun hükmü doğrultusunda yabancı okullar ortaokul açamazlar. Özel Türk okulları ise bağımsız ortaokul açabileceklerdir.
SORU 20: İstanbul Erkek, Galatasaray gibi okullara öğrenci geçişi nasıl olacak?
CEVAP 20: Mevcut durumdaki öğrenci kabul esas ve usulleri uygulanmaya devam edecektir.
SORU 21: Seviye Belirleme Sınavlarına (SBS) devam edilecek mi?
CEVAP 21: Yakın zamanda sınav sisteminde önemli değişiklikler olmayacak, ancak uzun dönemde lise eğitiminde okul çeşitliliği yerine program çeşitliliği esas olacağından bu sınavların eleme, sıralama ve yerleştirme amaçlı olması yerine, programlardaki kazanımların ölçülmesi ve değerlendirilmesi amaçlı yapılması öngörülmektedir.
SORU 22: Bu sistem lise ve üniversite giriş sınavlarında nasıl değişiklikler getirecek?
CEVAP 22: Sınav sistemlerinde kısa sürede herhangi bir değişiklik beklenmemelidir. Zaten ilkokulu bitiren öğrencilerin ortaokullara devam etmesinde herhangi bir değişiklik söz konusu olmayacaktır. Ortaokulu bitiren öğrencilerin liselere devamı konusunda ise birkaç yıl daha Seviye Belirleme Sınavına (SBS) göre bir seçme süreci devam edecektir. Esasen bu konu diğer bazı konulardaki çalışmalarımızla birlikte değerlendirilmesi gereken bir konudur. Bilindiği gibi, lise (ortaöğretim) düzeyinde temel olarak iki farklı tür bulunmaktadır. Genel ortaöğretim kurumları (liseler) ve mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları (liseler). Ancak bunların içindeki türlere geçildiğinde tür ve program bazında farklılıklar çoğalmaktadır. Son yıllarda bu türlerin azaltılması ve programların güncellenerek artırılması yönünde bir çalışma Bakanlığımızda devam etmektedir. Şu anda sistemde bulunan genel ortaöğretim kurumları genel liseler, Anadolu liseleri, fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, Anadolu öğretmen liseleri, güzel sanatlar ve spor liseleridir. Ayrıca, iki öğretim yılı boyunca uygulamaya devam edilen genel liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesi çalışmaları bu öğretim yılında da devam etmektedir. Önümüzdeki öğretim yılı sonunda bu çalışma tamamlanarak genel liseler tamamen kaldırılacak ve bunlar ya Anadolu Lisesi ya da mesleki ve teknik liseye dönüşmüş olacaktır. Bu çalışma tamamlandığında hem tür bazında azalma hem de türlerin programları bazında bazı değişiklikler hayata geçirilecektir. Mesleki ve teknik eğitimde ise türlerin tamamının kaldırılması ve programların güncellenerek artırılması çalışması devam etmektedir. Bunların sonucunda türler arasında programlardan kaynaklanan kalite farklılıkları kaldırılmış olacak ve ortaokullardan liselere geçişlerde seçme ve sıralamaya dayalı merkezi sınav uygulaması da gereksiz hale gelecektir. Liselerden üniversiteye geçişte ise yine makul bir süre sonunda yerleşme sisteminde değişiklikler gerçekleştirilecektir. Bu süre içinde ise öncelikle üniversite eğitimindeki kapasite arzını artırmak ilk hedefimizdir. Her ne kadar şu anda açık öğretim dâhil üniversitelerimizin kontenjanları liselerden o yıl mezun olan öğrenci sayısına ulaşmış ise de, geçmişten gelen bir birikim bulunması ve eğitim alanı veya üniversitesi tercihlerinde değişiklik yapmak isteyen öğrencilerin de taleplerini karşılayacak kadar kontenjan oluşmasına halen ihtiyaç bulunmaktadır. Gerek lise düzeyindeki kurumlarımızın türlerinde ve programlarında gerçekleştirilecek değişiklikler ve bunlar arasındaki kalite farklılıklarını kaldıracak yeni uygulamalarımız, gerekse üniversitelerimizdeki gelişmeler sonucunda birkaç yıl içerisinde liselerden üniversitelere geçiş sisteminde de değişiklikler yapılmasını sağlayacak ortamı oluşturacak ve şimdiki gibi öğrenci seçme, sıralama ve elemeye dayalı merkezi sınav sistemi ortadan kaldırılmış olacaktır. Öğrenci seçmeye dayalı sınavlar yerine eğitim sisteminin kalitesini ölçen değerlendirmelere yönelmek ve meslek liselerini güçlendirmek bu tarz sınavların ve dolayısıyla dershanelerin önemini de azaltacaktır.
