Hep yürüyen bebek, hep uzaktan kumandalı araba…
Bizim evde yani nam-ı diğer Pavurya Yuvası’nda hayat çoğunlukla Bade’nin ‘’Yürüyen bebek’’ Barış’ın ‘’Uzaktan kumandalı araba’’ hayaliyle geçiyor. Yoo, sanmayın ki almadık/ almadılar. Hep aldık, hep aldılar. Nasıl bir kafa bilmiyorum ama her alındığında hayatlarında ilk kez görmüşçesine, dört saat ekmek kuyruğunda bekleyip ekmeğe kavuşmuşçasına, tüp sırasında sıranın üçüncü günde kendisine gelmişçesine seviniyor bu yavrucaklar. Yürüyen bebek ben küçükken de çok revaçtaydı ama illa ki Almanya, Fransa ya da İsviçre’de dayısı, halası, teyzesi ya da amcası olan kız çocukları için ulaşılabilir bir oyuncaktı. Evet, benim kimsem yoktu yurtdışında, dolayısıyla yürüyen bebeğim olmadan bugünlere geldim. Tamam biliyorum güzel hatta şahane...
Devamı…


