Sevgili anneler, babalar, teyzeler, halalar, amcalar, dayılar ve tabii ki olmazsa olmaz büyük kuzenler… Bakınız yirmi ve sekizin toplamındaki ben hâlâ büyük bir zevk ve heyecanla çocuk kitapları okuyor, hem geçmişi hem bugünü elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum… Kütüphanemin en güzel köşesini Uzun Çorap için kurcalamaya başladım bile… Köşemizin kahramanı Bacaksız… Haftada bir Bacaksız’ın Kitaplığı’na bir kitap daha eklersiniz umuduyla yazıyor olacağım. Bacaksız, yani Bacaksız Bahri, Türk edebiyatının çınarı sevgili Rıfat Ilgaz’ın; “Sınıfın ozanıyım mimli / Hababam Sınıfı’nın yazarıyım ünlü / Kim ne derse desin, çocuklar için yazdım hep… İki iş tuttum ömür boyu köklü / Çocukları okutmaktı ilk işim / İkincisi / Yazdıklarımı çocuklara okutmak.” diyen büyük ustanın unutulmaz karakterlerinden biri… Fesleğen Sokak’ta oturan ilkokul çağındaki Bacaksız Bahri’nin hem güldürüp hem de düşündüren serüvenleri sıcacık bir roman dizisiyle ikinci ve üçüncü kuşak çocuklarını büyütmeye devam ediyor.

Sonraki haftalarda uzun uzun anlatacak olsam da, şimdilik Bacaksız’ı kıcaca tanıttıktan sonra gelelim bu haftanın ve bu köşenin ilk yazısına… Eee, ne demiştim en başında? Madem anne-baba, teyze, amca dayı, hala, ne bileyim işte büyük bir insan olduk, bir ya da birden çok ufaklık tarafından model alındık… Çocuklara kitap okumayı sevdirmek için ne yapmalı bu köşede beraberce kafa yoralım. “Hadi çocuğum televizyonu kapatıyoruz kitap okuma saati” derseniz ters tepebilir ama sizi okurken gören bir çocuk okumak isteyecektir… Tamam uzman değilim, ahkam da kesmiyorum ama, ben öyleydim en azından! Hem internet anneleri ve babaları da buna benzer cümleler kuruyorlar bloglarında. Misal, Peter Pan’a yazıp kağıdın ucunu yaktırdığım ve bir şişenin içine koyarak denize bıraktığım mektubuma cevap yazan harika bir abi -pardon harika bir Peter Pan- vardı hayatımda! Siz de o harika insan olabilirsiniz, pekala! Neden olmasın?

Metis Kitaplığı, 8-12 yaş aralığındaki çocuklar için filozofların hikâyelerini anlatan çok güzel resimlenmiş kitaplardan bir dizi hazırladı: “Küçük Filozoflar Serisi”… Benim, gördüğüm an şen nidalar attığım bu dizi; “Bilge Sokrates’in Ölümü, Descartes Amca’nın Kötü Cini, Diyojen: Köpek Adam, Karl Marx’ın Hayaleti, Lao-Tzu: Ejderhanın Yolu, Leibniz: Mümkün Dünyaların En İyisi, Paul Ricoeur’ün Baykuşu, Profesör Kant’ın En Çılgın Günü” olmak üzere sekiz incecik-resimli kitaptan oluşuyor. Hikâyeler oldukça akıcı ve tahmin ettiğinizden fazla ilgi çekiyor. Seri, çocukların felsefeye zevkli bir giriş yapmalarını ve kendi sorularının peşinden gitme alışkanlığı kazanmalarını hedefliyor… Bence daha güzel olan kısmı ise aramızda kalsın ama üniversiteye başladığım ilk yıllar elime tutuşturulan “Felsefenin Temel İlkeleri”nden çok daha eğlenceli olması. Dizideki 8 kitaptan kısaca bahsedecek olursam:

1- Profesör Kant’ın En Çılgın Günü

Küçük Filozoflar dizisinin ilk kitabı. “Ne bilebilirim? Ne yapmalıyım? Ne ümit edebilirim?” Königsberg Üniversitesi’nin kılı kırk yaran profesörü Immanuel Kant, bir yandan hayatının en çılgın gününü yaşarken, bir yandan da bu tür soruların cevabını arıyor.

2- Descartes Amca’nın Kötü Cini

Serinin ikinci kitabı ise Jean Paul Mongin, François Schwoebel tarafında yazıldı. Soğuk bir kış gecesi, bütün şehir uykuya dalmış, Descartes Amca’nın ise içine kurt düşmüş, gözüne uyku girmiyor: İki kere iki yoksa dört etmiyor mu? Acaba Kötü Cin beni kandırıyor mu? Yoksa bu koca dünya bir rüya mı? Bütün bu soruların cevabı kitabın içinde gizli.