MESLEKİ/TEKNİK EĞİTİM VE YÖNLENDİRME İLE İLGİLİ SORULAR
SORU 23: Yeni düzenlemede ilk 4 sınıftan sonra mesleklere yönlendirme olacak mı?
CEVAP 23: Kanunun hiçbir yerinde yönlendirmeden söz edilmemektedir. Bu vesile ile ilkokullarda yönlendirmenin yapılacağı, 9 yaşındaki çocukların mesleki eğitime başlatılacağı şeklindeki açıklamaların ne kanunla ne pedagoji bilimi ile ne de Bakanlığımız amaçlarıyla ve dünyadaki gelişmelerle bağdaşmadığını açıkça ifade etmek gerekir. Kaldı ki dünyada mesleki eğitim gittikçe yüksek öğretim düzeyine çekilmektedir. Bizce de doğrusu budur. Bireyin hayatında başarılı ve mutlu olabilmesi için bazı niteliklere sahip olması gerekmektedir. Rehberliğin amacı da bireyin bu nitelikleri kazanmasına yardım etmektedir. Bu nitelikler;
– Verimli çalışma,
– Sınava hazırlanma,
– Zamanı iyi kullanma,
– Etkili karar verme,
– Problem çözebilme,
– Plan yapabilme,
– Kendini tanıma,
– Etkili iletişim,
– Meslekleri tanıma,
– Kendi yetenek, ilgi ve kişilik özelliklerini tanıma,
– Meslekler arası bağ kurabilme,
– Toplum hayatına uyum sağlayabilme,
– Başkalarına saygı ve yardımlaşma gibi bilgi, değer ve yeteneklerdir.
Öğrencilerin psikolojik açıdan sağlıklı, kendini tanıyan, güven duyan, uygun eğitsel ve mesleki kararlar alabilen, kişiler arası iletişim becerileri gelişmiş, kendini doğru ifade edebilen, üretken ve hayattan zevk alan bireyler olmalarına yardımcı olmak üzere rehberlik ve yönlendirme etkinlikleri halihazırda ilkokullarda 1 – 5. sınıflarda serbest etkinlik çalışmalarında ve ortaokullarda da 6 – 8. sınıflarda rehberlik/sosyal etkinlikler dersinde verilmektedir. Ayrıca ortaöğretim okullarında 9 – 12. sınıflarda ortaöğretim rehberlik ve yönlendirme dersi programı uygulanmaktadır. Rehberlik ve yönlendirmenin temel amacı mutlu ve başarılı bir hayatın parçası olan meslek seçiminde doğru kaynakların kullanılmasıdır. Bu amaçla ulusal mesleki bilgi sistemi oluşturularak öğrencilerin önce kendilerini tanımaları ve iş imkânlarını öğrenerek eğitimlerini planlamalarına destek verilmektedir. Eğitim sistemimize getirilen esneklik ile öğrenciler ortaokul sonunda da farklı programlara devam imkânına kavuşmuşlardır. Kaldı ki öğrencilerimiz üniversiteye girişteki katsayı farklılığının kaldırılmasıyla ortaöğretim sonunda da istek, ilgi ve yeteneklerine ve akademik yeterliliklerine göre tercih hakkına sahip olmuşlardır.
SORU 24: Mesleki ve teknik eğitime öğrenciler ne zaman başlayacak?
CEVAP 24: Bu konuda çok yoğun bir şekilde kara propaganda yapılmaktadır. Yapılan değişikliklerin hiçbir yerinde ortaokullarda meslekî eğitimden ve 9 yaşında mesleki eğitime başlamaktan söz edilmemektedir. Eğer bundan amaç imam hatip ortaokulları ise evet bu değişikliklerle sadece imam hatip ortaokulları kurulmuştur. İlkokulu bitiren çocuklardan dileyenler imam hatip ortaokullarına devam edebileceklerdir. Ancak bu okullardaki zorunlu dersler ile genel ortaokullardaki zorunlu dersler arasında herhangi bir farklılık olmayacaktır. Sadece bu zorunlu derslere ilave olarak imam hatip programları ile ilgili olacak diğer dersler yer alacaktır. Kaldı ki, genel ortaokullarda da seçmeli dersler arasında din eğitimine dair dersler yer alacaktır. İmam hatip ortaokullarının dışındaki ortaokulların hiç birisi meslekî eğitim veren ortaokul değildir. Bu nedenle meslekî ve teknik eğitim 9. sınıfta, yani üçüncü kademede (4’te) başlamaktadır. Hatta şu anda yürürlükte bulunan sistemimize göre mesleki ve teknik liselerin 9. sınıflarında genel liselerin 9. sınıflarında uygulanan müfredat uygulanmakta, yani ortak müfredat uygulanmakta ve doğrudan mesleğe yönelik programlar 10. sınıftan itibaren başlamaktadır. Esasen bu nedenle de Yükseköğretime Geçiş Sınavında (YGS) 9. sınıf ve önceki sınıfların program ve kazanımlarından sorular sorulmaktadır.
