Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Kuzeye esmek iyidir

Coğrafyam hep kötüydü. Güneşin doğuşunu apaçık görmesem, nerenin doğu olduğunu şu dakika bile anlayamam. Ama yıllar yılı ezberimde “keşişleme”yi tuttum. Çünkü güneydoğudan esen rüzgârın adıydı. Fıstıkçı Şahap gibi bir ezber yöntemiydi bana göre ama yıllar içinde bu kadar masum olmadığını anladım. Aslında sağlıklı da diyebilirdim masum yerine. Şu oturduğum yerin kerteriziyle kuzey ne yana düşer, bilmiyorum. Ama içinde yaşadığım ve adlı adınca coğrafi bir referans olarak bile söylemenin büyük suç sayıldığı memleketin kaç meridyenden oluştuğunu bir şiirden öğrendim. Selim Temo’nun “On bir meridyende sürgün, keder ve ibrişim” şiirinden. Söylemeye hacet yok, elbette “ibrişim” kelimesinin manasını da. “Kuzeye esmek iyidir”...

Devamı…

'Sünnet insan hakları sorunu'

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, aldığı kararda sünnetin “erkek çocukların fiziksel bütünlüğünün ihlali” olduğu sonucuna vardı. Erkek çocukların sünnet edilmesinin “tıbben meşru olmadığı” savunulurken, sünnetin insan hakları sorunu olarak tanımlandığı anlamına geldiği belirtildi. Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından Strasbourg’da kabul edilen bir kararda, sünnet ilk defa bir insan hakları sorunu olarak tanımlandı. Alman sosyal demokrat parlamenter Marlene Rupprecht tarafından hazırlanan rapor, Türk parlamenterlerin de katıldığı oylamada, 19’a karşı 77 oyla kabul edildi. Oylamaya katılan AKP ve CHP’li parlamenterler karar aleyhinde oy kullandılar. Kararda, sünnetin yasaklanması çağrısı yer almıyor. Buna karşılık erkek çocukların sünnet edilmesinin “tıbben...

Devamı…

150 bin öğrenci seçti ama 900 Kürtçe öğretmeni hala atanmadı

Kürtçe’nin seçmeli ders olmasıyla geçen sene Kürtçe öğretmenlik okuyan 900 mezun atanmayı bekliyor. İlk Kürtçe öğretmeni olmanın gururunu yaşamak için 37 yaşında Batman’dan kalkıp bir yıl Mardin’de eğitim alan Şerif Mehmet Fırat, “Belirsizlik son bulsun. Çok mağduruz” diyor. Geçen sene Kürtçe’nin seçmeli ders olarak devlet okullarında okutulmasının önü açılınca Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Kürdoloji Bölümü’nden tezsiz yüksek lisans programından 500, Diyarbakır Dicle ve Bingöl Üniversitesi’nden 300, Muş Alpaslan Üniversitesi’nden 100 olmak üzere bir yıllık eğitimin ardından 900 Kürtçe öğretmen adayı mezun oldu. “Geçen sene 20 bin, bu sene 150 bin kişi seçti” Anadilde eğitiminin kabul edilmemesi nedeniyle...

Devamı…

Bozcaada halkından turistlere bildiri

Bu yaz deli gibi çalışmaktan, evden merkeze ve plajlara az inebilmeme rağmen turistik gözlemlerim oldu. Daha güzel, daha mutlu, daha adil, sevgi dolu yeni sezonlar için gelsin. Sevgili turist, – Bozcaada sokakları Arnavut kaldırımlı olup iğne topuk için son derece elverişsizdir. Yürüme stilin senin bileceğin iş, ama bilesin ki senin her bir dakikalık gayretin, ada trafiğine on dakikaya tekabül, 34 plakalı araçlar genelde feci kızgın bilesin. – Burası da güzel memleketimin güzel bir beldesi. “Dharma Institute/ Others/ Survivor ehehe” gibi espriler sinir bozucu. Kışın bir lodosta gel de tanıştırayım Hugo’yu. – Her şeyin fotoğrafını çekmeye özgürsün tabii. Ama kızımınkini...

Devamı…

Ahmet Büke: "Evrim diye bir şey varsa, ileride erkeklik denilen hadise yürürlükten kalkar"

“Yara yaraya benzedikçe kabuk tutar. O zaman insan insana iyi gelir.” Ahmet Büke deyince burnuma mis gibi naftalin kokuları, aklıma ise danteli eksik olmayan portakallı, kestaneli, sobalı evler, küçücük çocukların koşturduğu minik kasabalar, delileriyle ünlü Manisa, çay ve simit kokulu kelimeler, yaşlılıktan un ufak olmuş pamuk nineler gelir. ‘Ekmek ve Zeytin’in bile yettiği, hatta geleceğe umut olduğu bir dünyadır Büke’ninki. Ararız, ararız ama bir türlü bulamayız bu dünyayı; işte o vakit Ahmet abimizin sıcacık hikayelerine sığınırız. Bu sefer her şey çok farklı gelişti. Büke’nin ON8 Blog’a daha önce “Bedo’nun Kitapları” adıyla tefrika etmeye başladığı İzmirli Bedo’nun öykülerinden şekillenmiş romanı...

Devamı…

Söz!

