Monica Beyer, anne olmak üzereyken kendi annesini kaybeden kadınların deneyimlerini aktarmış.
Kendi çocuğunuz olduğu zaman, ebeveynlerinizle, özellikle de annenizle ilişkiniz değişmeye başlar. Onları daha iyi anlamaya, aranızdaki ilişkiyi onların perspektifinden görmeye başlarsınız. Bu evrede eğer aranızda iletişim de varsa annenizin desteğini ve rehberliğini almak size çok iyi gelebilir. Ama elbette hayattaysa ve onunla konuşabiliyorsanız…
Anneniz bebeğiniz doğmadan önce ölmüşse, aranızdaki ilişkiyi yoluna sokacak bir fırsattan yararlanamıyor olduğunuz gelir aklınıza. Onun yokluğunu hamileliğiniz ve doğum esnasında da hissetmişsinizdir, sırtınızı okşayan, alnınıza dokunan elleri yoktur civarda.
Avustralyalı iki çocuk annesi Liz kendi deneyimini anlatıyor:
“İki çocuğum var, ilki doğmadan hemen önce kaybettim annemi. Ondan bir çok şey öğrenebilirdim. Benimle birlikte dört çocuğu vardı, eminim anlatmak istediği çok şey biriktirmişti. Ayrıca ben de değiştim doğumdan sonra, annemle aramdaki ana-kız ilişkisini başka türlü görmeye başladım ve elbette ona bunu söylemeyi isterdim.”
Melissa ise ilişkileri pek de iyi değilken kaybetmiş annesini:
“Annenizle ilişkileriniz iyi değilse hayatta olsa bile gebelik, doğum ve ebeveynliğin ilk günlerinde annenizin yanında olmamasını büyük bir kayıp gibi görürsünüz. Benim annem alkolikti, üçüncü çocuğuma hamileyken vefat etti. Kafam o kadar karışıktı ki anlatamam. Yıllar boyunca alkolle ilişkisini izledikçe, onu zaten çoktan kaybetmiş olduğumu düşünüyordum. Ama gene de arayıp heyecanlı haberler verme hakkına sahiptim, ayıksa hamilelik problemlerimi paylaşabilirdim. Annemden hoşlanmıyordum, ama onu çok seviyordum. Alkolik olmadan önce muhteşem bir anneydi, kardeşlerimi ve beni çok iyi yetiştirdi.”
Büyükanneyi kaybetmek
Annenizi kaybetmeniz, bebeğinizin de ninesini kaybetmesi anlamına gelir ve bu aslında tahmin edemeyeceğiniz kadar önemlidir. Onu çocuklarınıza fotoğraflarla, elinizde her ne varsa onunla ve daha önemlisi anılarınızla anlatmak bu önemli boşluğu doldurmanıza yardımcı olabilir:
Liz, bebeği büyümeye başladığında olanları anlatıyor:
Oğlum şimdi altı yaşında, anneannesini sormaya başladığında 5 yaşındaydı. Benim için çok zordu. Ona aklıma gelen her şeyi anlatmaya çalıştım. Ninem ve dedemle büyüdüğüm için bunun ne kadar önemli olduğunu biliyordum. Ona annemin sevdiği şarkıları çaldım, birlikte nasıl dans ettiğimizi anlattım. Ayrıca nine ve dedeyle büyümenin aslında ne kadar güzel olduğunu da söyledim. Sonra oğlumla birlikte hayıflandım etrafta nine ve dede olmamasına, çünkü olsalar onu ne kadar seveceklerini biliyordum.”
Ebeveynlik yolunda ilerledikçe, annenizi daha da özlediğiniz dönemler olacak, çünkü sizin bir parçanız. Çocuklarınız büyürken büyükanne ve büyükbabalarıyla ilgili anılarını onlara geçirmeye çalışın. Hayır, hayır yanlış anlamayın aile duygusunun, “onuru”nun vs. çok ötesinde, sizin de kendileri gibi çocuk olduğunuzu, annenizin, babanızın olduğunu ve bir gün sizin de bu dünyadan ayrılabileceğinizi yavaş yavaş hissetmeye başlamalarına yardımcı olmak için yapabileceğiniz en iyi şey bu olacaktır.