PROGRAMLA/MÜFREDATLA İLGİLİ SORULAR
SORU 25: Yeni düzenleme için programlar değişecek mi?
CEVAP 25: İlkokul programları kademeli olarak yenilenecektir. Özellikle ilkokula başlama yaşına paralel olarak program hazırlıklarımız daha önceden başlamış ve tamamlanmak üzeredir. 2012 – 2013 eğitim-öğretim yılı için yeni ders kitapları yazılmasını gerektirecek boyutta bir program değişikliği olmayacaktır. Ancak izleyen öğretim yıllarında kademeli olarak öğretim programlarında uyarlamalar ve buna bağlı olarak da ders kitaplarında bazı değişiklikler yapılması gündeme gelebilecektir.
SORU 26: Yeni düzenlemede program nasıl olacak?
CEVAP 26: İlkokullarda, ilköğretim 2 – 4. sınıflarında okutulan program yine okutulmaya devam edecek. Ancak 1. sınıf programlarında yeni yaş durumu dikkate alınarak bu yaş durumuna uygun gerekli düzenlemeler yapılacaktır. İlkokullar, öğrencilerin çevreye duyarlılıklarını artıracak, okuma yazma becerilerini geliştirecek, sosyalleşmelerini sağlayacak ve temel yaşam kurallarını öğrenecekleri bir eğitim kademesi olacaktır.
SEÇMELİ DERSLERLE İLGİLİ SORULAR
SORU 27: Seçmeli ders ilkokullarda uygulanacak mı?
CEVAP 27: İlkokullarda seçmeli ders uygulaması olmayacaktır. Seçmeli dersler ortaokul ve liselerde uygulanacaktır.
SORU 28: Seçmeli dersler hangi kademede başlayacak?
CEVAP 28: Kanunda “Ortaokul ve liselerde, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin Hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur” denilmektedir. Diğer seçimlik derslerin adı geçmemektedir. Ancak ortaokul ve lisede seçmeli dersler için geniş bir havuz oluşturulacak ve okulların öğretmenler kurulu bu havuzdan dersleri seçecektir. Ortaokullarda ve liselerde okuyan tüm öğrencilerimiz seçmeli dersleri alabileceklerdir.
SORU 29: Yabancı okullar, örneğin Fransız Lisesi din eğitimini içeren seçmeli dersleri almak isterse nasıl yapılacak? Kuran-ı Kerim ve Arapça derslerini isterlerse bu okullar alabilecek mi?
CEVAP 29: Yabancı okullar Türk mevzuatına tabidir. Dengi resmi okullarımız için konulmuş programlar bunlar için de geçerli olacaktır.
SORU 30: Azınlık okullarında Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin Hayatı dersi olacak mı? Farklı dinlere mensup öğrenciler kendi dinlerini mi okullarda öğrenecekler?
CEVAP 30: Azınlık okullarında okuyan öğrenciler için Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin Hayatı ders olarak okutulmayacaktır. Azınlık okullarında kendi dinleriyle ilgili dersler zaten okutulmaktadır.
SORU 31: Yeni eğitim sisteminde (özellikle seçmeli dersler belirlenirken), toplumsal talepler dikkate alınacak mı? Örneğin, ilkokul öğrencilerine din eğitimi imkânı sağlanması hususu veya Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi 1. sınıftan itibaren müfredatta yer alacak mı? Ayrıca, farklı din ve mezheplere göre seçmeli dersler sunulacak mı? Türkiye’de konuşulan dillerin öğretimi talepleri de dikkate alınacak mı?
CEVAP 31: İlköğretim okullarında seçmeli dersler belirlenirken öğrencilerin gelişim özelliklerinin yanı sıra ilgi ve ihtiyaçlarının da dikkate alınması gerektiği Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 2010 yılında aldığı 75 sayılı Kurul Kararında açıkça belirtilmiştir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi ilkokul 4. sınıftan itibaren okutulmaktadır. Farklı din ve mezheplere göre seçmeli derslerin okutulması ya da Türkiye’de konuşulan farklı dillerin öğretimi konusunda öğretim programlarının yanı sıra öğretmen faktörünün de göz önüne alınması gerekir. Gelişim özellikleri dikkate alındığında 1. sınıftan itibaren ahlak eğitimi, değer eğitimi veya karakter eğitimi gibi uygulama temelli derslere yer verilebilir.
ÖĞRETMENLERLE İLGİLİ SORULAR
SORU 32: Anaokulu öğretmenleri 1. sınıflarda görev alacak mı?
