Advertisement

Yazar: Uzunçorap

İdrar renginiz sağlığınız hakkında ne söylüyor?

İdrarınız sağlığınızı ele verir. İdrar, kırmızı, yeşil, sarı, mavi gibi farklı renklerde ve tonlarda olabilmesine rağmen gökkuşağının farklı renklerinde olması her zaman sağlıklı olduğunuz anlamına gelmez. Kırmızı idrar, bazen bir böbrek hastalığının veya idrar yolu enfeksiyonlarının habercisi olabildiği gibi, bazen de bu renk son zamanlarda yediğiniz yemeğin belli bir pigmentinden kaynaklanabilmektedir. Örneğin, pancar yediğinizde, sebzede bulunan betanin etkisiyle idrarınız kırmızı ya da pembeye dönüşebilir. Kar amacı gütmeyen bir akademik tıp merkezi olan Cleveland Kliniği bu konuda insanları bilgilendirmek amacıyla bir infografik oluşturdu. İşte idrar renginizin sağlığınız hakkında ne söylediğine dair ipuçları: Renksiz/ Şeffaf Çok fazla su içiyorsun. Su içmeyi...

Devamı…

Bir evlat edindik: "Terk bebek" ve "yasal işlemi devam eden bebek" ne demek?

Sıra nasıl ilerliyor ? Başvurunuz için gerekli incelemeler bittikten ve dosyanız onaylandıktan sonra (ortalama bir yıl sürebiliyor) başvuru tarihiniz itibariyle sıraya giriyorsunuz. Eğer kız bebek/erkek bebek olarak ayrımı yapmadıysanız, her ikisi için de sıranız ilerliyor. Eğer bir cinsiyet belirttiyseniz sadece onun için sıra bekliyorsunuz. Terk bebek/Yasal işlemi devam eden bebek ne demek ? “Terk bebek” demek, hakkında hiçbir bilgi olmayan ve ebeveynleri belli olmayan bebek demek. Genelde sokakta bulunmuş bebekler oluyorlar. Gözlemlediğim kadarıyla aileler genelde bu bebekleri istiyorlar. Ancak, diğer taraftan insanlar artık bebekleri eskisi kadar sokağa terk etmiyorlar. Bebek sayısı az, talep çok. Bu nedenlerle, bu bebeklerin sırası...

Devamı…

Yaşanacak 20 pitoresk yer

1. Colmar, Fransa Fransa’nın Alsas bölgesinde yer alan Colmar, Fransız ve Alman mimarisinin, kültürünün ve ruhunun eşsiz bir karışımı. Fransa’nın gizli mücevherlerinden biri olan Colmar, gerçek hayatta da fotoğraflarda olduğu kadar renkli. 2. Manarola, İtalya Manarola, İtalya’nın Akdeniz kıyılarında kayaların içine oyulmuş gökkuşağı rengindeki evlerle dolu ünlü Cinque Terre şehirlerinden biri. Bu büyüleyici balıkçı kasabası muhteşem şaraplarıyla, özellikle Sciacchetra ile, ve Manarola’ya aşık olup daha sonra yaptığı eserlerin çoğunu bölgeye adamış bir sanatçı olan Antonio Discovolors’ın resimleriyle bilinir. Burada otomobillere, trafik ışıklarına ve rahatsız edici korna sesine asla rastlayamazsınız. 3. Cesky Krumlov, Çek Cumhuriyeti Dünyada Güney Bohemia’daki şirin, sevimli, masal gibi...

