Aşırı tüylenme, olmaması gereken bölgelerde tüylenmede artış olmasıdır. Tüylerdeki artışın kozmetik olarak rahatsızlık verecek düzeye gelmesine hirsutizm denilir. Hirsutizm vellüs denen yumuşak kılların terminal kıl denilen kalın kıllara dönüşümü sonucunda oluşur. Bilimsel açıdan hirsutizm etnik faktörlere bağlı olarak %5-15 oranında görülen, kadınlarda yüz ve gövdede erkeklerdekine benzer şekilde kıllarda artış olarak tanımlanır. Hirsutizm androjen (erkekleştirici etkisi olan hormon) üretiminin ve/veya hedef dokuda androjen etkisinin artması sonucunda gelişir.
Kadında androjen hormonunun aşırı etkisi ile erkek tipi saç dökülmesi, seste kalınlaşma, kellik, klitoriste büyüme, vücut yapısında erkeksi değişim gözlenen ve virilizmdir olarak tanımlanan tablo ortaya çıkar. Bu durum daha çok ağır hormonal bozukluklarda ve bazı hormon üreten tümörlerde gözlenir.
Normal kıl gelişimi
Kıl folikülleri (kökleri) anne karnında yaklaşık 8-10. gebelik haftasında oluşur. Fetüsü kaplayan kıllara lanugo ismi verilir. Çok ince, kısa ve dayanıksız kıllardır.
Yirmi ikinci haftada tüm vücutta kıl gelişimi tamamlanır ve bundan sonra kıl gelişmez. İki cinsiyette de eşit sayıda kıl mevcuttur. Beyaz ırkta kıl fazla iken kuzey ırkında kıl en azdır. Kıl büyümesinin üç aşaması mevcuttur:
• Anajen: Gelişim dönemi
• Katajen: Hızlı gerileme dönemi
• Talojen: İstirahat dönemi
Kıllarda anajen faz ne kadar uzun ise kıl o kadar uzun olur. Saç kıllarında bu faz yaklaşık olarak 3 yıldır. Kıl folikülleri ayrı ayrı zamanlarda büyüme evresinde olduğundan belli yoğunlukta kıl korunmuş olur.
Kıl gelişiminde erkeklik hormonu olarak da bilinen testosteron direkt olarak etkilidir. Kadınlardaki östrojen ve progesteron hormonları da kıl gelişimine direkt ve indirekt pozitif ve negatif etkilerde bulunurlar. Gebelikte östrojen ve progesteron hormon seviyelerindeki aşırı yükselme tüylenmeye sebep olabilir.
Erkeklik hormonları kılların ince tüyden kalın kıllara dönüşümüne neden olur. Bu hormonlar normal seviyelere gelse bile oluşmuş kıl geriye dönmez yani kaybolmaz. Erkeklik hormonlarının fazlalığı ,uzun süre etkili olması ve kişinin genetik yapısı tüylenmeyi direkt etkiler.
Erkeklik hormonları yani androjenler nerede üretilir?
Bu hormonların kendileri ya da öncüleri kadınlarda yumurtalık ve böbrek üstü bezlerinde üretilirler. Bir kısım hormon ise çevre dokularda başka hormonların erkeklik hormonuna dönüşümü ile oluşmaktadır. Salgılandıktan sonra vücuda kan yolu ile dağılırlar. Kanda taşıyıcı bir proteinle bağlanarak hareket ederler. Bu proteine bağlandıkları sürece aktif değildirler. Bu nedenle serbest erkeklik hormonu düzeyi önemlidir.
Nerelerde olması anormal?
Hirsutizm bıyıklarda, çene altında, şakaklarda, meme uçlarında, iki göğüs arasında, omuzlarda, karında, kalçanın üstünde ve bacakların üst kısmında kıllanma olmasıdır. Dünya üzerindeki her milletin kıllanma derecesi birbirinden farklıdır. Ortadoğu ve Akdeniz’de yaşayan kadın ve erkekler Kuzey Avrupa’da yaşayanlara göre daha tüylüdür. Tüylerin bir görevi de güneş ışınlarının verdiği zararı azalmaktır. Bu yüzden bu bölge insanının diğerlerine göre niçin fazla tüylü olduğu kolayca anlaşılır. Sonuçta Türk milleti kıllı bir ırktan gelmektedir.