CEVAP 32: Okul öncesi öğretmenleri yine okul öncesi öğrencilerine, sınıf öğretmenleri ise ilkokuldaki öğrencilere ders vereceklerdir. Okul öncesi öğretmenlerinin ilkokul öğrencilerine ders vermesini gerektirecek bir durum söz konusu olmayacaktır.
SORU 33: 5. sınıf öğretmenleri ne olacak?
CEVAP 33: Şu anda 5. sınıflarımızda iki ayrı alanda öğretmenlerimiz görev yapmaktadır: Sınıf öğretmenleri ve alan/branş öğretmenleri. Branş öğretmenleri bakımından herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Çünkü, 5. sınıf artık ortaokul kademesini oluşturmakta ve tüm dersler branş derslerinden oluşacaktır. Dolayısıyla bu öğretmenlerimiz yine alan/branş derslerini vermeye devam edeceklerdir. Sınıf öğretmenleri konusunda ise kasıtlı bir biçimde, yeni sistemi engellemek amacıyla ve öğretmenlerimiz arasında tedirginlik oluşturmak için yalan haber ve dedikodu üretilmektedir. Şu anda 5. sınıflarımızdaki 37.722 sınıf öğretmenimiz yeni sistem nedeniyle norm fazlası konuma düşmektedir. Ancak, bir gerçek gözlerden kaçırılmaya çalışılıyor. 2012 – 2013 öğretim yılında 66. ayını tamamlayan çocuklarımızın da ilkokul 1. sınıfa kaydolacak olması nedeniyle 1. sınıflarımızda önceki yıllara göre çok daha fazla öğrenci kaydı gerçekleştirilecektir. (Ayrıca 60 – 66 ay arasındaki çocuklardan da kayıt olacak olanlar düşünüldüğünde bu sayının daha da artması mümkündür) Dolayısıyla bir ilkokulumuzun 1. sınıflarında diyelim ki önceden 3 veya 4 şube varken şimdi 5 veya 6 şube olacak. Bu öğretmenlerimiz yeni açılacak şubelerde görevlerine devam edecekler. Ayrıca, şu anda 1 – 5. sınıflarda ülke genelinde şube/öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ortalama 30 iken, yeni sistemle 1 – 4. sınıflarda bu sayı yaklaşık 22 civarına inmiş olacaktır. Diğer bir deyişle, uygulamanın ilk yılında okula kayıt yaşının erkene çekilmesi nedeniyle birinci sınıflar düzeyinde öğretmen ihtiyacı doğacaktır. Ayrıca sistemde hâlâ ücret karşılığı derse giren öğretmenler bulunmaktadır. Ortaya çıkacak öğretmen fazlalılığı bu alanlarda da değerlendirilecektir.
SORU 34: Ortaokullarda sınıf öğretmenleri görev alacak mı?
CEVAP 34: Sınıf öğretmenleri birinci kademede (ilk dörtte), branş öğretmenleri ise ikinci ve üçüncü kademede (dörtte) kadrolu olarak görev yapacaklardır. Ortaokullarda tüm derslerde branş öğretmenleri görev alacaktır.
SORU 35: Din eğitiminin oluşturacağı personel ihtiyacı nasıl karşılanacak?
CEVAP 35: Din eğitimi içerikli dersler için öncelikle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi öğretmenlerinden ve imam hatip liselerindeki meslek dersi öğretmenlerinden yararlanılacak, bunlarla ihtiyacın giderilememesi halinde ise ilahiyat mezunu ve pedagojik formasyonu olan kişilerden yararlanılacaktır.
HAZIRLIK SINIFI İLE İLGİLİ SORULAR
SORU 36: İlkokuldan sonra özel okullar isterse hazırlık sınıfı açabilecek mi?
CEVAP 36: Ortaokullardaki birinci sınıflarda haftalık ders çizelgelerinde özel veya resmi okul ayrımı olmayacaktır. Ancak tüm okullarımızda (ortaokul birinci sınıf) haftalık ders çizelgesinde (temel derslerle birlikte) yabancı dil ders saatlerinde esneklik sağlanabilir. Hazırlık sınıfları uluslararası alanda eğitim öğretim yılından sayılmamaktadır. Ancak haftalık ders çizelgelerindeki seçimlik derslerle yabancı dil saatleri artırılabilecektir.
FİZİKİ YAPI, ORTAOKULLAR VE OKULLARIN YÖNETİMİ İLE İLGİLİ SORULAR
SORU 37: Yönetim kadrosu nasıl şekillenecek?
