Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Çocukları özgür bırakın!

Dünyada her iki çocuktan birinin açık havada geçirdiği sürenin bir mahkumun gün içerisinde dışarıda geçirdiği süreden daha az olduğu ortaya çıktı. 10 ülkeden 12.000 ebeveyn ve yaşları beş ila 12 arasında değişen çocuklar ile yapılan ir araştırma, çocukların neredeyse üçte birinin günde sadece 30 dakika ve daha az bir süre açık havada vakit geçirdiğini gösterdi. Araştırmanın sonuçları, Amerika’da “Çocukları Özgür Bırakın” adlı bir projeye de ilham oldu. Çocuk gelişiminde serbest oyunun önemini vurgulayan projenin kısa filminde Amerika’nın Indiana eyaletindeki bir cezaevinde proje için gönüllü olan mahkumlar açık havada geçirdikleri her anın kendileri için ne kadar değerli olduğundan bahsediyor. Gününün...

Devamı…

Ekvador’da bir dayanışma hikâyesi: Nueva Esperanza Okulu

Ekvador’un eski sakinlerinden Puerto Cabuyal Topluluğu geçimlerini balıkçılık ve tarım faaliyetleriyle sağlıyor. “Dört yıl öncesine kadar içimizde okuma yazma bilen kimse olmadığı için okulumuz yoktu. İlk okulumuz küçük bir kulübedeydi, fakat zaman geçtikçe öğrenci sayısı arttığı için kulübe yetersiz gelmeye başladı. Biz de yeni bir yapı inşa etmeye karar verdik. Okul inşa edildikten sonra çocukların öğrenme sürecinde büyük değişiklik gözlemledim. Bizim toplumumuzda, çocukların her gün içine atlayıp denize açılarak yeteneklerle dolu yeni dünyalar keşfedebileceği tekne şeklinde bir okula sahip olması harika bir şey.” diye anlatıyor öğretmenleri. Topluluğun bulunduğu alanın yakınlarındaki okulların çoğu dikdörtgen şekilli betonarme binalar olarak göze çarpıyor....

Devamı…

Eşcinsel ebeveynlerin çocukları anlatıyor

Gabriela Herman beş yıl boyunca Amerika’yı dolaştı. LGBTQ ebeveynlerin çocuklarını fotoğraflayarak ilginç bir projenin yaratıcısı oldu. “Annem eşcinsel, bu gerçeği açıkça dile getirmek epey zamanımı aldı.” diyen Herman için annesinin kimliğini kabul etmek oldukça zor olmuş. “Kardeşlerim de aynı duyguları hissediyordu.” Herman, eşcinsel ebeveynlerin çocuklarının oluşturduğu COLAGE adlı bir topluluk ile iletişime geçti. Benzer çocukluk hikayeleriyle karşılaştı. Hope, New York’ta iki babasıyla birlikte geçirmiş çocukluğunu. “Arkadaşlarımın ailelerini, teyzelerimi ve amcalarımı görürdüm ve insanların anne diye adlandırdığı ve benim sahip olmadığım bir şeye sahip olduklarını bilirdim. Öz annemi ve ailemi merak ediyordum ama çok fazla üzüldüğümü hatırlamıyorum. Ebeveynlerimin benim güçlü bir...

Devamı…

Buz tüneli

Sene 2016. O gün İstanbul çevresini bir kar fırtınası çevirmişti. Tüm Trakya’yı kontrolü altına alan yoğun kar yağışı en çok İstanbul’u etkiliyordu. Okulların kapanması bir yana, olağanüstü halden toplantılar yapılmış, bazı kırsal alanlarda bulunan köylerde tahliye kararı yerliyi öfkeyle dolduruyordu. Yollar tıkanmıştı. Asıl sorun, kar yağışına rağmen daha Mayıs ayının ortalarında olmalarıydı! Meteorologlar, iklimbilimciler ve dahası şaşkınlıktan yerlerde yuvarlanıyordu. Bu, acaba küresel ısınmanın beklenmedik bir etkisi miydi, yoksa çok daha başka bir şey mi? Şehirdeki kaos havası büyürken bazıları bunun kıyamet günü olduğunu, dünyanın sonu olacağını düşünüyordu. Kötümser bilim insanları olağanüstü teoriler ortaya atınca psikolojik gerilim ve kurtarma ekipleri üzerindeki...