Neden aşırı tüylenme sorunu yaşıyoruz?
Kadında herhangi bir nedenle serbest erkeklik hormonu düzeyi artışı ya da kıl foliküllerinin bu hormonlara aşırı duyarlılığı ile tüylenme sorunu ortaya çıkar.
Tüylenme bazen önemli bir hastalığın belirtisi olabilir. Adetin 3 ve 5. inci günü arasında alınan kanda estradiol, LH, FSH, testosteron, prolaktin, TSH, DHEAS, 17 hidroksiprogesteron hormonlarının bakılması tüylenmenin nedenini aydınlatmada yardımcı olur. Bu tetkikler kaliteli bir araştırma laboratuvarında yapılmalı ve alanında uzmanlaşmış endokrinoloji uzmanlarınca değerlendirilmelidir.
Tüylenmenin en sık nedeni genetiktir. Ailesinde tüylü kişiler bulunan gençler daha fazla kıllıdırlar. Bu anne veya baba tarafında olabilir. Bu şekilde başvuran kişilerin adetleri düzenlidir, doğurganlıkları normaldir. Özellikle Malatya, Erzincan gibi İç veya Doğu Anadolu bölgesinden gelen ailelerde bu durum sık görülür. Genetik kıllanması olan kişiler önce hormon testlerinden geçmelidirler.
Kıllanmanın ikinci büyük sebebi polikistik over hastalığıdır. Bu hastalıkta yumurtalıklarda çok sayıda milimetrik boyutta kistler bulunur. Kistlerin oluşmasının sebebi doğurganlık çağındaki her kadında normal olarak görülen yumurtlama işleminin olmamasıdır. Bu minik kistlerden östrojen hormonu az salındığı gibi, kadın cinsel yaşamı için ters etkiler gösteren testosteron hormonu fazla salınır. Sonuçta bizim hiperandrojenizm adını verdiğimiz hormon dengesizliği oluşur. Cilt yağlanır, yüzde ve sırtta hiçbir tedaviyle geçmeyen sivilceler çıkar, adetlerin düzeni bozulur, saçlar seyrelir, kilo artar.
Kıllanmanın daha nadir görülen bir sebebi böbrek üstü bezinden kaynaklanan hormon dengesizliğidir. Bu dengesizlik doğuştan gelir ancak ergenlik çağında açığa çıkar ve akraba evliliği bunda bir etkendir.
Ayrıca bazı ilaçlar da hirsutizme neden olur. Örn: Doğum kontrol hapları, hormonlar ve anabolik steroidler.
Eğer kıllanan kişide saç dökülmesi, klitoriste büyüme, kas gelişimi, ses kalınlaşması varsa böbrek üstü bezi veya yumurtalıklarda tümör aranmalıdır. Kıllanma nadiren tümör veya kanser belirtisi olabilir, bu yüzden endokrinoloji uzmanının denetiminde gerekli testlerin ivedilikle yapılması önemlidir.
Tedavi
Kıllanmanın tedavisinde epilasyon önemli yer tutar. Şu an piyasada olan metodlardan laser epilasyon en iyi metoddur. Laser epilasyonunda kıl kökleri laser vasıtasıyla temizlenir. Lazer sistemleri, kılın anagen dönemine etkilidir . Daha eski bir yöntem olan iğneli epilasyonda işlem iğneyle yapılır ancak daha fazla acı verir. Hassas ciltlere yapılan epilasyonla ciltte lekeler kalabilir. Epilasyondan sonra güneşe çıkmamak, denize girmemek ve koruyucu-besleyici kremler sürmek gerekir. Unutulmaması gereken nokta hormon dengesizliği olan kişilerin tam dengeye ulaşmadan epilasyon yaptırmamalarıdır. Polikistik over hastalığı olan kişilerde konunun uzmanı hekim tarafından verilecek hormonal tedavi ile hormon dengesi kurulmalıdır. Polikistik over hastalığı ve buna bağlı kıllanma aşırı kilolu kızlarda daha sık görülür. Bu kişilerde normal kilo sınırlarına dönmek tedavinin en önemli basamağını oluşturur.