CEVAP 37: Yeni yapıda okullar, ilkokul (4 yıl), ortaokul (4 yıl) ve lise (genel, mesleki ve teknik) (4 yıl) şeklindedir. İkinci 4 yıllık bölümün bağımsız olması esas ise de imkân ve şartlara göre ortaokullar, ilkokullarla veya liselerle birlikte de kurulabilecektir. Her üç kademenin bağımsız olması durumunda ayrı müdürleri olacaktır. Ortaokulların ilkokullar veya liselerle birlikte kurulması halinde ise bir müdür tarafından yönetilmesi mümkün olabilir. Ancak bu durumda öğrenciler sabahçı ve öğleci ya da birden fazla bina olması durumunda ayrı binalarda olacak şekilde ayrılabilecektir.
SORU 38: Aynı okul binası farklı okul seviyelerince kullanıldığında yönetim nasıl oluşturulacaktır?
CEVAP 38: Ortaokulların ilkokul veya liselerle birlikte aynı binada kurulması halinde okulun bir müdürü bulunacaktır. Bunun için binada daha önce görev yapan okul müdürü yeni uygulamaya göre iş ve işlemleri yürütecektir. Örneğin ilkokul ve ortaokulun aynı binada bulunması durumunda mevcut okul müdürü ilkokul ve ortaokulun yönetiminden sorumlu olacaktır. Ortaokulun lise ile birlikte kurulması durumunda ise lise müdürü ortaokulun iş ve işlemlerini de yürütecektir.
SORU 39: Aynı okul binasında ilkokulla ortaokul ya da ortaokulla lise uygulaması nasıl olacak?
CEVAP 39: Öncelikle belirtelim ki, yeni sistemde her üç kademenin de fizikî bakımdan bağımsız olması esastır. Bu nedenle şu anda tüm illerimizde bu yönde bir çalışma yürümektedir. Bu çalışma kapsamında hangi ilköğretim okullarının ilkokul, hangi ilköğretim okullarının ise ortaokul olacağına karar verilecektir. Bu kararlar oluşturuluyorken il ve ilçe müdürlerimiz eğitim bölgelerini de dikkate alarak, okul yönetimi ile görüşerek kararlarını oluşturacaklardır. Ayrıca, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununa eklenen geçici 11’inci maddeye göre bu maddenin yayımı tarihinde ilköğretim kurumlarının 5, 6, 7 ve 8’inci sınıflarında eğitim görenler eğitimlerini bu kurumlarda tamamlayacaklardır. Buna göre, mümkün olan yerlerde öğrencilerin taşınması da dâhil olmak üzere eğitim bölgelerindeki ilköğretim okullarının bazıları ilkokul bazıları da ortaokul olarak belirlenecektir. Ancak, bu durumun mümkün olmadığı yerlerde yine ilkokul ve ortaokul olarak belirleme yapıldıktan sonra mevcut öğrencilerin taşınması yapılmaksızın ilkokul olarak belirlenen okulların sadece 1. sınıfına kayıt yapılacak, ortaokul olarak belirlenen okulların ise sadece 5. sınıfına kayıt yapılacaktır. Bu durumda ilkokul olarak belirlenen bir ilköğretim okulunun 4. sınıfında okuyan çocuk 5. sınıf olarak ortaokul olarak belirlenen okula kayıt olacaktır. Böylece 4 yıllık bir süre içerisinde ilkokul ve ortaokul sistemi fizikî olarak ayrı mekânlarda eğitim öğretim yapar hale gelecektir. Bu ilköğretim okullarının 5, 6, 7 ve 8’inci sınıflarında okuyan öğrenciler ise eğitimlerini mevcut okullarında tamamlayacaktır. Aynı bina içerisinde ilkokul ile ortaokulun veya ortaokul ile lisenin birlikte bulunması durumunda, okul giriş çıkış kapıları ile bahçe gibi ortak kullanım alanlarının öğrencilerin yaş seviyeleri dikkate alınarak düzenlenmesi sağlanacak, ayrıca ikili öğretimle her iki kademe öğrencileri farklı zamanlarda okulda bulunacaklardır.
SORU 40: Galatasaray, İstanbul Erkek Lisesi, Fen Liselerinin ortaokulları açılacak mı?
CEVAP 40: Açılmayacak.
SORU 41: Mevcut okulların fizikî yapısında bir düzenleme yapılacak mı?
CEVAP 41: Fizikî şartların uygun olduğu durumlarda ilkokul, ortaokul ve lisenin bağımsız olarak düzenlenmesine öncelik verilecektir. Okulların fiziki ortamları, öğrencilerin gelişim özellikleri dikkate alınarak düzenlenecektir.
ÇEŞİTLİ SORULAR
SORU 42: Kur’an-ı Kerim dersinde kıyafetler nasıl olacak?
