Advertisement

Yazar: Abdullah Oskay (Hayat Sende Derneği)

Yuva ve yurtlar hakkında doğru bilinen 10 yanlış

1- Yuva ve yurtlardaki yalnızca kimsesiz çocuklar kalır. Devlet korumasında kalan çocuk ve gençlerin yüzde 95’inin yalnız annesi, yalnız babası veya her ikisi de vardır. Ailenin hastalığı, yoksulluğu, ihmal veya istismarı gibi nedenlerle çocuklar devlet korumasına alınabilir. 2- Yuva ve yurtlardaki çocuk ve gençler aileleriyle hiç görüşmezler. Kurumun uygun görmediği durumlar haricinde, devlet korumasında kalan çocuk ve gençler aileleriyle düzenli olarak görüşebilir. 3- Yuva ve yurtlar basında yansıtıldığı gibi şiddet, ihmal ve istismarın kol gezdiği yerlerdir. Yuva ve yurtlarda zaman zaman münferit olumsuz olaylar yaşanabilmektedir. Bu demek değildir ki, yuva ve yurtlarda bu olaylar bütün çocukların başına durmaksızın gelmektedir....

Devamı…

Uluslararası evlat edinme: Savunanlar ve karşıtlar – 3

Bir önceki yazımızda, çocuk kaçakçılığından, yoksulluğa, çocukların suça ve fuhuşa sürüklenmesine kadar oldukça farklı boyutları olan uluslararası evlat edinmeyi savunanlarını ele almıştık. Bugün de karşıtlarını ele alacağız. Uluslararası Evlat Edinme daha önce belirttiğimiz gibi Lahey Sözleşmesi ile düzenleniyor. 80’den fazla ülke bu sözleşmeye taraf. Sözleşmenin zayıf tarafı ise, sözleşmeye taraf olmayan ülkelerden evlat edinilmeye izin vermesi ve evlat edinme işlemleri karşılığında “küçük” de bir ücretin talep edilebilmesi. İşte, tam da mesele burada kopuyor. Bu hizmet ülkemizdekinin aksine gelişmiş Batı ülkelerinde özel ajanslar tarafından yapılıyor ve ülkeden ülkeye evlat edinilecek çocukların fiyatları ortaya çıkmaya başlıyor. Örneğin, bu rakam, ABD’den birisi...

Devamı…

Uluslararası evlat edinme: Savunanlar ve karşıtlar – 2

Uluslararası evlat edinme konusuna kısa bir giriş yapmış ve son yıllarda ateşli bir tartışmanın devam ettiğini belirtmiştik. Bugün uluslararası evlat edinmeyi savunanları ele alacağız. Daha sonra karşıtlarıyla devam edeceğiz. Uluslararası evlat edinmeyi savunan grupların ana özelliği her çocuğun aile ortamında hayata hazırlanmasını öncelemesidir. Bu gruplar, gelişmiş Batı ülkelerinde olduğu gibi, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarının dünyanın her yerinde kapatılmasını savunur. Kurum bakımını ise çocuk istismarının ve ihmalinin kurumsallaşmış hali olarak görür. Bu alanda çalışan dünyadaki en vizyonlu vakıf, İngiltere’de yerleşik olan Lumos Vakfı’dır. Lumos Vakfı, Harry Potter’ın yazarı J.K.Rowling’in kurduğu bir vakıftır. İsmini de Harry Potter romanındaki Lumos –...

Devamı…

Uluslararası evlat edinme: Savunanlar ve karşıtlar – 1

Uluslararası evlat edinme, Lahey Küçüklerin Evlat Edinilmesine İlişkin Tüzük çerçevesinde ele alınır. Ülkemiz de bu sözleşmeye taraftır. Uluslararası evlat edinmenin oldukça farklı boyutları var. Azgelişmişlik boyutundan insan kaçakçılığına, çocukların fuhuşa sürüklenmesinden istismarına kadar oldukça farklı boyutları var. İngiltere’ye uluslararası evlat edinmeyle yerleştirilen ve şimdi 20 yaşında olan bir kızın söyledikleri çarpıcıydı: “İngiltere’deki ailem beni Etiyopya’daki yoksulluktan kurtarmadı. Aksine, Etiyopya’yı benden çaldı.” Romanya’da Çavuşesku döneminde aile planlamasına karşıtlıktan dolayı yuvalar ağzına kadar çocuk dolmuştu ve komünist rejim çökünce hızla uluslararası evlat edinmelerin sayısı arttı. Binlerce kardeş birbirinden ayrı, bambaşka ülkelere gittiler ve şimdi hepsi birbirini arıyor ve zaman zaman da...

Devamı…

Sizce bir çocuğun doğal ortamı nedir?