Devamı…

Günlük toplumsal yaşamda çocuklarla iletişim

Metrobüsteyim, ayaktayım, bir anne yanında 5-6 yaşlarındaki kızıyla biniyor. Kız nereye tutunacağını bilemiyor, yer veren yok. Metrobüs, her nevi adab-ı muaşeret kuralının geçersiz kılındığı bir araç, malum. Yaşlıca bir bey, “Gel kızım, kucağıma otur” diyor. Annesi kızın elini daha sıkı tutup, “Yok, teşekkür ederiz.” diye yanıt veriyor. Kız annesine daha çok yanaşıp daha çok sığınıyor. Kimsenin kucağına oturmak istemediği belli. Ama hayır, burada bitmiyor, beyefendi kararlı, oturtacak kızı kucağına. Arka arakaya, ısrarla “Kucağıma gel, gel hadi, gel, çekinme” diyor. Küçük kızın yanakları al al oluyor, terlemeye başlıyor, neredeyse ağlayacak. Annesi kibarca bu ısrara karşı koymaya çalışıyor. Sonunda dayanamıyorum, “Beyefendi, benim de bu yaşta çocuklarım var. Biz çocuklarımıza yabancıların kucağına asla oturmamaları gerektiğini öğretiyoruz. Lütfen, ısrar etmeyin artık, bakın istemiyor” diyorum. Sesim beklediğimden daha yüksek ve kararlı çıkıyor. Sanırım kibarca bir müdahaleden ziyade, bir tür azarlama ya da sert bir uyarı olarak algılanıyor söylediklerim. Niyetim bu değildi ama sakıncası yok, hatta böylesi daha iyi. Vapurdayım. Hava güzel, açık bölümde oturuyorum. 3-4 yaşlarında bir çocuk, babasıyla birlikte binmiş. Etrafına fazla rahatsızlık vermese de biraz huysuz, babasının sözünü dinlememekte kararlı. Koltukların arasında koşturmak istiyor. Yaşlıca bir hanım, “böyle koşarsan seni vapurdan inince polise veririm, otur bakiim, uslu dur” diyor. Babası susuyor, çocuk daha da huysuzlanıyor. Dayanamıyorum yine. “Polisleri iyi tanırım, koşan çocuklarla ilgilenmiyor onlar, kanunen koşmak suç değil hanımefendi, veremezsiniz.” diyorum. Çocuk şaşırıyor, gözlerimin içine bakıyor. Babasına bakıyorum bir yandan, sohbete devam...

Devamı…

"Tuhaf görünüşlü hamile göbeğimden nefret ediyorum!"

Eğer Google’a “Tuhaf bir görünüme sahip hamile göbeğimden nefret ediyorum,” yazıp aratırsanız, iki milyondan fazla sonuç ile karşılaşırsınız. Sadece “benim hamile göbeğim…” yazıp arattığınız vakit ise, seçenekler şöyle devam eder: Deforme olmuş, çatlak, çok şiş ve sarkık… Pek çok kadının hamileyken karınlarının görünüşünden memnun olmaması benim için yeni bir durum. Aslında, böyle bir durum olduğunu daha dün öğrendim, diyebilirim. Hamile kaldığımda 19 yaşındaydım ve kendi çıplak hamile göbeğim, gördüğüm ilk hamile göbeğiydi. Bu yüzden, şekilsiz, garip ve şiş olabileceği aklıma dahi gelmedi. Ben sadece bir canlının içimde olduğunu bildiğimden sürekli hayret ediyor ve çoğu zaman da korkuyordum. Ah, çok...

Devamı…

Gebelik gelişiminde 33. ve 34. hafta

Gebelik gelişiminde 33. hafta Bebeğin başından poposuna olan uzunluğu yaklaşık 30 cm’ye, boyu 44 cm’ye ulaşmıştır. Ağırlığı ortalama 1900 gram olmuştur. Fetüsün başı hızla büyümektedir; çünkü beyin hızla gelişmektedir. Çok sayıda sinir hücreleri ve kavşak bölgeleri (sinapsis) oluşur. Bebeğin beyni ile bedeni arasındaki iletimi sağlarlar. Bebek, bu haftalarda solunumla koordineli bir şekilde emme ve yutma hareketlerini gerçekleştirir. Birçok kemiği sertleşmesine rağmen kafatası hala esnek ve tam anlamıyla birleşmemiş. Bu, kemiklerin yumuşak ve rahat hareket ederek birbirleri üzerine kaymaları doğumun kolaylaşmasına yardımcı olacaktır. Fetüs erkek ise testisleri karnından skrotuma doğru iner. Bazen bir ya da iki testis doğumdan sonra bile...

