Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Ece Temelkuran ve Aydın Engin Uzuncorap.com'da

Oraya gidiyor buraya gidiyor derken Ece Temelkuran bizde yazmaya başladı. İlk yazısı “Bir küçücük aslancık… Daha nereye kadar!” yarın Uzuncorap.com sayfalarında. Bu kadar da değil. Aydın Engin de pek yakında Uzuncorap.com’da yazıyor olacak. Onun da ilk yazısı Almanya’da Daniel Cohn-Bendit’le beraber aldığı yılın “annesi” ödülüyle ilgili olacak. Uzunçorap, bugün yahut daha önceki bir tarihte çocuk olmuş herkese kapısı açık bir ilim irfan ve paylaşım yuvasıdır. Bugünkü yahut eski çocukların bütün dertleri derdimizdir. Ekibindeki yüzlerce akademisyen, yazar, gazeteci okur ve meraklılar dışında onlarca muteber tıp doktoru vardır. Uzuncorap.com çocuk yemeği sevmez, çocuk şarkısını çocuğa hakaret kabul eder. Çocuğu gezdirmez, oynatmaz,...

Devamı…

Etiketsizse yemezler!

Greenpeace GDO’lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) yemle beslenen hayvanlardan elde edilen temel gıda maddelerinin etiketlenmesi için “Etiketsizse Yemezler” başlıklı bir kampanya başlattı. Kampanyaya katılanlar GDO’lu yemle beslenen hayvanların ürünlerinin etiketlenmesini talep eden metne imza atıyor. GDO’lu yemle beslenen hayvanlardan elde edilen süt, peynir, yumurta, et gibi temel besinlerin doğrudan sofralara geldiğinin hatırlatıldığı kampanyada, bu ürünlerin etiketlerinde hiçbir uyarı olmadığı için hayvanların GDO’lu yem ile beslenip beslenmediğinin anlaşılamadığı vurgulanıyor. Greenpeace bu durumun yasalara aykırı olduğunu da belirtiyor. “Yasa, tüketicilerin tercih hakkının ortadan kalktığı durumlarda GDO’ların ithalatına izin verilmeyeceğini söyler. “Halkımızın tercih hakkı da, güvenle beslenme hakkı da elinden alınıyor.” İlk kampanyanın...

Devamı…

Cumartesi çocukları: Birinin kaybedilmesiyle başlıyor herşey

Galatasaray Meydanı’nda büyümek düştü kimi çocukların payına. 12 yaşındayken babası kaybedilen Besna Tosun, sesleri en az duyulan Cumartesi Çocukları’nı anlattı. Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’nda ellerinde kayıplarının fotoğrafları ve kırmızı karanfillerle 17 yıldır mücadeleye devam ediyor. Onların arkasında duran 402 hafta öncenin çocukları, kayıplarının nerede olduğu sorusunu şimdi kendi çocuklarından duyar oldu. Kayıplar belki de en çok çocukları etkiledi. En az çocukların sesi duyuldu. Cumartesi Çocukları’nın sesini duymak için, 15 Ekim 1995’te kaybedilen Fehmi Tosun ve Cumartesi Anneleri’nden Hanım Tosun’un o zaman 12 yaşında olan kızları Besna Tosun ile konuştuk. “Babam bir gecede kaybedilmedi” diyen Besna, Lice’de yaşadıkları baskıları ve...

Devamı…

Bir babadan belediye protestosu

22 yaşındaki engelli kızının, şehirden yararlanamamasını protesto eden Metin Aksoy, Ordu Belediyesi hizmet binası önündeki parkta çadır kurdu.  Aksoy, Ordu Belediyesi’nin engellilerle ilgili yaptığı yol, kaldırım çalışmalarının yetersiz kaldığını ileri sürdü. Belediye Başkanı CHP’li Seyit Torun ise, eylemin kişisel ve çıkar amaçlı olduğunu savundu. Metin Aksoy, Düz Mahalle’de bulunan Ordu Belediyesi hizmet binası önündeki parkta çadır kurarak eylem yaptı. Zeynep Aksoy, tekerlekli sandalyedeki kızı Derya Aksoy ile birlikte eşi Metin Aksoy’un yanına gelerek kendisine destek oldu. Engellilerin sorunlarına dikkat çekmek için 1 hafta boyunca çadırda kalacağını söyleyen Metin Aksoy şunları söyledi: “Ordu’da yaşayan engelliler için acil olarak ulaşım araçlarına...

Devamı…

ADHD'nin kaynağı doğum öncesinde

Anne rahminde iskemik-hipoksik etkiye (beynin oksijensiz kalması) maruz kalan bebeklerde, ADHD (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) görülme olasılığının, bu etkiye maruz kalmayan bebeklere oranla daha fazla olduğu belirtildi. Pediatrics Dergisi’nde yayınlanan ve iskemik-hipoksik etki ile ADHD arasındaki olası ilişkileri ortaya koyan araştırmada 5 yaşındaki yaklaşık 82 bin çocuğun tıbbi geçmişleri incelendi. Buna göre,  anne karnında nefes kesilmesi, repiratuar distres sendromu ve preklampsia (gebeliğin ikinci yarısında gerçekleşen yüksek tansiyon) gibi sorunlarla doğan bebeklerde ilerki yaşlarda ADHD görülme oranı, bu tür problemler yaşanmayan hamilelik ve doğum vakalarına göre yüzde 16 daha fazla. Asfiksia (nefessiz kesilmesi) vakalarında bu oran yüzde 26’ya kadar...

