Advertisement

Yazar: Uzunçorap

Genç hastalar için önlük tasarlayın!

Hastanede yatan gençler, her gün aynı önlüğü giymenin sadece sıkıcı değil aynı zamanda insanlık dışı olduğunu söylüyor. “İstediğimi giyemediğim zaman olduğum gibi görünmediğimi hissediyorum. Bu önlükleri giydiğimde kendim değilim, sadece bir hastayım.” diye anlatıyor bir genç. Gençlerin tepkilerinden yola çıkan Kanada’daki Starlight Çocuk Vakfı, sıkıcı hastane önlüklerini yeniden tasarlayarak eğlenceli bir hale getirdi. Vakıf, her hastanın tarzına uygun tasarımları oluşturabilmek için, David Bowie ve Meryl Streep gibi önemli isimlerle çalışan moda tasarımcısı Izzy Camilleri ve dövme sanatçısı India Amara ile işbirliği yaptı. Kamuflajdan hayvan desenlerine kadar geniş bir yelpazede farklı tasarımları olan vakıf, dünyanın farklı yerlerinde yaşayan tasarımcıları da...

Devamı…

Dünya daha güzel bir yer olacak mı?

Bizim kız bu sabah uyanınca “Anne biz çok şanslıyız biliyor musun?” dedi. Neden diye sorduğumda “Gelecekte dünya daha güzel bir yer olacak, yani biz anne olduğumuzda” dedi. Ben de “Evet, öyle olacak” dedim bütün kalbimle. Kahvaltı ettik; o yaz okuluna, ben işe yollandık ki o anda Fransa’daki katliamı öğrendim. “Off olamaz!” derken aklımda Gülse’nin sözleri, “Dünya daha güzel olacak”… Elim varmadı önce haberlere bakmaya, ıvır zıvır şeylerle oyalandım. Zaten aylardır üst üste yaşadığımız felaketlerle hepimiz depresyonun eşiğine gelmiş, elleri kolları bağlı çaresizlikle her gün biraz daha mutsuzlaşırken daha da mutsuz olmak istemedim. Evet, bencilce belki ama nefreti nefretle anan,...

Devamı…

Ebeveynliğin gerçek yüzü

Bir grup sanatçı, ebeveynliğin gerçek yüzünü ortaya çıkaran ilginç bir çalışmaya imza attı. Unutulmaz ve tuhaf anları en dağınık ve doğal haliyle ölümsüzleştiren Erika Roa, Lacey Monroe ve Natasha Kelly üçlüsü sadece mutlu ve temiz çocukların kameralara yansıdığı bir dünyanın gerçek olmadığını ileri sürerek Sham of the Perfect adlı projenin yaratıcısı oldular. Ebeveynliğin iyi ve kötü anlarıyla gerçekten yorucu bir iş olduğunu fotoğraflarla bir kez daha vurgulayan üçlü projenin amacını ise şöyle anlatıyor: “Masaya yayılmış bir ton bulaşık ve evin dört bir köşesindeki kirli çamaşırların yanında bir de etrafınızda koşturan yaramaz bir çocuğunuz varsa ve bunu yaşayan tek kişinin siz...

Devamı…

Çocuklarınız sizi nasıl görüyor?

Haziran 2016, benim için felaketlerin birbiri ardına geldiği korkunç bir ay oldu. Arabam da dahil olmak üzere evimdeki her şey bozulmaya başladı. Hayatım hiç de komik olmayan bir komedi filmine dönüşmüştü. Gergindim. Para konusunda epey dertliydim. Anaokulu toplantılarına gidecek ne vaktim ne de halim vardı. Bütün bunları tek başıma nasıl başarabileceğimi bilmiyordum. Saçlarım hayatımda hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde beyazladı. Ne param ne de arabam vardı. Normalde etrafına ışık saçan o neşeli insan gitmiş, yerine huysuz ve karamsar biri gelmişti. Çocuklarıma daha çok bağırmaya ve öfkelenmeye başlamıştım. Söylediklerimi dinlemiyorlardı. Yorgun, bitkin ve biraz da çıldırmış gibi hissediyordum. Ve en önemlisi...

Devamı…

Bir Kirsten McGoey projesi: Erkekler de yapabilir!

Kanadalı fotoğrafçı ve anne Kirsten McGoey, toplumsal cinsiyet kalıplarını reddeden bir projeye imza attı ve toplumun kız çocuklarıyla özdeşleştirdiği belli başlı ilgi alanlarına sahip erkek çocuklarını fotoğrafladı. 5, 8 ve 11 yaşlarındaki oğullarından ilham alan McGoey, ortanca oğlunun projenin oluşumunda önemli bir yere sahip olduğunu belirtiyor: “Oğlumun en sevdiği şeyler arasında şarkı söylemek, dans etmek ve bale yapmak var. Parıltılı şeyleri, pembe rengini, gökkuşağını ve kitap okumayı seviyor. Henüz toplumsal cinsiyet kalıplarına dair bir şey bilmiyor.” “Erkekler de yapabilir”, homofobiye ve zorbalığa karşı çocukların gerçek tutkularını kucaklamasını amaçlıyor. Projeye oğullarını fotoğraflayarak başlayan McGoey, geçtiğimiz altı ay içerisinde birbirinden farklı ilgi...

Devamı…

Kızının fotoğraflarını trolleyen baba: Chris Martin

Kızının fotojenik çıkmak için her yolu deneyerek çektiği fotoğrafları trolleyen baba Chris Martin ile tanışın! “Kızım, çektiği seksi selfieleri sosyal medya hesaplarında paylaşıyordu; ben de böyle fotoğraflar paylaşmaması yönünde onu uyarmak yerine farklı bir teknik denedim.” diyor Martin. Kızının selfielerini birebir kopyalayarak eğlenceli fotoğraflar ortaya çıkaran Martin aynı zamanda bir komedyen. Chris Martin’in instagram hesabı için...

