Yenidoğan cildi tüm yaş gruplarıyla karşılaştırıldığında  hastalıklarıyla en çok sorun yaşanan dönemdir. Yenidoğan cildinin keratin tabakasının henüz gelişmemesi nedeniyle ince olması ve bu nedenle doğduğu anda karşılaştığı travmalar değişik cilt bulgularına neden olur. Bu nedenle doğum anından itibaren özellikle ilk 3 ay olmak üzere yaşamın ilk yılı bebek kendi keratin tabakasını oluşturuncaya kadar cildin korunması ve bakımı önemlidir. İlk kural bebek cildini dış etkenlerden korumaktır. Bebeğin giysilerinin niteliği, banyoda kullanılan malzemeler, ona dokunan eller, beslenme ile alınan gıdalar cilt bakımında dikkat edilmesi gereken dış etkenlerdir. Özellikle son yıllarda teknolojininin hızlı gelişimiyle giysilerde, temizlik malzemelerinde ve gıdalarda kullanılan veya bunların yapısına giren kimyasallar sorun olabilmektedir. Bu nedenle özellikle büyüme çağındaki çocuklarda bu konuda daha hassas olmak sağlıklı bebek gelişimi için önemlidir.

Konak yenidoğan döneminde bebeklerde sıklıkla ortaya çıkan bir deri bulgusudur ve tanım olarak seboreik dermatittir. Nedeni tam olarak bilinmemektedir, anneden geçen hormonların neden olduğu da ileri sürülmekle beraber kanıtlanmış bir bilgi değildir. Kötü cilt hijyeni, allerji ve dış travmalar konak oluşumundan sorumlu değildir. Çoğunlukla yaşamın ilk haftalarında başlar, 2-3 ay içerisinde kaybolur, nadiren bir yıla kadar uzayabilir.

Konak çoğunlukla kafa cildinde saçlı deride görülen bir deri bulgusudur. Nadiren yayılım gösterebilir ve burun, kaş, kulak ve yanaklarda görülebilir. Yayılım göstermesi hastalığının ağır geçeceğini göstermez. Konağın görüntüsü dışında cilde veya bebeğe zararlı bir etkisi yoktur. Çoğunlukla kaşıntı ve huzursuzluk yapmaz, bebeğin günlük yaşamını etkilemez, saç kaybına neden olmaz.

Konağın geliştiği saçlı deri bölgesinde cilt normal yapısını kaybetmiştir, kızarıktır ve üzerindeki deri aşırı yağlı ve pullanmıştır. Pullanmanın kalınlığı arttıkça altındaki cildin kızarıklığı daha belirgindir ve cilt dış travmalara, enfeksiyon gelişimine uygun hale gelir ama üstteki pullu yapı koruyuculuk sağlar. Pullar kalınlaştıkça sarı rengi daha görülür hale gelir.

Konak oluşan saç derisinin her gün koku içermeyen ve mümkünse renklendirilmemiş şampuan veya sabunla yıkanması ve yumuşak bir tarakla taranması iyileşmesini hızlandırır. Banyo dışında günde 2-3 kez yumuşak bir tarakla tarama pullanmanın kaybolmasını hızlandırır. Pullanma çok ve kalın ise yıkamadan önce yeytinyağını saçlı kafa derisine masaj yaparak yedirmek, ve beş dakika bekledikten sonra şampuan veya sabunla yıkamak ve sonra taramak pulların temizlenmesini kolaylaştıracaktır. Saçlı derideki pulların tek seferde temizlenmeye çalışılması özellikle pullanmanın kalın olduğu bebeklerde alttaki hassas cilt açığa çıkıp zarar görebileceği için önerilmez. Bu nedenle günlük banyolarla pullanmış bölgeyi 7-10 gün içinde temizlemek alttaki cildin düzelmesi için zaman sağlayacaktır. Pullanma azaldıkça altta ortaya çıkan hasssas cildi korumak için şampuan veya sabunla banyo sıklığı haftada iki güne indirilmelidir, diğer günler sadece suyla banyo yapılabilir.

Konak tedavisinde özel olarak hazırlanmış şampuanlar da kullanılabilir. Konakta pullanma çok kalın olduğunda doktor önerisiyle salisilik asit içeren özel solüsyonlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. İlaç olarak tanımlanan bu solüsyonlar önerilen konsantrasyonda ve dozda kullanılmalıdır, yanlış kullanımı hassas yenidoğan cildine zarar verebilir.