Devamı…

Disney’in Tutsakları: Küresel ekonomide kazananlardan mıyız, kaybedenlerden mi?

Bizim kız üç yaşında sinemaya gitmeye başladı, tabii ki benim sayemde (ya da yüzümden)! İlk gittiği film Uçaklar filminin ilkiydi. Çok çok beğendi, haftalarca dilinden düşürmedi, olağanüstü bir tecrübeydi onun için ve müthiş zevk almıştı. Bunun üzerine ne zaman “Ne yapmak istersin bugün?” sorusunu sorsam, “Yine sinemaya gidelim anne.” cevabını aldım. Acaba iyi mi yapmıştım? Çevremdeki çocuklu arkadaşlarıma “Gülse çok seviyor, siz de gidin, deneyin” gibi önerilerde bulundum. Her çocuk aynı tepkiyi vermiyordu tabii, bazısı sevdi, bazısı korktu, bazısı sıkıldı ama bizimkinin tutumu hiç değişmedi. Sinemayı çok seviyordu. Ardından Disney filmlerini, içeriklerini, vizyona giriş tarihlerini takip etmeye, eski filmlerin DVD’lerini...

Devamı…

Yine, yeni, yeniden hastalık!

Başka şeyler yazacakken yine hastalık yazar buldum kendimi. Bu marazi hâlden sebep, çevreye verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür diler, derdimin sizleri bedbaht hastalık hikâyelerimle bunaltmak olmadığını baştan belirtirim. Şimdi başlayalım hikâyemize: Serena’nın görece hafif atlattığı Chikungunya (Buralarda kendisine kısaca Chick-V de denen bu virüs ile ilgili daha ayrıntılı bir yazı tıklayınız.) vakasının ardından üç elemanlı aile kümemizde iki faranjit, bir alt solunum yolları iltihabına bağlı öksürük nedeniyle tam kadro isteksiz bir antibiyotik kürü yaptık. Isının 25 derecenin altına düşmediği bir havada üşütmek de bir beceri tabii ama işte hep o terli terli yenen rüzgârlar, sağdan soldan vuran vantilatörler, biz evde...

Devamı…

Disney karakterlerinin yaratım süreci

Walt Disney ve Warner Brothers için çalışan illüstratörler ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar, çizecekleri karakterlerin yüz ifadelerini yaratmakta çoğu zaman zorlanırlardı. Bu nedenle de illüstratörler ve profesyonel çizgi film ressamları, yarattıkları karakterlerin çizgi film boyunca sürekli değişen mimiklerini çizerken genellikle aynada kendi ifadelerine bakarak çizimlerini yaparlardı. İşte, 1950’li yılların bu profesyonellerinin karakterlerine ifade kazandırmak için girdikleri ilginç ve eğlenceli hâllerden oluşan bir fotoğraf...

Devamı…

Pera Eğitim, çocuklar için "Yılbaşı Atölyeleri" düzenliyor!

Pera Eğitim, Yılbaşı Atölyeleri kapsamında 4-6 ve 7-14 yaş gruplarına yönelik “Neşeli Kardan Adamım” ve “Sihirli Kar Kürem” adlı atölye çalışmaları düzenliyor. Neşeli Kardan Adamım (4-6 yaş) Çocuklar yeni yıla özel bu atölye çalışmasında çoraptan farklı boyutlarda oyuncak kardan adamlarını yaratacaklar. Ayrıca sevdikleri için 2015 yılı dileklerini resimler ve çeşitli malzemelerle anlatacakları yeni yıl kartları da tasarlayacaklar. Tarih: 27 Aralık Cumartesi Saat: 11:00-13:00 Kontenjan: 10 kişi Ücret: 45 TL *** Sihirli Kar Kürem (7-14 yaş) Bu atölye çalışmasında çocuklar cam fanuslardan yılbaşına özel sihirli kar kürelerini tasarlayacak, ayrıca sevdikleri için 2015 yılı dileklerini resimler ve farklı malzemelerle anlatacakları yeni yıl...

Devamı…