CEVAP 42: Sadece ders sırasında olmak üzere imam hatip okullarında kız öğrenciler isterlerse başörtülü bu dersi okuyabilir. İmam hatip okulları dışındaki okullarda da yine aynı şekilde o derse mahsus olmak üzere başörtülü ders yapılabilir.
SORU 43: Ortaokullardan sonra Açık Lise uygulaması nasıl olacak?
CEVAP 43: Lise eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alınmıştır. Ortaokulu bitiren öğrenciler 2012 – 2013 öğretim yılından itibaren liselere devam etmek zorundadırlar. Lise eğitimine devam mecburi olup devam etmeyenlere mevcut idarî tedbirler uygulanacaktır. Ancak bilindiği gibi yeni düzenleme ile ortaokulu tamamlayanlar veya liseye devam edenler isterlerse zorunlu eğitimlerini yaygın lise öğretiminde (açık lise) tamamlayabileceklerdir.
SORU 44: Yatılı ilköğretim okullarında hangi öğrenciler okuyacak?
CEVAP 44: Yatılı ilköğretim bölge okullarının yatılı kısımlarında sadece ortaokul (5, 6, 7 ve 8. sınıf) öğrencileri yatılı olarak kalacaktır. İlkokul öğrencilerinin ise köy okullarında veya taşımalı olarak diğer ilkokullar ile yatılı ilköğretim bölge okullarında gündüzlü olarak öğrenimlerine devam etmeleri için gerekli tedbirler alınacaktır.
SORU 45: Birleştirilmiş sınıf uygulamaları hangi kademede uygulanacak?
CEVAP 45: İlgili Kanunla ilkokul 4 yıllık eğitim öğretim veren kurum olarak tanımlandığından, birleştirilmiş sınıf uygulamaları 1, 2, 3 ve 4. sınıfları kapsayacak şekilde uygulanacaktır.
SORU 46: Taşımalı eğitim devam edecek mi?
CEVAP 46: Millî Eğitim Bakanlığı Taşımalı İlköğretim Yönetmeliği kapsamında taşınan ilköğretim çağı öğrencileri için söz konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin (c) bendinde belirtilen; “1 – 3. sınıf öğrenci sayısının 10’un altında olması” ifadesi, “1 – 4. sınıf öğrenci sayısının 10’un altında olması”, (d) bendindeki “4 – 8. sınıflar” ifadesi ise “ortaokul 5 – 8. sınıflar” şeklinde dikkate alınarak uygulanacaktır. Taşıma merkezi olan okullarda birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılmayacak ve yapılan taşıma planlamaları bu doğrultuda yeniden düzenlenerek ihalelerin zamanında bitirilmesi sağlanacaktır.
SORU 47: Taşımalı eğitim liseleri de kapsayacak mı?
CEVAP 47: Taşımalı eğitim liseleri de kapsayacaktır.
SORU 48: İmam hatip okulları ile 4+4+4 konusunun bağlantısı nedir?
CEVAP 48: Kanunla imam hatip okullarının orta kısmının açılmasına imkân sağlanması, düzenlemenin sadece bu amaçla yapıldığı şeklinde haksız değerlendirmelere sebebiyet vermektedir. Zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılması, çocukların ilgi ve tercihlerine göre seçimlik dersler alması imkânının getirilmesi, okul binalarının çocukların gelişim evrelerine göre ayrı mekânlarda olması, farklı programlar arasında tercihe imkân verecek şekilde ortaokulların kurulması gibi düzenlemeler görmezden geliniyor. Ayrıca sadece dini eğitimde değil, güzel sanatlar ve spor gibi alanlarda da daha erken yaşlarda ve eğitimin alt kademelerinde eğitim almak gerekiyor. Spor ve güzel sanatlar, müzik, sosyal bilimler, fen bilimleri, Türk dili ve edebiyatı gibi geniş bir yelpazede öğrencilere tercihler yapma esnekliği getirilmesinin imam hatip okullarıyla ilgisi ne olabilir? Yapılan düzenlemeleri bir bütün olarak görmek ve değişiklik yapılan kanunların değişiklik yapılmayan hükümleriyle birlikte bu değişiklikleri okumak gerekir.
SORU 49: İmam-hatip ortaokulları nasıl kurulacak?
CEVAP 49: İmam-hatip ortaokullarının bağımsız ortaokul olarak kurulmasına öncelik verilecek, bunun mümkün olmadığı durumlarda imamhatip liseleri ile birlikte kurulabileceklerdir. Ancak bu durumda imam hatip ortaokulu öğrencileri ile imam hatip lisesi öğrencilerinin okul giriş çıkış kapıları ile bahçe gibi ortak kullanım alanlarının öğrencilerin yaş seviyeleri dikkate alınarak düzenlenmesi sağlanacaktır. 29 Eğitim bölgelerinde bağımsız imam hatip ortaokulu olarak belirlenenlerle imam hatip liseleri bünyelerinde açılacak olan imam hatip ortaokullarına çocuklarını kaydettirmek isteyen veliler okullara şahsen müracaat edeceklerdir. Bu okullar ilk defa açılacağından ilçe ve illerin belirleyeceği okul müdürlüklerince kayıt kabulleri yapılacaktır. Gelecek yıldan itibaren imam hatip ortaokullarına kayıtlar e-okul üzerinden velilerin isteğine göre 4. sınıftan sonra yapılacaktır.
