Advertisement

Yazar: Uzunçorap

'Siyah taşları' toplama umudu

“Ailem 1964’te, yani Aya Todori kapandığı yıl İmroz’dan göç etti. Okulların kapatılması, adanın trajedisidir.” Gökçeada’nın okullarla ilişkisini böyle anlatıyor Stelyo Berber. Rum müziğinin unutulan parçalarını gün yüzüne çıkaran araştırmacı, müzisyen ve eski Gökçeada Derneği Başkanı Stelyo Berber’in ailesi kuşaklardır oralı, okullar kapanıp adada Rumcanın resmi son adresi de kaybolunca İstanbul ’a göçmüşler. Berber, İstanbul’da doğan ilk kuşaktan. Gökçeada’da 1964 yılına kadar Rumca eğitim veren yedi okul var. İlk değişim 1927 yılında başlıyor. Gökçeada ve Bozcaada Lozan Antlaşması’ndan gelen özerk bir konuma sahip olsa da TBMM ’de çıkan 1154 sayılı kanun maddesinin 14. hükmüyle Rumca eğitim iki adada da yasaklanıyor....

Devamı…

Büyükanneler ve yemekleri…

İtalyan fotoğrafçı Gabriele Galimberti dünyanın farklı yerlerinde yaşayan büyükannelerin pişirdiği yemekleri keşfetmek için yola çıktı ve çektiği fotoğraflarla evrensel bir işe imza attı. Galimberti, 58 farklı ülkeden 58 büyükanneyi hem yemek yapmaya başlamadan önce hem de yemekler hazır olduktan sonra çekti ve bu fotoğraflarla “Aşkla Yemek” adlı bir seri oluşturdu. Gabriele’ye bu proje için fikir veren şey ise kendi büyükannesinin yaptığı bir tabak İtalyan usulü mantısıydı. Filipinler, Kinunot ( Hindistan cevizi çorbasında köpekbalığı) Letonya, Silke (Süzme peynirli ve patatesli Ringa balığı) Çin, Hui Guo Rou (Sebzeli -iki kere pişirilmiş- domuz eti) Lübnan, Mjadara (Pirinç ve yeşil mercimek kreması) İtalya,  (İsviçre...

Devamı…

"Su satmasın da polis mi olsun çocuğum?"

Yaklaşık bir yıl önce buz gibi bir aralık gecesi bomboş bir meyhanenin iskemleleri üzerinde, ağırdan sohbete dalmıştık Ahmet ile. Pek tanımıyordum o vakitler Ahmet’i. Sahici bir tanışmaya vesile olan bu sohbeti ve yaşamından kesitleri, neşeyle, hüzünle, sevgiyle anlatmıştı bana. Hayatımızın neşesi, hüznü, sevgisi çoğalmıştı sayesinde. Bu linkteki sohbetimizi okumadan, bir satır altına ineyim demeyin. Zira pek bir şey anlamaz, üstelik filmlere konu olacak bu yaşam öyküsünü de kaçırmış olacaksınız. Peki şimdi tekrar ne için, ne konuştuk? Azad ve Rojhat… 10 yaşındalar. Bildiğiniz üzere ikizler. Mütemadiyen eğleniyorlar. Üstelik çalışırken. Hem yerleri süpürüp hem elindeki süpürge ile dans eden bir velet...

Devamı…

Gebelik gelişiminde 7. ve 8. hafta

7. Gebelik haftası Büyüme hızla devam etmekte, artık daha belirgin olarak fasulye şeklinde görülüyor, boyu 1,2-1,4 cm, ağırlığı ise 0,7-0,9 gram civarında,  kollar ve bacaklar kısa yüzgeçler gibi belirginleşmeye başlar, parmak taslakları oluşur. İç organlar kalp, akciğer, bağırsaklar ve appendiks gelişmesini sürdürür. Kapanan beyin omurilik kanalı içerisinde beyin ve omurilik gelişmektedir. Gözler, burun delikleri gözün ağ tabakası olan “retina”nın gelişimi de devam etmektedir. Bu organlar hem denge hem de işitmede görev alır. İlkel bir ağız ve dil fark edilebilir. İnce bir tabaka halinde deri belirir. Beyin üç ana kısmına ayrılır. Tiroid bezi gelişimini sürdürür, lenfatik sistem ilk defa oluşmaya...

