Advertisement

Yazar: Metin Solmaz

Orhan Taylan'dan çok özel bir not ve fotoğraf

Orhan Taylan’dan Bir anneye/babaya sorduk bölümü için bir söyleşi rica ettim ve standart sorularımızı gönderdim. Bana aynen şöyle cevap verdi: “Sevgili Metin Solmaz, Bu sorular benim için yanıtlaması güç sorular. Oğlum doğduğunda kırk yaşındaydım (1981). Ferhat doğduktan bir ay sonra tutuklandım. Tahliye olduğumda Ferhat dört yaşına gelmişti. Annesi iki kez açık görüşe getirdi ama çocuk öyle korktu ki, tekrar getirmemesini ben istedim. Deneyimlerime dayanarak anne adaylarına, baba adayını dikkatli seçmelerini öneririm. Belki işe yarar diye bir de fotoğraf ekledim. Keyifli çalışmalar, sevgiler Orhan T.” Fotoğrafı görünce hemen heyecanla telefon ettim. Bana, bir başka fotoğraf yollamak istediğini, ama bulamadığını söyledi. O...

Devamı…

Sağlıklı olmanın 50 batıl yolu

50 batıl inanç yazısına karar verdiğimde Uzunçorap’a destek olan doktorlarımızın bir kısmından yardım istedim. Nörolog bir arkadaşım, yolladığım listeye bakıp aynen şöyle cevap verdi: “Metin ben bütün gün hastalara bunları anlatıyorum zaten. Bir de sana anlatamam anacım. Yazık bana.” Bütünüyle yanılıyoruz. Toplum olarak. Hayatımızı boşa zorlaştırıyoruz. Doktorlarımızın hayatını da. Teşhisleri de. Bazıları komik, bazıları masum, bazıları çok zararlı 50 tane batıl inanç derledim tıpla vücutla ilgili. Aşağıdaki liste, Uz. Dr. Demet Ilıkkan, Op. Dr. Mazhar Çelikoyar, Prof. Barbaros llıkkan ve Uz. Dr. Feza Toker kılavuzluğunda hazırlanmıştır. Kendilerine çok teşekkür ederim. Edit: Yorum bırakırken, “Şu tamam da bu doğru değil”...

Devamı…

Çocuklu rotalar: Yağışlı bir mini Eminönü turu

Rota: Teşvikiye – Eminönü (İş Bankası Müzesi + Şişe Cam sergisi + Çiçek Pazarı + Mısır Çarşısı + Yeni Cami) – Teşvikiye Süre: 3 saat Kahramanlar: Metin (baba), Ali İlyas (bebe/14 ay) Malzemeler: Yedek bez, yedek tulum, su biberonu, meyve suyu biberonu, acil durum oyuncağı, ıslak mendil. Taşıt: Tramvay, ayak, taksi Cumartesi günü, İstanbul’da malumunuz önce kar, sonra karla karışık yağmur vardı. Fakat hem Cumartesi, hem de kurtlu bir baba-oğul söz konusu olunca evde oturamadık tabii. Yaratıcılığa halim ve vaktim yoktu, yüklendim Ali İlyas’ı, Yerebatan Sarnıcı’na doğru yollandım. Ortalık kar boran diye de puset filan almadım yanıma. Fakat yolda...

Devamı…

Semt pazarlarını kapatmak cinayettir!

Demin Prof. Ahmet Aydın ile söyleşi yaptım. İlk sorum şuydu: “Binlerce sayfa yazıyor, detaylı tarifler veriyorsunuz. Beslenme olayının bu kadar akademik olması şart mıdır? Yaptığımız şey altı üstü yemek yemek. Bunun için hepimiz uzman olmak zorunda mıyız?” Yaklaşık olarak şöyle cevap verdi: “Ne yazık ki evet. Çünkü sizi de geçtim, anneannenizin annenizi beslediği gibi beslenmiyoruz. Süpermarketlerde her şey rafine edilmiş, rafta uzun yaşasın diye bozulmuş, zararlı hale getirilmiş şeyler. Ve sürekli bunlar tüketiliyor yiyecek diye.” Ahmet Aydın, tıpkı bizim gibi semt pazarlarından alış veriş yapan birisi. Hatta biz, kendisiyle rekabet edebiliriz. Geçen sene suyunu çıkarmıştık, her hafta başka bir...

Devamı…

Her yavrulamışa okul konusunda sabır diliyorum: 4+4+4=0

Ben Türkiye’de insanların küçük bir kısmının temel eğitim almamasına değil büyük bir kısmının almasına şaşıranlardanım. Bu kadar saçma, bu kadar irrasyonel, bu kadar yalan bir eğitime hevesli ne kadar da çok insan var? Matematik desen, üniversite mezunları dahi elle bölme yapamaz. Yaşını hesaplayamaz. (Bütün bir ülke milenyuma bir sene erken girmişti de kimse dalga bile geçmemişti) Tarih desen, hepsini öğrense kaç yazar, külliyen uydurma zaten. Edebiyat desen Tahir Efendi hepsine kelp demiş. Edebiyattan soğutur adamı. Fizik desen bir yerçekimi bilirler. Onu da yalan yanlış bilirler. (Herkes pamuğun demirden önce yere düştüğünü sanır misal) Kimya, biyoloji… Bunlar okullara öyle bir...

