İstanbul doğumlu. İ.Ü. Edebiyat Fakültesi mezunu Zuhal Focan, cazı TRT3 Radyosundan, Erol Pekcan’ın, Hülya Tunçağ ve Teoman Baber’in programlarından dinleyerek sevdi. 27 yıldır caz gitaristi Önder Focan’la evli. Bir çocuğu var. 1991 yılında Caz Derneği’nin kuruluşunda yer aldı. 2 yıl süresince Caz Derneği’nin önce yardımcılığını daha sonra da başkanlığını yaptı. 1996 yılı başında Türkiye’nin ilk ve tek caz, blues ve emprovize müzik dergisi JAZZ’ı çıkardı. Halen JAZZ dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapıyor. Açık Radyo, Yapı Radyo, Radyo 92.3 ve TRT Radyo 3’te Caz Vitrini adlı programı hazırlayıp sundu. 2002 Kasım’ında İstanbul Galata’da Nardis Jazz Club’ı açtı, halen işletmesini yürütmektedir.

Kaç yaşında anne oldunuz? Planlı mıydı?

28 yaşında anne oldum. Planlıydı.

Öğrendiğinizde ne hissettiniz, yakınlarınıza ne zaman, nasıl söylediniz?

İnsanın içinde bir canlı taşıdığını hissetmesi muhteşem. Kendimi son derece sağlıklı hissettiğimi hatırlıyorum. İlk önce eşime, sonra anneme söylemiştim.

Hamilelik nasıldı?

Genelinde iyiydi. Aşerme vs gibi şeyler yaşamadım.

Onu ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?

İlk gördüğümde çok çirkin bir bebek gibi gelmişti. Ama dünyanın en yakışıklı erkeği gibi geliyor şimdi:)))

Evde altları kim değiştirirdi?

İkimiz de…

İsme nasıl karar verdiniz? Ne oldu?

İsim için birkaç alternatif vardı, ama biz soyadımızdan çok çektiğimiz için kolay anlaşılır bir ad olsun istedik. Kısa ve dünyanın her tarafında bilinir bir ad olan “Ali”yi seçtik.

Radyculuk kariyeriniz ve sosyal hayatınız nasıl etkilendi?

Ben radyoculuk işlerimi anne olduktan sonra yaptım. Yani çok küçük değildi, bazı programlara birlikte giderdik. Orada Ali abla ve abileri ile çok eğlenirdi.

Nasıl bir anne olacağınızı düşünüyordunuz? Düşündüğünüz gibi oldu mu?

Ben çok harika bir anne olamadığımı düşünüyorum. Çok fedakâr olmadım. Ali 2,5 yaşında yuvaya gitti. Ben çalıştım. Bütün festival ve konserlere, her yere Ali’yi yanımda götürdüm. Hiç ayrılmadım. Ta ki 5 ay önce askere gönderirken. Şimdi 20 günü kaldı, heyecandan ölüyorum, terhis olacak…

Eş-dosttan giysi/oyuncak aldınız mı?

Evet. Ali ortaokula gidene kadar arkadaşlarımın ve aileden diğer çocukların giysileri ve eşyaları ile büyüdü. Ali’den kalanlarla da başka arkadaşlarımınkiler büyüdü.

Bebek Ali’nin bakımına kimler yardım etti?

Hiç kimse. 2,5 yıl ben baktım. Sonra yuva…

Kendinizi annenizle kıyaslasanız…

Annem hayatında hiç çalışmadı. Bense hiç ev kadını olmadım. Tamamen farklı… Kıyas bile mümkün değil.

Kendi tarifiniz bebek/çocuk yemekleri varsa anlatsanıza…

Kendi tarifim yok. Hayata bakışım gibi yemek işlerim de aynı, son derece pratik…

Çocuğunuzla beraber hayatınızda ve sizde neler değişti?

Ali’den önce hayat nasıldı acaba diye çok düşündüğüm oldu. Onsuz bir yaşam düşünemiyorum. Askerliğinin son günleri olduğu için çok duygusalım. 2 gün önceden gidip askerliğini yaptığı karakolun önünde yatmak istiyorum desem…

Çocuğunuzla beraber neleri yapmaktan zevk alıyorsunuz?

Artık o bizi pek yanında istemiyor doğal olarak, ama beraber seyahat etmekten çok zevk alıyoruz. Aslında babası ile daha çok ortak konuları var. Müzik, spor gibi. Askerliğini bitirip gelince ona sürpriz bir güney Fransa gezisi hazırladık. Araba ile güney Fransa… ve sadece yemece, içmece, kız arkadaşı da bizimle olacak. Ben çok heyecanlanıyorum. Kim bilir o ne diyecek…

Çocuğunuzun sevmediğiniz huyu?

Çabuk parlar…

Deneyimlerinize dayanarak annelere ve adaylarına önerileriniz var mı?

Annelik 2 kere 2 dört değil, Bireylere bağlı. Tek gerçek sevgi. Herkesin kendine göre sevgisini yaşama ve göstermesi de farklı. Önerim yok, tadını çıkarsınlar.

Annelik neymiş?

Kendi varlığından vazgeçme durumu…