Sık sık haberlerde hayvanların doğal ortamından koparıldığını görür, kızılca kıyameti koparır ve sonra önümüze bakarız. Bazen sirklerdeki hayvanların kötü koşulları gündeme gelir. Aynı şekilde horoz dövüşü, at yarışı, tazı yarışı gibi yarıştırılan hayvanların çektikleri de iç acıtır. Kimi zaman insan refahına katkıda bulunmak amacıyla hayvanlar üzerinde yapılan deneylerdir gündeme gelen. Toplumun genel tepkisi çoğu zaman dikkate değerdir. Aynen change.org üzerinde yürütülen Yunus Parkları Kapatılsın kampanyası gibi. Peki hayvanların doğal ortamından koparılması insana garip geliyor ve kitleler mobilize olup bu duruma ses çıkarıyor da, insanın doğal ortamından koparılması neden garip gelmiyor acaba? “İnsanın doğal ortamı nedir?”le başlamak lazım galiba. Nedir...

Devamı…

Kamp Armen ve Kadir Amca

İşim icabı sık sık yurtdışına çıkar ve bu ziyaretlerimde Türk diasporasını anlamaya çalışırım. “Ne yapıyorlar, nasıl örgütleniyorlar, nasıl dayanışıyorlar?” sorularına cevap ararım. Geçtiğimiz haftalarda gene böyle bir ziyarette bulunduğum ülkedeki bir yetkiliyle konuşurken, bulunduğu eyalette 2.000 Ermeni’nin, 6.000 Türk’ün bulunduğunu belirtiyor ve yemek yediğimiz restoranı göstererek ekliyordu: “Tüm Ermenilerin Meclis’te milletvekilleri gibi dostları varken, bizim Türklerin en ünlüsü de bu gördüğün işletmenin sahibi Kadir Amcan. Nicelik değil, nitelik önemli olan.” Ülke içinde de dışında da lobi ve savunuculuğu bilmediğimiz aşikar. Sıradan bir Türk’ün aklına “lobi” deyince Ermeni ve Rum Lobisi kötü çağrışımlarıyla gelmekte. Lobi ve savunuculuğun apayrı bir sektör,...

Devamı…

Nepal’e yapılan yardımları yeniden düşünmek

Yetimhaneler geleneksel toplumda yoktu. Sindrella’dan hatırlanacağı üzere, en kötü ihtimalle bir eve besleme olarak girerdi ailesi olmayan veya yoksul olan çocuklar. Savaşın kitleselleşmesi ve toplumun tümüne etki etmesiyle birlikte yetimhaneler ortaya çıkmaya başladı. Ülkemizde de ilk yetimhanelerin 1911-12 yıllarındaki Balkan Savaşlarından sonra ortaya çıktığı görülür. Daha sonra da Doğu Cephesi’nde Kazım Karabekir’in yetimhaneler kurduğu bilinir. Sonrasında ise yetimhaneler giderek arttı. Devletin sosyal hizmet uzmanları uzak bölgelerdeki yoksul ailelere çocuğunuzu okutmak için en iyi yol onu yurda vermek dedi. Ve yetimhaneler, insanın doğasında bulunan aile ve toplum içinde büyümesine inat pıtırak gibi her yerde bitmeye başladı. Doğal afetlerden sonra da...

Devamı…

Yuvalarda gönüllülük. Ama nasıl?

Gönüllülük deyince birçok insanın aklına hemen çocuk yuvaları gelir. Peki, gerek gönüllülerimiz, gerekse kurumlarımızın idarecileri bu süreci doğru yönetebiliyor mu? Birçok hassasiyeti içinde barındırması gereken yuvalarda gönüllülük kavramını tam olarak ele alabiliyor ve çocuk refahına katkı sağlar bir hale getirebiliyor muyuz? Veya gönüllü olacağız diyerek yapılan hatalar neler? Öncelikle gönüllü, bir kurumun toplumla kurduğu diyalogtur. Yanı sıra, kurumun iş süreçlerini ve otokontrol mekanizmalarının gelişmesini sağlamaktadır. Bu yönüyle idarecilere kendi günlük rutinlerinde göremediği konularda yardımcı olmaktadır. Gönüllüsü olmayan bir kuruluş krizler dolayısıyla patlamaya hazır bir bomba gibidir. Bu yönüyle, kurumların gönüllü katkısını artırması ve bir strateji dahilinde gönüllü yönetimini ele alması...

Devamı…

Yuvalar kapatılmalı. Peki neden?

Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği ile devlet korumasındaki çocuk ve gençlerle ilgili çalışmalar yapmaktayım. Hayat Sende’nin vizyonu “devlet korumasında yetişen çocuk ve gençlerin temel yaşam becerilerini kazanmış şekilde, ayrımcılığa uğramadan hayata atılmasıdır.” Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği ile de aile temelli hizmet modellerinin yaygınlaştırılması için çalışmalar yapmaktayım. Bu çalışmalarımın özünde her zaman, “Kurum Bakımı Çocuk istismarının ve ihmalinin kurumsallaşmış halidir.” önkabulünden yola çıkar ve kurumların kapatılmasını, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi aile temelli hizmetlerin yaygınlaştırılmasını savunurum. Nedenlerini açıklamak gerekirse, 1) Yuva ve yurtlarda yetişen çocuklar ve gençler toplumsal yargılamalarla, dışlamalarla karşı karşıyadır. Çocuklara karşı acıma, korku ve merakla karışık bakış...

Devamı…

Uzunçorap'a e-posta ile abone ol

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.