Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Büyük çocuğun mutluluğu

Ailenin kaçıncı çocuğu olduğunuz, davranışlarınız ve duygularınız üzerinde doğrudan doğruya etkili. Freud’a göre, bu bilgi bir insanın psikolojisi hakkında bilmeniz gereken ilk şeylerden biri. Çünkü, her çocuk hangi ailede ve hangi sırada doğduğuna göre farklı tecrübeler ediniyor. Her bir tecrübe de birçok olumlu ve olumsuz sonuca neden olabiliyor. İlk çocuklar, tek çocuk olarak kaldıkları müddetçe ailenin tüm ilgi ve sevgisini üzerlerinde hissedebiliyorlar. Ebeveynlerin duydukları heyecan, olanca acemiliklerine rağmen gösterdikleri özen ilk çocuğun en büyük şansı olabiliyor. Hele de geniş bir aileye doğduysa bütün bu olumluluklar kat be kat artıyor. Dolayısıyla kendisinden memnuniyeti ve özgüveni de büyüyor. Bakıldığında pek çok...

Devamı…

Bir babanın Hobbit'le imtihanı

Okumaya uğraşıp yarıda bıraktığım ilk kitaptı Hobbit. 12 ya da 13 yaşındaydım. Daha önce de bir sürü kitabı yarım bırakmıştım ama başka türlü sebepleri vardı: Kitabı kaybetmiştim ya da zaten kimsenin sevmediği bir kitap olurdu. Ama bu kitabı herkes seviyordu, ben de sevmek için elimden geleni yapmıştım ama olmamıştı. İlk 7-8 sayfadan sonra elimde pırıltılı bir torba çöp tuttuğumu düşünmüştüm. O günden bu yana edebiyatın ne olduğu konusundaki fikirlerim bir hayli değişti, ama bir tek Hobbit hakkındaki fikirlerim değişmedi. Kararlıyım, kılıçlara isim verilen öyküleri okumam… Bu nedenle, Cumartesi öğleden sonra 3D gözlüklerimi takıp sinemaya kendi irademle gitmiş değilim. Öneri...

Devamı…

Yabancı dil nasıl öğrenilir?

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrupa Koleji Okulları Bilim Kurulu Üyesi Dr. Kamile Hamiloğlu, yabancı dil eğitimindeki önemli noktalara dikkat çekerek, “Yabancı dil eğitimine erken yaşta, doğal ya da doğala yakın ortamlarda başlanmalıdır” diyor. Yabancı dilin çok önemli olduğu günümüz dünyasında eğitim kurumları bu konuya büyük önem veriyor. Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrupa Koleji Okulları Bilim Kurulu Üyesi Dr. Kamile Hamiloğlu, yabancı dilin ‘öğrenilmesi’ yerine ‘edinilmesi’ gerektiğini belirterek yabancı dil “öğrenimi” demek yerine, doğallığı, gerçekliği ve sürekliliği ifade eden “edinimi” sözcüğünün tercih edilmesi gerektiğini düşünüyor. Çünkü ona göre, “Bir dili, yapay bir sosyal ortamda ve herhangi bir disiplin...

Devamı…

Kantinler zehir saçıyor, peki ne yapmalı?

Mini mini birler, kahvaltı edemediler! Anneleri beyazlatılmış ekmeklerinin üstüne bol glikoz şuruplu çikolata ezmesi sürdü. Çalışkan ikiler kolasız yapamayız dediler! Anne yüreği bu, dayanamadı aldı. Ela gözlü üçlerin beslenme çantası yoktu, kantinci amca da tosta margarini basıyordu. Yediler, yediler. Artık büyüyen dörtler bilgisayar oyunlarına daldılar. Dalmışken bol bol da cips çıtırdattılar. Dörtler gerçekten büyüyordu! Özellikle göbek tarafından… Anneler, babalar, şaka değil bunlar! Kantin kapısından dışarıya zehir sızıyor. Böyle giderse çocuklarınız obez olacak, hastalanacak. 30 yıllık eğitimci Nurten Ceceli Alkan, Okul Çocukları Ne Yemeli Ne Yemeleli? (Hayy Kitap) adlı kitabında özellikle şehirli ailelerin dengeli ve sağlıklı beslenme sorununu nasıl ele alacakları...

Devamı…

Hasan Aksay: Berfo Ana ve Devlet Baba

Onun ilk kez ne zaman ağladığını tarih bile unuttu neredeyse. Ta 1908’de döktü ilk gözyaşlarını. Çünkü hayatın kuralıydı bu; doğarken ağlanması şarta bağlanmıştı. Ama ebesinden başka kimse duymadı onun ilk çığlığını. Zaten acı dolu karışık bir yıldı. İttihat ve Terakkiciler’in baskılarına dayanamayan II. Abdülhamit İkinci Meşrutiyet’i ilan ederken, Balkanlar isyanlarla sarsılırken, Avrupa’da yanardağlar patlarken ve Sibirya’ya göktaşları yağarken kimin umurundaydı kara kuru bir kızın doğması. Ve elbette hiç kimse, bu bebeğin öyküsünün kendilerini gömüp 105 yıl sonrasına, 2013’e kadar uzanacağını bilmiyordu. O zaman Ruslar’ın egemenliği altındaki Kars’a bağlı olan Göle ilçesinin (sonradan Ardahan’a bağlandı) Muzarat köyünde (şimdiki adı Çakırüzüm)...