SORU 50: Karma eğitim devam edecek mi?
CEVAP 50: Kanundaki karma eğitimi düzenleyen maddelerde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Uygulama şimdi olduğu gibi devam edecek, eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılmaya devam edecektir.
SORU 51: Devam zorunluluğu nasıl olacak?
CEVAP 51: Şu anda ortaöğretim kurumlarında uygulanmakta olan devam zorunluluğu aynen devam edecektir.
SORU 52: Her kademede diploma verilecek mi?
CEVAP 52: Her kademede diploma verilmeyecek, sadece 12 yıllık eğitimin sonunda diploma verilecektir.
SORU 53: Yeni düzenlemede ikili öğretime devam edilecek mi?
CEVAP 53: Şartların uygun olmaması durumunda aynı binada bulunan ilkokul ve ortaokul için ikili öğretim uygulaması yapılabilecektir. İkili öğretim yapan okullarda ortaokullar sabahçı, ilkokullar ise öğlenci olarak eğitim öğretim faaliyetlerini yürütebileceklerdir.
SORU 54: Bütün liseler Anadolu Lisesine mi dönüştürülecek?
CEVAP 54: Bütün genel liselerin Anadolu lisesine dönüştürülmesi programı 2010 yılından bu yana devam etmekte olup, bu yıl ve önümüzdeki yıl da devam ederek tamamlanacaktır.
SORU 55: Bu sistem nedeniyle kız çocuklarının erken evliliğinin yeniden gündeme geleceği ve artacağı yönünde de çok tartışma yapıldı. Bu sistem kız çocuklarının erken yaşta evlenmelerine imkân veriyor mu?
CEVAP 55: Bu sistemin böyle bir uygulamaya imkân vereceği yönündeki tartışmalar tamamen maksatlı olarak çıkarılan tartışmalardır. Bu sistemin böyle bir uygulamaya imkân vermesi asla söz konusu değildir. Bilindiği üzere Medeni Kanunun 124 üncü maddesine göre erkek ve kadınlar 17 yaşını doldurmadıkları sürece evlenemezler. Ancak, hâkim olağanüstü durumlarda ve çok önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Dolayısıyla 12 yıllık zorunlu eğitim sürecini bitirmeyen hiçbir öğrencimizin eğitim sistemi dışına çıkıp, erken yaşta evlenmeleri mümkün değildir. Diğer taraftan yukarıda da açıklandığı gibi 2011 – 2012 eğitim öğretim yılında 8. sınıfta okuyan bütün öğrencilerden SBS sonuçlarına göre yerleşenler dışında kalanlar e-okul sistemi üzerinden liselere kayıtları yapılacaktır. Ayrıca, eğitim süresince zorunlu eğitime devamın sağlanması öncelikle velilerde ve okul yöneticisi ile mülki idare amirinin kanuni sorumluluğu altındadır.
SORU 56: Kız çocuklarına yönelik ileri sürülen iddiaların bir benzeri de bu sistemin çocuk işçiliğini yaygınlaştıracağı yönünde gündeme getirildi. Bu sonucun meydana gelmesi mümkün mü?
CEVAP 56: 12 yıllık zorunlu eğitimde herkesin eğitime katılımı ve bu eğitim sürecini tamamlamaları zorunludur. Eğitimin hiçbir kademesinde öğrencilerin sistem dışına çıkması mümkün olmadığı gibi, idare olarak da bu duruma fırsat verilmeyecektir. Okul – ilçe – il yöneticilerince çağ nüfusunda olup eğitime devam etmeyen öğrencilere özel takip sistemi ile eğitim sistemi içinde kalmalarını sağlayacak tedbirler alınacaktır.
SORU 57: 12 yıllık zorunlu eğitim FATİH Projesini nasıl etkileyecek?