Devamı…

UNICEF Raporu açıkladı: 69 milyon çocuk ölecek

UNICEF’in yayımladığı rapora göre, bugünkü eğilimler devam ederse 2030 yılına kadar  kadar çoğu önlenebilir olan hastalıklar nedeni ile 69 milyon çocuk hayatını kaybetmiş, 167 milyon çocuk yoksulluk içinde yaşıyor ve 750 milyon kadın da henüz çocuk yaşta evlenmiş olacak… UNICEF’in her yıl yayınladığı ana rapor olan Dünya Çocuklarının Durumu raporu açıklandı.  Rapor Hükümetlerin, donörlerin, iş çevrelerinin ve uluslararası kuruluşların mevcut ihtiyaçları karşılama çabalarını hızlandırmamaları halinde dünyanın en yoksul çocuklarını nelerin beklediğini çarpıcı biçimde ortaya koydu. UNICEF Genel Direktörü Anthony Lake, rapora ilişkin değerlendirmesinde yüz milyonlarca çocuğa bu dünyada adil bir yaşam şansı tanınmadığını belirterek toplumların geleceğinin de tehlikeye atıldığına dikkat çekti. “Bir tercihle karşı karşıyayız: Ya bugün bu çocuklara yatırım yapacağız ya da dünyamızın bugünkünden de eşitsiz ve bölünmüş hale gelmesine göz yumacağız.” diyen sözlerine şöyle devam etti: “Örneğin, en yoksul durumdaki çocukların beş yaşına gelmeden ölme ve kronik beslenme yetersizliğine maruz kalma olasılığı en varlıklı kesimlere mensup çocuklara göre iki kat daha fazladır. Güney Asya ile Sahra Güneyi Afrika’nın büyük bölümünde hiç eğitimi olmayan annelerin çocuklarının 5 yaşına gelmeden ölme olasılıkları, ortaöğrenim görmüş kadınların çocuklarına göre 3 kat daha fazladır. Ve en yoksul ailelere mensup kız çocuklarının henüz çocukken evlenme olasılığı da en varlıklı ailelerin kız çocuklarına göre 2,5 kat daha yüksektir. Durumun en kötü olduğu bölge olan Sahra Güneyi Afrikası’nda en az 247 milyon çocuk ya da her üç çocuktan ikisi çok yönlü yoksulluk içinde, yani yaşayıp...

Devamı…

İlk insanlar

Atalarımızın kemikleri bizimkiyle aynı değildi. Biliyorsunuz ki milyonlarca yıl geçti. Arkeologlar, atalarımızın eskiden uzun boya ihtiyaç olmadığını çünkü her yere kolayca tırmanabileceklerini düşünüyorlar. Kemiklere geri dönelim, parmakları tırmanmak için uygundu. Niye tırmanmalarına gerek var, diye soracaksınız; tabii ki yemek bulabilmek için, bir de aslan gibi yırtıcı hayvanlardan korunmak için. Aslında kangurular insanların atalarından biriydi. Okulda kanguruların kemiklerinin resimlerini gördük. İnsanlarınkine bayağı benziyordu. Kanguruyla insanlar arasında ne benzerlik var diyeceksiniz? Fark ettiniz mi bilmiyorum ama onlar da arka ayaklarının üzerinde durabiliyorlar. Atalarımızın eski zamanlarda bir sürü silahı vardı. En güçlülerinden biri ise bumerangdı. Bir aletleri daha vardı fırlatmak için, ok gibi...

Devamı…

Benim bir kardeşim var: Kardeşiniz büyüdükçe

Geçtiğimiz hafta yayımladığımız yazının ilk bölümünü okumak için tıklayınız. Kardeşiniz büyüdükçe ve hareketlendikçe, iş daha yorucu hale gelir. Bu sefer başınızda sadece kıskançlık yok, bir de onu idare etme işi başlıyor. Sizi bazen kızdırır, bazen üzer, çünkü hem anne ve babanızı hem de eşyalarınızı elinizden almaya çalışıyordur. Ortada bir sürü kalem varken o sadece elinizdekini almaya çalışır. Üzülmesin diye elinizdekini ona verir, siz başka kalem alırsınız, bu sefer o yine elinizdekine saldırır. Ama biliyorsunuz ki o aslında sizi sevdiği ve taklit etmek istediği için bunu yapıyorur. Ablam ne yapar, ne seçer ve ne alırsa doğrudur diye düşünür kardeşiniz. Yaptığınız...

Devamı…

Rosie Dutton’dan farklılıklar hakkında etkileyici bir ders

Sizden zorbalığın çocuklar üzerindeki yıkıcı etkilerini açıklamak için konuyu destekleyen bir materyal istemiş olsaydım, aklınıza bir meyve tabağına uzanmak gelmezdi. Fakat, Birmingham’da yaşayan bir öğretmen çocuklara zorbalığı böyle anlattı. Rosie Dutton, farkındalık eğitimi veren bir öğretmen. Geçtiğimiz hafta, sosyal medya hesabında, zorbalık hakkında verdiği ders ile ilgili bir paylaşımda bulundu. İsterseniz, Dutton’un öğrencilerine farklılıklardan bahsettiği o harika derse gidelim: Bugün sınıfta çocuklara iki elma gösterdim. Çocukların dersten önce elmalardan birisini sürekli yere düşürdüğümden haberleri yoktu; iki elma da mükemmel bir görünüşe sahipti. Çocuklar da iki elmanın birbirinin aynısı olduğunu söylemişti; ikisi de kırmızıydı, boyları aynıydı ve çok lezzetli görünüyorlardı.  Dersten önce...

Devamı…