Bu durumda epilasyonla alınan kıllar birkaç ay içinde geri gelir. Hormon dengesi ancak bir hormon uzmanının (endokrinoloji) denetiminde kurulur. Kıllanmanın tedavisinde en başarılı sonuçlar aynı anda hem hormon hem de epilasyon tedavisi yaptıranlarda görülür. Örneğin altı aylık hormon tedavisinden sonra epilasyon yaptırılması uygun bir seçenektir.
Kozmetik amaçla kullanılan yöntemler
Lazer epilasyon, iğneli epilasyon, ağda, sir ağda ve aletli epilasyon yöntemleri uygulanmaktadır.
Günümüzde daha çok lazer epilasyon sistemleri kullanılmaktadır.
Son derece güvenli, etkili sonuçları olan lazer epilasyon tedavi yöntemleri ile istenmeyen tüylerden kalıcı olarak kurtulmak mümkündür.
Etki mekanizması nedir?
Kıl kökünü tahrip etmektedir. Lazer enerjisi, derinin altındaki kıl köküne ulaşır. Kıl kökündeki renk hücreleri (pigment) lazer enerjisini emer.
Burada yoğunlaşan lazer enerjisi çevre deri ve dokuda hasar yapmadan kıl kökünü yakar ve hasara uğrayan kıl tekrar çıkmaz ve lazer epilasyon etkisi ortaya çıkar. Uygulamadan sonra yanan tüylerin bir kısmı hemen dökülür. Diğer bazı tüyler ise işlem sonrası 2-3 hafta içinde deriden atılır. İşlem esnasında her atışta düzinelerce kıl yanar. Böylece lazer epilasyon sırt, omuz, kollar, bacaklar ve yüz gibi geniş alanlar kısa sürede tedavi eder. Lazer epilasyon vücutta her bölgeye anestezi gerektirmeden uygulanabilir.
Meme ucu, üst dudak ve bikini bölgesi gibi hassas bölgeler bile lazer tedavisiyle kolaylıkla tedavi edilebilir. Lazer epilasyon yöntemi istenmeyen tüylerden kurtulmak için faydalı, kolay, hızlı, güvenli ve etkili bir yöntemdir
Lazer epilasyonun diğer alternatif yöntemlere üstünlüğü nedir?
Lazer epilasyon uygulamalarının temel faydaları şunlardır:
Geniş vücut alanlarına iğneli epilasyon, ağda, sir ağda ve aletli epilasyondan daha rahat ve acısız şekilde uygulanabilir.
Hızlı, güvenli ve kalıcı sonuç sağlar.
Vücutta istenilen her yere uygulanabilir.
Uygulamanın riskleri nelerdir?
İşlem sonrası ortaya çıkabilecek kısa süreli yan etkisi deride kızarıklık ve kıl köklerinde ödemdir. Bu yan etki 1 saat içinde kaybolur. Çok hassas ciltlerde birkaç gün sürebilir. Lazer epilasyon yöntemi deri kanseri yapmaz, iç organlara zararı yoktur.
Sonuçlar kalıcı mıdır?
Alınan sonuçlar büyük oranda kalıcıdır. Lazer Epilasyon dört-altı seans sonrasında tüylerde %70-90 oranında azalma olur. Tedavi sonrası tüylerdeki azalma ve yok olma durumu kalıcıdır.
Tedavi sonrası lazer uygulanan alanda tüyler tamamen yok olur mu?
Uygulama yapılan alanda pek çok hastada kıl miktarında %70-90 azalma olur. Tedavi etkinliği seanslar tamamlandıktan sonra 6 ay içinde değerlendirilmelidir.
Tedavi sonrası hangi oranda tüyler tekrar çıkar ve ne kadar sürede tüyler geri döner?
Doğru uygulama yapılırsa tüylerin bir kısmı hemen dökülür. Kalan tüylerin büyük bölümü ise 1-3 hafta içinde deriden atılır. Üçüncü ve dördüncü seanslardan sonra tüylerde belirgin azalma ve mevcut tüylerde incelme gözlenir. 4-6 seans sonrasında tüyler yıllarca çıkmayacak şekilde azalır. Tedaviden sonra az miktarda çıkan tüyler ince ve çok açık renklidir. Kozmetik problem teşkil etmez.