CEVAP 57: FATİH Projesi, 12 yıllık eğitimi destekleyen, eğitimde ve özellikle eğitim ortamlarında teknolojiden daha fazla yararlanmayı sağlayacak bir projedir. Artvin ile Ankara’daki ya da Edirne ile Hakkari’deki öğrencilerimiz arasında bilgiye erişimde İMKÂN ve FIRSAT EŞİTLİĞİ sağlayan bir projedir. FATİH Projesi ile eğitimde yeni bir dönem açılıyor. Öğrencilerimizin dünyadaki bilgilere ulaşacakları ve kullanacakları bir kapısı olacaktır. Özellikle ortaokul ve liselerimizde çok önemli değişim ve dönüşüme katkı verecektir. Şayet zorunlu eğitim süresi uzatılmamış olsaydı yine biz tüm okullarımızda dört yıl içerisinde FATİH Projesi kapsamında Akıllı Tahtaların kurulumunu sağlamak ve 5. ve 9. sınıflardan itibaren de tablet bilgisayarları dağıtmak üzere tüm planlamamızı yapmış idik. Hatta bilindiği gibi Eylül ayına kadar kurulumu tamamlanmak üzere birinci parti 85.000 adet Akıllı Tahta alım ihalesi gerçekleştirilmiş ve ihaleyi alan firma seri üretime başlamıştır. Bu arada biz de belirlenmiş okullarımıza alt yapı yatırımlarını yaptırmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dolayısıyla Eylül ayına geldiğimizde 3.657 adet mesleki ve teknik eğitim dışındaki tüm liselerimizdeki 85.000 dersliğimiz Akıllı Tahta ile donatılmış, bunlardan 9. sınıfta okuyacak olan öğrencilerimize de tablet bilgisayarlarını dağıtmış olacağız. Sonraki üç yıl içinde ise sırasıyla mesleki ve teknik liselerimiz ile ortaokullar ve ilkokullarımızın tamamı akıllı tahta ile donatılmış ve bu okulların her yıl 5. ve 9. sınıflarında okuyan öğrencilere tablet bilgisayarları dağıtılmış olacaktır. Yukarıda da açıklandığı gibi FATİH Projesinde zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılması ile bir değişiklik söz konusu olmayacak, planlandığı şekilde dört yıl içinde bütün okullarımız Akıllı Tahta ile donatılmış ve tüm öğrencilerimiz de tablet bilgisayarına kavuşturulmuş olacak ve eğitimleri de bu teknolojik imkânlarla daha kaliteli hale getirilmiş olacaktır. Elbette tüm okullarımız ve tüm öğrencilerimiz imkân ve fırsat eşitliğine de kavuşmuş olacaklardır.
SORU 58: FATİH Projesi ile ilgili ihalelerin Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarılmasının yolsuzlukla ilgisi nedir?
CEVAP 58: Bu çirkin iftiraları ortaya atanlar öncelikle mevcut mevzuata ve bu Kanunda yer alan ifadelere dikkatli bir şekilde baksınlar, incelesinler; bundan sonra iddialarını devam ettireceklerse somut bilgi ve belgelere dayalı olarak konuşsunlar. 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3’üncü maddesinde (a) harfinden (s) harfine kadar (18 alan) ve geçici 7 nci maddesi ile hangi alanlardaki mal ve hizmet alımlarının Kamu İhale Kanunu kapsamında olmayacağı düzenlenmiştir. İstisna tutulan alanlardaki ihaleler ise hiçbir kurala tabi olmaksızın yapılmamakta, bu alanlara yönelik çıkarılan yönetmeliklerle ihalelerin usulleri ve yapılışları düzenlenmektedir. Kanunda da belirtildiği gibi, FATİH Projesi ile ilgili ihaleler şeffaflığın, rekabete açıklığın ve kamu yararı gözetilerek ülkede üretimin gerçekleştirilmesi, kritik teknolojilerin transferi, Ar-Ge’nin ülkemizde geliştirilmesi, istihdamının artırılması amacıyla Kamu İhale Kanunu ve ilgili mevzuatının dışına çıkarılmıştır. FATİH Projesi sadece bilgi işlem teknolojilerinin eğitim alanında kullanılmasını sağlamayacak, aynı zamanda ülkemizin bu alanda bir üretim üssü haline gelmesine doğrudan etki edecek ve cari açığın ciddi oranda azalmasına yol açacak bir projedir. Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre yapılacak ihalelerde mesela yerli üretim şartı veya belirli oranlarda da olsa yerlilik şartı konulamamakta, ihale süreçleri ise oldukça uzun olmaktadır. Diğer taraftan bu konuyla ilgili yapılacak ihaleler Kamu İhale Kurumu ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Bakanlığımızın ortak olarak hazırlayacakları ve Sayıştayın görüşünden geçecek bir yönetmelikle düzenlenecektir. Biz sadece adı geçen kurumların görüşlerini değil, bunların dışında da Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve TÜBİTAK gibi kurum ve kuruluşların da görüşünü alarak bu yönetmeliği hazırlamaktayız. Ayrıca idarenin yapacağı FATİH Projesiyle ilgili her türlü iş ve işlemler yargı denetimine de tabidir.