Esra Sert, ntvmsnbc.com’daki blogunda tuvalet eğitimi alması gerektiğini annesine bizzat bildiren Lado’yu yazdı…
Evdeki hesabın çarşıya uymadığını, çocuk yetiştirme sanatı bana öğretmeyecekse bilmiyorum ne öğretebilecek.
Herşey Lado iki yaşında karşıma dikilip, “Anne çişimi tuvalete yapmak istiyorum yüften” demesi ile başladı. Daha doğrusu bir süre başlamadı. Baştan söyleyeyim. Ben bir plan-proje insanıyım. Bu cümle kurulduğunda tuvalet eğitimini henüz projelendirmemiş olduğum için, başımdan aşağı kaynar sular boşaldı. Bir süre birtakım oyalama taktikleri ile durumu geçiştirmeyi başardım. Zira Esra Sert’in çocuk yetiştirme takvimi 2.5 yaşını geçmeden katiyen tuvalet eğitimi ön görmüyordu.
Çocuğun tuvalet eğitimi için yalvarır noktaya gelmesi, bu durumu bir süre değiştirmedi.
Kendime ve soran herkese, “Hevesli ama daha fiziksel olarak hazır değil” diyordum. Henüz projelendirmediğim için tuvalet eğitimi külliyatını hatim etmemiştim, ama bildiğim bir şey varsa o da gece-gündüz demeden bezi toptan bırakmak gerektiğiydi.
Parçalı bir tuvalet eğitimi pek iyi sonuç vermiyor ve süreci uzatıyordu. Ladin, hâlâ sabahları bezi bir hayli ıslak uyanıyordu, yani bana göre gece bezi çıkarmaya henüz hazır değildi. Üstelik önümüzde seyehatler vardı ve uçakta-arabada sürekli bir çiş krizi ile uğraşmadan yazı geçirmek istiyordum. Dum, dim, dum… Ama kısmet değilmiş. Lakin Lado, sonunda vermediğim tuvalet eğitimini söke söke aldı.
“Anne bana çüçük tuvalet alır mısın yüften” demişti. Ben de alırım tabi demiştim, özenle ne zaman alacağımı belitmeden! O haftasonu babasına gidip, “Annem bana çüçük tuvalet alacak” demiş. Baba, benim oyalama taktiklerimden habersiz, tuvalet almaya gidiyoruz zannedince, kendimizi durduk yerde bir alışveriş merkezinde, mini fareli küçük bir klozet alırken bulduk.
Lado bir yandan sevinç çığlıkları atıyor, bir yandan soruyordu; “Tülot da alacaksın di mi anne? Tülot yüften”. Tabii renk renk tülotlar da alındı.
Şoktaydım. Ben hiçbir işi böyle spontane yapmazdım. Bir pazar günü Lado, 2 yaş 3 aylıkken; küçük klozetimizi alıp eve geldik,
Lado’nun bezini açtık. Lado hemen çişini yerlere yapmaya başladı ve bu duruma çok şaşırdı. Önemli olmadığını, her çocuğun ilk başta yerlere yaptığını, yakında çişinin geldiğini hissetmeye başlayacağını söyledik. İkna olur gibi oldu, ama suratı düşmüş, köfte dudakları aşağı sarkmıştı. Daha önce de bu durumu yaşamıştık. Lado, öğrenme sürecinde fazlasıyla hayal kırıklığına uğrayan bir çocuktu. Bezi çıktığı anda bir yetişkin gibi çişini tuvalete yapmak istiyordu, alta kaçırmak onun kitabında yazmıyordu.
Üçüncü çişi yere yapma vakasında, “Oyamaz, anne gene yaptım!” dedi ve bütün “önemli değil” telkinlerine rağmen, bezimi geri takmak istiyorum noktasına geldi. Ben de ısrar etmedim ve istediği zaman yine bezini çıkarabileceğini söyleyerek bezini geri taktım.Tuvalet eğitimi maceramız böylece başlamadan son bulmuştu.