3- Bilge Sokrates’in Ölümü

Jean Paul Mongin, Yann Le Bras tarafından yazılan Bilge Sokrates’in Ölümü, Küçük Filozoflar dizisinin üçüncü kitabı. Hüzünlü bir destan. Çizimler diğer iki kitapta olduğu gibi çok güzel. İnsanları kendilerini bilmeye çağıran Sokrates’in, Atina sokaklarında aldığı her bir nefesin kitabın sayfalarını çevirdikçe bugüne ulaşacağından emin olabilirsiniz.

4- Karl Marx’ın Hayaleti

Ronan de Calan ve Donatien Mary’nin kaleme aldığı ve serinin dördüncü kitabı; Karl Marx’ın Hayaleti benim dizi içerisinde en çok sevdiğim kitap. “Merhaba, ben Karl Marx… Ne mi yapıyorum bu çarşafın altında? Uzun hikâyedir bu: Sınıf kavgasının hikâyesi. Acıklı bir hikâye, ama hep birlikte sonunu tatlıya bağlamaya, bir mutlu son yazmaya çalışacağız.” şeklinde başlayarak mutlu sona doğru adım adım ilerliyor. Mutlu son nerede diyenler mi var aramızda? Spoiler vermeyeceğim, belki çocuğunuza ya da yeğenlerinize diye alır onlardan önce bir solukta siz okursunuz.

5- Lao-Tzu: Ejderhanın Yolu

Miriam Henke’nin yazıp Jérôme Meyer-Bisch’in resimlediği “Lao-Tzu: Ejderhanın Yolu”, Küçük Filozoflar dizisinin beşinci kitabı. Lao-Tzu’nun doğumunu bir kuyrukluyıldız müjdelemişti. Büyümüş de küçülmüşe benzeyen bu çocuk, ileride İmparator’un kütüphanesinde çalışacak, zamanla bilim ve bilginin boş laflardan başka bir şey olmadığını düşünecekti. Sarayda iktidarın insanı yozlaştırdığına tanık olunca, bilgeliği aramak için yollara düşecekti.

6- Leibniz: Mümkün Dünyaların En İyisi

Jean Paul Mongin, Julia Wauters imzalı “Leibniz: Mümkün Dünyaların En İyisi”, Küçük Filozoflar dizisinin altıncı kitabı. İki temel sorusu var kitabın: Bundan daha iyi bir dünya olamaz mı? Yaşadığımız dünya olabilecek dünyaların en iyisi mi gerçekten? Hikâyemizde, Alman filozof Wilhelm Leibniz ömrünün sonlarına doğru bir akşam, bütün evreni açıklamak için yazdığı satırlara artık son noktayı koyduğunu düşünüyordu. Ne var ki küçük dostu Théodore “kötülük” sorununu anlayamamıştı: İnsanlar bu kadar büyük suçları nasıl işleyebiliyordu? Şimdi etrafınıza bir göz atıp yakınınızdaki bir afacana sorun bakalım. Bundan daha iyi bir dünya nasıl olur? Ben denedim ve enteresan cevaplar aldım. Annesinin işe gitmesini istemeyen beş yaşındaki yeğenim için daha iyi bir dünyanın tek koşulu hem anne hem babasının işe gitmek yerine onunla oynamalarını istemesiyken yine aynı yaşlardaki başka bir yakınım azrail kılığına girmiş askerlerin evlerine dönmesinden bahsetti. İnanılmaz değil mi?

7- Paul Ricoeur’ün Baykuşu

Olivier Abel’in yazıp Eunwha Le’nin resimleyerek sunduğu Paul Ricoeur’ün Baykuşu, Küçük Filozoflar dizisinin yedinci kitabı. Bakın giriş yazısı nasıl; “Akşam çökmüş. Filozof Paul Ricoeur kitapları ve anılarıyla baş başa, çalışmaya devam ediyor. Zamanının düşünürlerine sorular sormak için dünyanın dört bir yanını dolaşmıştı. Şimdiyse omuzuna tünemiş baykuşuyla birlikte filozofumuz yeni bir yolun başlangıcında.” Bu yola çıkmaya hazır mısınız?

8- Diyojen: Köpek Adam

Dizinin sekizinci ve şimdilik son kitabı yine Yan Marchand, Vincent Sorel’in kaleme almış olduğu Diyojen: Köpek Adam… oldukça eğlenceli bir dille anlatılmış. “Kaçın, kaçın! Diyojen geliyor… Sizinle alay edecek, zenginliğinizi küçümseyecek, gurur duyduğunuz her şeyi hiçe sayacak! Kimse onunla başa çıkamaz; Büyük İskender bile kurtulamadı onun dilinden. Çünkü Diyojen tam bir köpek: Özgür, öfkeli, yenilmez; ama aynı zamanda İnsan’ın en iyi dostu… ”

Ne alaymış, pek alaymış diyenler, tırtıllar asla asla asla kahverengi bot giymez şarkısını bilenler, Küçük Filozoflar Serisi’ne mutlaka bir göz atın derim… Belki yirmi yıl sonra yirmi ve sekizin yan yana geldiği eşek kadar olmuş bir minik sizden kahramanım diye bahseder, kimbilir?