Devamı…

Efsane Beşli

Korkuyla mücadele sadece dehşet filmlerinin ilgi alanında değildir. Korku evrensel bir temadır ve bundan aile filmleri de bolca nasiplenir. Geçen aylardaki vizyon trafiğini, şu komik korku animasyonlarını anımsıyorsunuz. Yeni yılın ilk animasyon filmi olan Efsane Beşli de bu genel çizgiden ayrılmıyor, ancak aynı zamanda bir Noel dönemi filmi olması itibarıyla tutumu bütünüyle farklı. Daha berrak bir ifadeyle, son birkaç ayda izlediğimiz diğer animasyonlardaki korkuyla yüzleşme hikâyelerinin tam karşı kutbunda yer alıyor; çünkü korkunun panzehiri olarak özgüveni ve mantığı değil, inancı ve hurafeyi karşısına yerleştiriyor. “İster inan ister inanma” bizim çocukluğumuzun düsturuydu. Doğaüstüyle haşır neşir olmak, ondan korkmamak ve eğlenmek...

Devamı…

Müdürlük bakanı dinlemedi

Eğitim Sen İstanbul 7 No’lu Şube Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Şeker Portakalı kitabı üzerindeki sansürünün sürdüğünü açıkladı. Eğitim Sen, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün İstanbul’daki okullara gönderdiği bir yazıda daha önce arasında Vasconcelos’un Şeker Portakalı kitabının da aralarında bulunduğu önerilen kitaplar listesinin değiştirilerek Şeker Portakalı’nın çıkarıldığını belirtti. Yeni listede, kitap sayısı altıdan sekize çıkarılmasına ve eski listedeki altı kitaptan beşinin ikinci listede de yer almasına karşın Şeker Portakalı yer almıyor. “İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nün il çapındaki bütün okullara 19/11/2012 tarihinde 151858 sayılı yazıyla gönderdiği “Kültürel Etkinlikler El Kitabı”nın 28’inci sayfasında kitap okuma yarışması için Ortaokullara önerilen kitaplardan biri Şeker Portakalı...

Devamı…

Çocuk istismarına karşı Şeytanın Çocuğu

2012 yılının son aylarında Ankara’da kurulan Trend Yayınevi, ikinci kitabı Şeytanın Çocuğu’nu Ocak ayında yayımlıyor. Kitapta, küçük yaşta bakımevine bırakılan Jerry Coyne’un şiddet ve tacizle geçen çocukluğunun gerçek hikâyesi anlatılıyor. Yaşadığı dehşet dolu günlerin ve sonrasındaki hukuk mücadelesinin kaleme alınmasında Coyne’un en büyük destekçisiyse kitabın gölge yazarı Jane Smith. Eserin Türkçe’ye çevrilme sürecinde Trend Yayınevi’yle sürekli bağlantı halinde olan Coyne, Türk okuyucusuna ithafen yazdığı mektubun bir bölümünde şöyle diyor: “Şeytanın Çocuğu’nu yazmak benim için son derece zor oldu, kendime sık sık neden yazdığımı hatırlatmak zorunda kaldım. Kitabımın başında da belirttiğim gibi, yazdıklarım tek bir kişiyi bile adaleti aramaya yüreklendirirse...

Devamı…

Ilısu bir kez daha mahkum oldu

Hasankeyf antik şehrini yok edecek olan Ilısu barajında yürütmeyi durdurma kararı geldi. Danıştay 14. Dairesi, Ilısu Baraj Projesi’nin Çevre Etki Değerlendirmesi’nden (ÇED) muaf tutularak inşa edilmesine karşı dava açan TMMOB Mimarlar ve Peyzaj Mimarları Odaları’nı haklı buldu. TMMOB Mimarlar Odası ve Peyzaj Mimarları Odası geçtiğimiz Mayıs ayında yeni bir dava açarak Başbakanlığın Ilısu barajı ve HES projesine ilişkin bu genelgesinin 7. maddesinin iptal edilmesi ve öncelikle yürütmeyi durdurma kararı alınmasını talep etti. Danıştay 14. Dairesi, davacı Odaları haklı bularak Ilısu Baraj projesine ÇED zorunluluğu getirilmesi ve yürütmenin durdurulması kararı aldı. Karar, davacı odalara 7 Ocak 2013 tarihinde tebliğ edildi....

Devamı…