Aradan bir hafta geçti ve bezini bağlarken elimden kaçan Lado, bir süre bezsiz dolaştı. Ben de fırsat bu fırsat, poposuna bir külot giydiriverdim. Bir süre sonra, “Anne çişim” dedi. Yolda külodunu hafifçe ıslattı ama sonunda tuvalete yetiştik.
Meseleyi, “Çişini kaçırdın” diye formüle etmedik; “Lado bak tuvalete yetiştik, tuvalete yaptın” diye formüle ettik. Lado, bu durumdan çok memnun oldu. Gün içinde aynı durum tekrarlandı, külot hafifçe ıslanıyordu ama yerlere çiş yapma devri kapanmıştı. Her seferinde tuvalete yetişebiliyorduk.
İlk denemede sık sık, “Çişin var mı?” diye sormanın ya da durduk yerde gel bir tuvalete gidelim demenin, Lado’ya iyi gelmediğini gözlemlemiştim. Tüm bunlar onu strese sokuyordu,”Alta kaçırmak önemli değil” desek de davranışlarımız bunun tersini söylüyordu. Yoksa neden “çişin var mı?” diye sorup duralım. Bundan ders aldım ve ikinci denemede bunların hiçbirini yapmadım, kendi haline bıraktım.
Ertesi gün okulda sadece bir kere külodunu hafifçe ıslatmıştı, eve geldikten sonra ise hiç altına kaçırmadı. Üçüncü gün ne evde ne de okulda altına kaçırmadı, üstelik sabah bezi tamamen kuru kalktı. Bundan cesaretle ilk iki gece taktığım bezi, üçüncü gece çıkarmaya karar verdim. Gece bezi takmadan yatırmam, Lado’yu biraz huzursuz etti. Ona ‘artık çişini tuvalete yapmayı öğrendiğini, sorun olmayacağını, gece tuvalete kaldıracağımı, gene de altına kaçırırsa önemli olmadığını’ söyledim. “Tamam” dedi.
Gece yatmadan içtiği sütten 2 saat sonra, tuvalete kaldırdım; yarı uykulu çişini yapıp yattı. Sabaha kadar hiçbir sorun olmadı. İkinci gece tuvalete kaldırdığımda çok isteksizdi ve tuvaletini çok az yaptı. Ben de üçüncü gece, tuvalete kaldırmayı bıraktım.
Tüm bunlar yaşandıktan beş gün sonra arabayla uzun yola çıktık ama hiçbir zorluk yaşamadık. Acemi anne takipçileri sağolsun, onlardan duyduğum portatif klozet-lazımlığı yanıma aldım. Mola yerlerinde Lado kolayca çişini yaptı.
Çiş meselesi gece-gündüz birkaç günde çözülürken, kaka biraz daha vakit aldı.
Lado iki hafta boyunca kakasını tuvalete değil beze yapmak istedi. Bunun sık rastlanan bir durum olduğunu duymuştum. Yine acemi anne takipçilerinden öğrendiğim bir taktiği uyguladım. Lado, kakasını beze yaptıkça, kakayı bezden tuvalete attık ve sifonu çekip ona el salladık. Lado, hafifçe ishal olduğu bir gün, çişini yaparken yanlışlıkla kakasını da yapıverince (!) kaka sorunumuz da kendiliğinden çözülmüş oldu.
Lado’nun yüzünden şimdi bir boşluğa düşmüş durumdayım. Halbu ki ben ne makaleler okuyacak, en az iki uzmandan görüş alacak, ön hazırlık yapacak, bir yaklaşım geliştirecek, Hatta, memlekette ihtiyaç varsa bir tuvalet eğitimi sitesi kuracaktım. Kısmet değilmiş; çocuk, tuvalet eğitimini söke söke aldı ve küçük tülotlu poposunu kıvırarak gitti.
Kaynak: ntvmsnbc