Devamı…

Sibel Yerdeniz: Berkin ekmek almaya gitti, gelecek…

Uçurtma uçurduğu yerde ne çimenler, ne başı bulutlarda ağaçlar, ne de masmavi gökyüzü var. Sadece betonlar… Şehrin yorgun ve kirli yüzü, gündelik yaşamın kargaşası, yoksulluk ve hep daha azıyla yetinme, büyüdükçe öğrenip öğrenebileceği. Ama yine de ayakları yere değmiyor mutluluktan… Onun yere değmeyen ayaklarına, kelebek kanatları gibi açtığı kollarına ve terden sırılsıklam olmuş saçlarına iyi bakın. O çoktan bu fotoğrafın içinden uçup gitmiş bir çocuk. Adı Berkin. Adının anlamı ‘güçlü, dayanıklı’ demek. Bir hastane odasında 97 gündür yaşam mücadelesi veriyor. Bu süre içinde iki kere kalbi durdu, ağır bir enfeksiyon geçirdi, ateşi günlerce düşmedi. Ama direniyor. Kalbi çok güçlü,...

Devamı…

17 yaşında iş cinayetine kurban gitti

Çorum’da bobinajcı dükkanında çalışan 17 yaşındaki işçi İlhan Yiğit’in kafasına düşen su motoru ölümüne neden oldu. Olay, Gülabibey Mahallesi’nde bulunan iş yerinde meydana geldi. İlhan Yiğit, tamir etmek için yükseğe bırakılan su motorunu çekmek istedi. Su motoru hızla Yiğit’in kafasına düştü. Olayı gören diğer işçiler zaman kaybetmeden Acil Servis’i arayıp yardım istedi. Kısa sürede gelen sağlık görevlileri kafasından darbe alan işçi Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı ancak doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Polis iş kazası ile ilgili inceleme başlattı....

Devamı…

Çocuk gelin kocası tarafından öldürüldü

Bursa’nın Mudanya ilçesinde, 16 yaşındaki Özlem Taşoğlu ayrılmak istediği için eşi tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Özlem Taşoğlu’nun 17 yaşındaki ablası Burcu Taşoğlu da yaralandı. Bursa’nın Mudanya İlçesinde 20 yaşındaki Vural Ünyayla, iki yıldır evli olduğu 16 yaşındaki Özlem Taşoğlu’nu 8 bıçak darbesiyle öldürdü, ablası 17 yaşındaki Burcu Taşoğlu’nu da yaraladı. Vural Ünyayla, kaçtığı Yalova’da yakalandı. Edinilen bilgiye göre Özlem Taşoğlu, Vural Ünyayla ile olan tartışmaları yüzünden ailesinin yanına sığındı. Güzelyalı’da bir zeytinlikte çadırda kalan ailesinin yanında üç gün kalan Özlem’le barışmak isteyen Vural da ardından gitti. Özlem’in ailesiyle de tartışan Vural, Özlem’i ıssız bir yere götürerek, yanında getirdiği bıçakla...

Devamı…

Steinbeck’ten yazarlığa yeni başlayanlara mektup

“Yetenek tek başına bir yazar yaratamaz. Kitabın ardında mutlaka bir insan olmalı!”- Ralph Waldo Emerson John Steinbeck’in 1963 yılında yazarlığa başlayanlar için kaleme aldığı yazı: “Birçok mükemmel hikaye yazdım, ama şansımı deneyip yazmanın dışında onların nasıl yazıldığını hala bilmiyorum” Sevgili yazar, Stanford’daki hikaye yazma kursuna katılmamın üstünden çok uzun zaman geçmesine rağmen, o zamanki tecrübelerimi çok iyi hatırlıyorum. Gözlerim parlıyordu ve güzel hikaye yazmanın gizli formülünü öğrenmek için kendimi hazırlamıştım. Bu yanılsama çok kısa sürdü. Bize söylenene göre iyi bir hikaye yazmak için sadece bir yol vardı: o da iyi bir hikaye yazmak. Hikayenin nasıl yazıldığını görmenin dışında iyi...

Devamı…

Bülent Somay: "Gezi’den sinema, TV dizisi, resim, grafik çıkar ama edebiyat çıkmaz…"

Metin Solmaz: Gezi’den çıkan ürünlere yaratıcılık açısından ne diyorsun? Küçük klipler yapıldı, yüzlerce binlerce grafik üretildi. Dâhiyaneydi çoğu. Bir de kolektif oldu, bir tür anonim. Biri bir şey yaptı. Öteki üzerine ekledi. Bunların geleneği filan yoktu bir günde ortaya çıktı. Ve o bir günde çıkmış olan şey geleneği olan Batı ülkelerini solladı, esti geçti. Düşün ki Amerika’da Vietnam’dan Fransa’ya 1968’den beri sürekli muhalefet için üretilen bin türlü malzeme var. Ve bunların içine doğuyor bu herifler. Bizim bu çocuklar bunların içine doğmamış olmalarına rağmen bunlardan iyisini yaptılar ve koydular masanın üzerine. Bülent Somay: Doğunun geç kalmışlığının avantajı böyle bir şey....

Devamı…