Devamı…

Sınıfında sınıfınla okumak…

Üç aşamalı temel eğitime geçişten sonra, aynı sene içinde eğitimde büyük bir reforma daha şahit olduk: üniformasız eğitim. Ne yalan söyleyeyim, bütün hayatı boyunca üniforma giymiş ve üniformadan nefret etmiş bir biri olarak kendi çocuğumun üniforma giymesine hiçbir zaman sıcak bakamadım. Onu bu yüzden üniformasız bir okula gönderdim. Bu karar çıktığında en önemli itirazlardan biri eşitsizliğin bu kadar büyük olduğu bir ülkede üniformasız eğitimin çocukları arasındaki eşitsizlikleri görünür kılıp, onları yaralayacağı yolunda oldu. Şimdi kendisi eğitim hayatı boyunca üniforma giyen birisi olarak söyleyebilirim ki, eşitsizliğin göstereni yalnızca üstünüze giydiğiniz etek değil, ayağınıza giydiğiniz ayakkabı, üniformanın altına giydiğiniz çorap, sırtınıza...

Devamı…

Göbek fıtığı nedir, neden oluşur? Dr. Egemen Eroğlu cevapladı.

Anne karnındayken, göbek halkasının içerisinden geçen damarlar, anne ile çocuk arasındaki bağı oluşturur ve çocuğun büyümesi için gerekli ihtiyaçları karşılarlar. Doğumla beraber bu damarlar, kendilerini saran halkadan daha hızlı büzüşerek kapanırlar. Büzüşmüş damarlar çevresinde, henüz kapanmakta olan göbek halkasının içinde oluşan boşluktan karın içindeki barsakların ya da yağın girip çıkmasıyla göbekte oluşan şişliğe “göbek fıtığı”denir. Göbekteki şişliğin içeri itilip, barsakların tekrar karın içerisine girmesi sağlandığında, parmağınızı saran açık göbek halkasını...

Devamı…

Levent Kayaalp: “Türk toplumu bir türlü büyümüyor”

Metin Solmaz ve Levent Kayaalp söyleşisi devam ediyor. Bu haftanın meseleleri şöyle: Büyüyor muyuz, büyümüyor muyuz? Ataerkil toplum kimin eseri? Çocuklar politikayla ilgileniyor mu?  Batıda gençlik alt kültürü diye bir şey vardır ve özerk bir alt kültürdür. Türkiye’de böyle bir alt kültür olmadığı gibi şöyle bir sahtekârlık da var. 1990’lardan beri cinsel devrim yaşandı Türkiye’de. Üniversitelerde cinsel hayat çok erken başlıyor önceye göre ama kimse kendi çocuğuna yakıştıramıyor ya da heavymetalci çocuklar akşam eve gelip küpelerini çıkarıp anneleriyle Mehmet Ali Erbil seyrediyorlar. Ben öyle düşünmüyorum. Bu alt kültür hep var. Şu son dönemde de öyle ilginç ki, Türkiye’yi 10...

Devamı…

Kendime telkin: Ben iyi bir anneyim

“Annelik daimi iç sızısı” diyoruz ya hep dönüp dolaşıp… Neden? Neden en ufak bir şeyde bile kendimizi suçluyor, eksik buluyoruz ki? Babalar hiç böyle bir şey düşünüyor mu çok merak ediyorum. Hani benim eşim ara sıra, acaba eve geç gelirsem Efe beni arar mı diye soruyor, ama yine de gidiyor, eğleniyor, geziyor, hobilerine zaman ayırıyor. Ya da Efe’nin yapamadığı, o an başarısız olduğu, bir sonraki aşamaya geçemediği herhangi bir gelişimsel durumunda hiç kendinde suç bulmuyor. Babalar daha rahatlar. Nasılsa bir süre sonra o hali atlatacağını biliyorlar gibi. Bazen diyorum da annelik güdüsel bir şey falan diyoruz ya, aslında sanki...

Devamı…

'İklim değişimi için umut Doha'da değil, sokakta'

Aslında her şey 2009’da Kopenhag’da başladı. Bali yol haritasını elinin tersiyle iten hükümetler, üstelik de zirveye tam kadro katılan “liderleri” eliyle iklim değişikliğini durdurma konusunda hiçbir şey yapmamak üzere “anlaştılar.” Uluslararası iklim müzakerelerinin bu tarihsel çöküşünün ardından yaşananlar artık bizi şaşırtmıyor. Aynı hükümetler geçen yıl Güney Afrika’da birinci yükümlülük döneminin sonuna geldiğimiz Kyoto Protokolü’ndeki taahhütleri yenilemek ve biraz olsun anlamlı hale getirmek için de bir şey yapmadılar. Yeni anlaşma için inandırıcı olmaktan uzak bir şekilde 2015’i işaret etmekle yetinmeye karar verdiler. Artçı şok olarak da katran kumu yatakları ekonomik olarak işletilebilir hale geldiği için yeni petrol zengini adayı olan...

Devamı…