Devamı…

Mado'ya uyarı: Anne sütünü ticaretinize alet etmeyin

Güney’de bol bulunur şifacılar vardır. Alırlar üç beş otu kaynatır pet şişelere doldururlar. Üzerine de yazarlar: Kansere, gece işemesine, egzamaya.. aptallık haricinde her şeye iyi gelir o su. Bunu o meczupların yapması tamam da, koskoca Mado’nun ürettiği keçi sütünün üzerine öyle yazması biraz ayıp olmuyor mu? Hele anne sütü ile aynı kıymette olduğunu iddia etmesi. Kendilerinden bilgi istedim. Gönderdiğim mektup aşağıdaki gibidir: Değerli Mado yetkilileri, Bu e-posta, bu şekliyle yazarı olduğum Uzuncorap.com sitesinde de yayınlanacak. Öncelikle iyi bir müşteriniz olduğumu bilmenizi isterim. Özellikle dondurmalarınızı ve keçi sütünüzü ailecek ve memnuniyetle tüketme halindeyiz. Fakat keçi sütünüzü sunuş şeklinizi hiç beğenmediğimizi...

Devamı…

Mustafa Sarıgül sokak köpeğinin yattığı yere takarsa

Hüsrev Gerede’nin Teşvikiye köşesinde bir eczane vardır. Önünde de iki köpek yatar hep. İlyas’la mutad mahalle gezilerimizin uğrağıdır bu yaşlı, tembel ve kilolu iki köpek. Hep oradadırlar. Eczane, diğer esnaf, taksiciler, seyyar satıcılar, yoldan geçenler; hepsi sever bu köpekleri. İlyas ve ben böyle gördük. Biz şimdi bu iki köpek nerede bilmiyoruz. Çünkü Mustafa Sarıgül oradan geçerken görmüş, sevmemiş. Çirkin göründüğünü düşünmüş. Esnaf, yayalar, seyyar satıcılar, İlyas ve ben öyle bulmuyoruz benim gördüğüm. Ama Mustafa Sarıgül öyle düşünmüş. Yerine de çok yaratıcı ve “güzel” bir çözüm bulmuş. Yahut buldurmuş. Kasa üstü taş. Köpekler yatamasın diye. Şimdi o eczanenin önündeki duvar...

Devamı…

Dâhi çocuk "yetiştirme" kılavuzu

İzninizle bu yazımda, dahi yahut zeki çocuk yetiştirme takıntısı içindeki ailelerle bir miktar dalga geçeceğim. Bu trend yüzünden ortalık şaşkın bakışlı çocuklardan geçilmez oldu çünkü. Bendeniz, “Çocuğum mutlu olsun yeter” diyenlerdenim. (Işık hızını geçen tornet yaparsa yahut Nobel alırsa sinirlenmem, ayrı.) Eskiden bu olayın adı sadece “Ben görmedim o görsün”den ibaret bi delilikti. İnsanlar kendi yapamadığı ne halt varsa çocuklarına yaptırmaya çalışırdı. Şimdi hepten projeye döktüler işi. Onları hemen tanıyabilirsiniz: Çocuklarının yanında tartışmazlar: “Erkan, gel toplantı yapalım” deyip fısır fısır tartışırlar bir köşede. Elbette dizi seyrederler. Ama gizli gizli seyrederler ya da çocuğa yasak ederler. Çocuk kötü etkilenmesin diye....

Devamı…

Berbat bir cumartesi günü önerisi

Elimde bir basın bülteni var, şöyle diyor:  “A**ı’nın minik ziyaretçileri ** Ocak Cumartesi günü bir çevre projesi yapacak. Minikler, “Plastik Torba Canavarı” atölyesi kapsamında istenmeyen plastik torbaları diledikleri gibi biçimlendirerek sevimli kuklalara dönüştürürken çok eğlenecekler.” Ben, müsaadenizle şöyle okuyorum: “Çocuğunuzu boş olduğunuz bir günde, misal Yıldız Korusu’na götürmeyin, bir alışveriş merkezine götürün. Hem mikrobu bol olur. Hem yapay havası, ışıklandırması ve kalabalığıyla tatil gününü geçirmek için güzel bir yere gitmiş olursunuz. Bununla da kalmayın, çocuğunuza bir şeyler öğretmeye kalkışın. Öğreteceğiniz yılda 250 milyon ton plastikten 1 trilyon plastik torba yapıldığı ve bunun dünyanın başındaki en büyük musibetlerden birisi olduğu...

Devamı…