İnanmazsınız, ben de çocuktum. Hiç çocuk olmamışım gibi davranan pavuryalarım var benim. Bazen hiç çocuk olmamışım gibi davranan sekiz kova insan var etrafımda ama hep çocukmuşum gibi davranan bir annem, bir babam, bir teyzem ve bir de babaannem var ve daha nice yaşasınlar, lütfen. Onlar da olmasa, ben bile inanacağım bir zamanlar çocuk olmadığıma… Neyse efenim, yok ben öyle kreşe, anaokuluna falan gitmedim. Yedi yaşıma kadar ‘ananeme’ emanet bir çocuktum. Akşama kadar onunla neler gördüm, neler yaşadım, anlatsam buradan Ankara’ya yol olur. Şahaneymiş meğer, tekrarı olmayacak bir masalmış meğer, gözümün önünden şerit gibi geçecek mis bir dönemmiş meğer. Şu an fark ediyorum ki (aslında bu farkındalık tamamen pavuryaların okul macerası başladığından beri daha gerçek, kesin bilgi!) çok çok ama çok özel bir çocukmuşum. Düşününce anladığım, fark ettiğim, bildiğim ne çok duygu, olay ve durum varmış meğer. Mesela maaş zamanı, anneannem ile üç aylığını almaya onunla giden kazanırdı. Fatih (abim) ya da ben, kim şanslı ise artık. Asla birlikte o dev kadınla maaş almaya gitmek için denk gelmedik Fatih’le; çünkü bizim zamanımızda sabahçı ve öğlenci okuma durumu vardı. Belki hala var, inanın bilmiyorum ama pavuryalar için çırpınışımdan olacak, bu tür bir devlet okulunda da rastlamadım bu duruma, anaokulu için en azından, belki de yanımızdaki Büyük Esma Sultan İlköğretim Okulu’nda böyle bir bölümleme vardır, bilmiyorum… Okuldan eve gelince anneannemle vakit geçirmek ne acayipmiş mesela… Etüd metüd yok ya, misal o bana...

Devamı…

"Benim Çocuğum" Selanik'ten En İyi Film Ödülü ile döndü

Çocukları lezbiyen, gay, biseksüel, travesti veya transseksüel olan Türkiyeli bir grup anne ve babanın, içinde yaşadıkları muhafazakar, homofobik ve transfobik toplumda, ebeveyn, aile ve aktivist olmanın ne demek olduğunu yeniden tanımladıkları “Benim Çocuğum”  adlı uzun metraj belgesel film projesi 15. Uluslararası Selanik LGBTQ Film Festivali’nde ‘En İyi Film’ ödülünü...

Devamı…

Gündem Çocuk Derneği: “Van’da 500 çocuk tehdit altında”

Gündem Çocuk Derneği Van’da depremzede yaklaşık 500 çocuğun birçok hak ihlaliyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. “26 Ağustos’tan beri barınma ve iş olanağı talepleriyle açlık grevindeki depremzede ailelerinin çocukları okula alınmıyor; barınma ve sağlık hakkından yararlanamıyor.” Derneğin Van’daki Anadolu, Tahirpaşa ve Kayaçelebi konteyner kentlerinde gerçekleştirdiği görüşmelere ve gözlemlere dayanarak yaptığı tespitlerin bazıları şöyle: * Verilen bilgiye göre Anadolu konteyner kentte hijyen koşulları nedeniyle beş çocuk enfeksiyon sebebiyle ciddi tedavi görmek durumunda kaldı. Hijyen sebebiyle bulaşıcı hastalık riski devam ediyor. * Çocuklarla yapılan görüşmeler esansında çocuklar elektrik kesintisinden dolayı 12 günden beri banyo yapamadıklarını söyledi. * Havaların soğumaya başlaması ile çocuklarda...

Devamı…

Romanlarla dayanışma için destek çağrısı

Uluslararası Romanlarla Dayanışma Etkinlikleri çerçevesinde 5-6 Ekim’de İstanbul’da düzenlenecek olan sürpriz bir müzikal etkinlik (flash-mob*) için gönüllülerin desteğine ihtiyacımız var. Etkinlik, Avrupa’nın 15 ülkesinde eş zamanlı olarak düzenlenecek etkinliklerin bir parçası olacak. Etkinliklerin amacı, Avrupa ve Türkiye’de Romanlara yönelik ayrımcılık konusunda farkındalık yaratmak ve konuya dikkat çekmek. Bir sokak gösterisi niteliğinde düzenlenecek olan etkinlikte, ünlü bir müzik grubunun solisti de yer alacak. Gönüllüler, solist ve Roman müzisyenler eşliğinde programın parçası olarak düzenleyeceğimiz gösteriye destek verecek, parçası olacak. Söz konusu etkinliğin yanı sıra programda farklı etkinlikler de yer alacak. Şayet konuya ilgi duyar ve destek vermek isterseniz, bu konuda gönüllülerle...

Devamı…

Orada öylece kal "Kayıp Şey"

İtiraf etmeliyim ki adı dalgınlık mı, safsaklık mı bilmiyorum. Bugüne kadar onlarca şeyimi kaybettim. Kimisinin arkasından günlerce öfledim pöfledim, kimisini neyse ki n’apalım diye geçiştirdim. Ne kimlikler, akbiller, kitaplar geldi geçti de hiçbiri mor hırkam kadar üzmedi beni. Hem çok severdim, hani üzerinizden çıkarmadığınız şeyler vardır ya, öyleydi… Hem de iki dakika öncesine kadar çantama asılı olduğuna emindim, düşürsem bile arkamda olmalıydı. Ama yoktu. Yıllardır her İtü Şenliği çağrısı duyduğumda hala aklıma ilk önce hırkam gelir. Yıllar sonra bir köşeden çıkıp bulunacakmış gibi hissederim. Kayıp Şey ile tanıştığımdan beri biraz daha umutluyum. Shaun Tan imzalı bu kitap, bu çizgi...

Devamı…