Devamı…

Festivalde çocuk mönüsü: Adama ve Talihsiz Sophie

7-17 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek 35. İstanbul Film Festivali, “Çocuk Mönüsü” kategorisinde çocuk sinefillere iki film ile göz kırpıyor. Adama 12 yaşındaki Adama, Batı Afrika´da, etrafı dağlarla kuşatılmış küçük bir köyde yaşamaktadır. Ağabeyi Samba ortadan aniden kaybolduğunda Adama hiç düşünmeden yollara düşerek onu aramaya karar verir. Bu yol onu Avrupa´ya kadar götürür; ancak tarihin dönüm noktalarından biri kapıdadır, takvim yapraklarında 1914 yazmaktadır. Adama cepheye varır. Amacı ağabeyini kurtarmaktır. Ancak yolculuğun gidişatı baştan aşağı değişmiş gibidir. Simon Rouby´nın Avrupa Film Akademisi ödüllerinde En İyi Animasyon dalında aday olan filmi gerçeklik tarafından örselenen, şiirsel bir yolculuğun masalı. 10 yaş ve üstü...

Devamı…

Selfie çubuğuyla bir annenin bir günü

– Yoruldum, çok zorlanıyorum. – Bebeğine göz kulak olmaktan başka bir şey yapmıyorsun, nasıl yorgun olabilirsin ki? Aramızdaki konuşma böyle sonlanmıştı. Arkadaşım haklı sayılırdı, hiçbir şey yapmıyordum. Haftanın beş günü erken uyanmak ve işe gitmek için sıkış tıkış bir metroda yolculuk yapmak zorunda değildim. Bitmek bilmeyen trafik çilesine de katlanmıyordum. Ofis işleriyle uğraşmam da gerekmiyordu. Evdeydim, evet ve hiçbir şey yapmıyordum! Ne büyük bir zevk! Öyle mi? Gerçekten öyle mi? Belki de sadece sıkılmaktan yorgun düştüm. Doğum iznimi kullanıyorum. Hemen hemen her günüm birbirinin aynı. Gerçekten hiçbir şey yapmıyorum, öyle mi? Peki, bütün gün ne yapıyorum? İşte, bir selfie...

Devamı…

TEOG belası

Nisan ayı geldi çattı ve gene tüm sekizinci sınıflar stresle ikinci TEOG sınavını bekliyorlar. O kadar streslenmenize gerek yok arkadaşlar. Ben tüm geçen sene boyunca TEOG denen o sınava çalıştım. Sadece ben değil, benimle birlikte o senenin tüm sekizinci sınıfları (eski orta son) çalıştık. Ne kadar sınava hazırlanmak için gecemi gündüzüme katıp çalışmış olsam da eğlenceli bir sene oldu. O sene yaşadığım bazı ilginç (ve komik) şeyleri sizlerle paylaşmadan önce şu TEOG’un ne olduğundan bahsedeyim. TEOG (Temel Eğitimden Orta öğretime Geçiş Sistemi), muhtemelen tahmin ettiğiniz gibi, liseye geçiş sınavı. Bu sınavlar arka arkaya iki gün yapılıyor. Bu günler, hafta...

Devamı…

Kolaycı annenin otizm günlüğü 03

Kendi İşini Kendi Görmenin Kolaycılığı: Otizme Giriş Küçük yaşamımızı kurarken hayatımızdan kademeli olarak eksilecek konular olduğunu düşünmüştük. Güç ve kazanç kapısı olarak bilgi, günlük hayatı yorumlamak adına politika, kendi alanımızı belirlemek adına sahiplik, vb. Çünkü küçük yaşama geçişin sadece evdeki eşya sayısını azaltmakla ilgili olmayacağını biliyorduk. Kimilerinin “orada kafanız rahattır.” dediği  durumdu bu. Öyle olacağını umuyorduk. Birkaç yıl gerçekten bu konuların ve benzer başka konuların hayatımızda ne kadar silikleştiğini gördük. Başkasının arazisine tavuğunu salmak harp konusu fakat kendin istediğin zaman başkasının evine çat kapı yapabilirsin. Gece ya da gündüz. Misafir evinizin kapısını aniden açılabilir ve bu çok normal bir...

Devamı…

Hayat ne güzel!

  Irmaklar akıyor, Güneş doğuyor, Çocuklar cıvıldıyor, Hayat ne güzel!   Mutluluk geliyor, Sevinçler yükseliyor, Sevgi doğuyor, Hayat ne güzel!   Hayat ne güzel, Olsa dedim içimden Ama düşünmek dışında Ne gelir ki elimden!...

Devamı…