Bir önceki yazımızda, çocuk kaçakçılığından, yoksulluğa, çocukların suça ve fuhuşa sürüklenmesine kadar oldukça farklı boyutları olan uluslararası evlat edinmeyi savunanlarını ele almıştık. Bugün de karşıtlarını ele alacağız.

Uluslararası Evlat Edinme daha önce belirttiğimiz gibi Lahey Sözleşmesi ile düzenleniyor. 80’den fazla ülke bu sözleşmeye taraf. Sözleşmenin zayıf tarafı ise, sözleşmeye taraf olmayan ülkelerden evlat edinilmeye izin vermesi ve evlat edinme işlemleri karşılığında “küçük” de bir ücretin talep edilebilmesi.

İşte, tam da mesele burada kopuyor. Bu hizmet ülkemizdekinin aksine gelişmiş Batı ülkelerinde özel ajanslar tarafından yapılıyor ve ülkeden ülkeye evlat edinilecek çocukların fiyatları ortaya çıkmaya başlıyor. Örneğin, bu rakam, ABD’den birisi için Etiyopya’dan 5 yaş altındaki bir çocuğu evlat edinebilmesi için ortalama 25.000 Dolar. Farklı ülkeler için farklı tarifeler geçerli. Çocukları ailelerin ayırmak ise, oldukça ucuz. Hindistan’da aileyi kandırıp çocuğu almanın bedeli 236 Dolar. Çin’de ise 350 Dolar. Bu durum, milyarlarca dolarlık bir evlat edinme endüstrisi yaratmış durumda.

Bu milyar dolarlık sektörde, az gelişmiş ülkelerdeki yetersiz devlet kapasitesi, ailelerden çocuğu zorla almalar, sahtekarlık, aileye yalan söylemeler, okuma yazma bilmeyen ailelere imza attırmalar gibi durumlarla yeşeriyor. Önce yetimhanelere yerleştirilen çocuklar, uygun bir zamanda da uluslararası evlat edinmeye konu oluyor. Çocuklar biyolojik ortamlarından koparılarak, bambaşka dünyaların insanı haline getiriliyor. Bu hâliyle evlat edinme, çocuk kaçakçılığının en gri, en bilinmeyen, farkındalığın en zayıf olduğu alanlardan birisi haline geliyor. Hele bir de evlat edinmek isteyen ailelerin başta gelişmiş ülkelerde oldukça nüfuzlu ve örgütlü bir lobi gücü olduğunu düşünürseniz, iş iyice karmaşıklaşıyor.

Öte yandan, ailelerin 3 yaş ve özellikle 1 yaş altı tercihi, sağlıklı çocuk dışındakileri evlat edinmek istememesi gibi sebeplerden dolayı ülke içi evlat edinme oldukça azalmış durumda. Ayrıca, uluslararası evlat edinmeye ilişkin yasal olmayan işlere gelişmiş ülkeler dava açmaya ve daha sıkı takip etmeye başladı. Usulsüz evlat edindirilen ülkelere ise daha fazla teknik destek verilmeye ve zaman zaman da uluslararası evlat edinmeyi yasaklamaya ilişkin çalışmalar yapılmaya başlandı. Bununla birlikte, uluslararası evlat edinme sektörü ülkeler arası köşe kapmacasına devam ediyor. Eskiden Kamboçya, Vietnam, Guatamela, Çin, Güney Kore ve Rusya’da yoğunlaşan sektör, şimdi ise Nepal, Etiyopya ve diğer Afrika ülkelerine kaymakta.

Uluslararası evlat edinme sürecindeki olumsuzlukları ortaya çıkarmaya çalışan sivil yapılanmalar ise oldukça dağınık. Konu hakkında farkındalık oluşturan en önemli örgüt ise, Çocuk Ticaretine Karşı Girişimi. Belçika merkezli sivil toplum girişimi, özellikle AB’de sık sık etkili lobi çalışmaları ile gündeme geliyor.

Evlat Edinme Haberleri ve Etkinlikleri sayfası da uluslararası evlat edinmeye ilişkin birçok olumsuz haberi paylaşıyor. Bunun dışındaki diğer yapılanmalar ise, oldukça dağınık ve etkisiz bir görüntü çiziyor.

Benim şahsi fikrim ise, yolsuzluğa bulaşmadan, yeterli devlet kapasitesi geliştirilerek, ailelerinden koparılarak “sözde” yetim olmayan gerçekten yuvalara terk edilmiş çocukların uluslararası evlat edinmeye söz konusu edilmeleri. Bunu sağlayabilmek ise, uluslararası evlat edinme alanında yapılacak kapsamlı reformlara bağlı. Bu alan etkili bir şekilde düzenlenmeden, çocuklar oldukça değerli ihraç malları olarak kalmaya devam edecektir.

Bunu durdurmak elimizde!