Gebeliğimin sonlarına doğru, ilk emzirme destek buluşmama katıldım. Emzirmeyi öğrenme fırsatını bulduğum için heyecanlıydım ve yabancılarla dolu bir odada olduğum için de korkunç derecede gergindim. Sadece kadınlara özel bir gruptaki tek erkektim.

Konuşma sırası bana geldiğinde, özenle hazırlandığım konuşmama başladım: “Adım Trevor ve trans bir birey olduğum için hamile kalabilmem mümkün. Yani, kadın olarak doğdum; fakat hormon alarak ve meme operasyonu geçirerek erkekliğe geçiş yaptım. Eşim ve ben bir aile kurmaya karar verdiğimizde doktorumun tavsiyesi ile testosteron almayı durdurdum. Bebeğim Nisan ayında doğacak. Göğüs ameliyatı ile birlikte meme dokumun çoğu alındı. Ne kadar emzirebileceğimi bilmiyorum ama bunu denemek istiyorum.”

Kızaran yüzüm ve terleyen avuç içlerimle, başlarını sallayan ve bana gülümseyen kadınları görmek için baktım. Toplantı boyunca, insanlar bebek bakımında karşılaştıkları çeşitli güçlükleri tartıştı ve birbirlerine sorular sordu. Ben çoğunlukla sessiz kaldım. Her şey bittikten sonra, birkaç kadın yanıma geldi ve emzirme konusundaki kararlılığımdan ne kadar etkilendiklerini ve her şeyin benim için iyi gitmesini dilediklerini söyledi. Bir erkek olarak bu toplantılara katılmak için iznim olup olmadığından da başlangıçta emin değildim ve kesinlikle insanların bana böylesine kucak açacağını beklemiyordum – Onların bana karşı olumlu tutumlarıyla kendimden geçmiştim.

Hamileliğimin başlangıcında, eşim Ian ve ben formül mama kullanmaya karar vermiştik. Bazı mamaların numunelerini alabilmek için birkaç yere kaydoldum – ücretsiz gıdaya hangimiz karşı koyabiliriz ki? “Göğüslerim olmadan nasıl emzirecektim?” aklımda sürekli bu soru vardı. Ve daha sonra doğum ve bebekler hakkında durmadan okumaya başladım. Ameliyata rağmen az da olsa bir miktar süt üretmemin mümkün olabileceğini ve anne sütünün bir damlasının bile bebeğe fayda sağlayacağını öğrendim. Sadece kararlı değil, aynı zamanda emzirme konusunda tutkuluydum.

Doğum sonrasında, ebem yenidoğan, Jacob’u emzirmem konusunda bana yardımcı oldu. Doğumdan sonraki ilk günlerde bebeğimin üretilen koruyucu antikorla dolu sütü yutarken çıkardığı sesi herkes zevk ve hayret ile karşıladı. Emzirme grubumuzun lideri Simone benim ebe yardımı olmadan bu işi nasıl başarabileceğimi görmek istemişti- göğüste yeterli doku olmadığı için ebem bunu başaracağıma inanmıyordu. Fakat, Simone buna izin vermedi ve Jacob’un sütü emebilmesi için farklı yollar denemeyi önerdi.

Simone, önümüzdeki 48 saat içinde evimize dört kez geldi. Jacob ise onu göğsümün üzerinde doğru konumlandırmamla daha da güçlendi ve hep birlikte bu süreçte bu güçlüğün üstesinden gelebilmeyi öğrenebildik. Dört günlükken, yeterli kiloda olmadığı netleşti ve eksiklerini tamamlaya başlamamız gerekliydi. Arkadaşlar, arkadaşlar ve arkadaşlar çocuğumuz için kendi sütlerini bağışladı. İşte, bu aşamada Takviye Edici Bakım Sistemi’nin kullanmamız gerektiğini fark ettik.

Bu bahsettiğim bebeğin beslenmesine katkı sağlayan sistem, şişeye giden bir tüpten oluşuyordu. Tüpün bir ucunu meme ucunun yanına sabitledikten sonra meme ucuna ve aynı zamanda tüpe bebeği yaklaştırıyorduk. Böylece bebek hem ürettiğim hem de takviye olarak ona sunduğumuz süte aynı anda ulaşabiliyordu. Bu aynı zamanda çocuğun meme ucunu karıştırmasını da engelliyordu. Uzunca bir süre bir facebook grubu üzerinden süt bağışlarıyla takviyeler yaptık ve gelişimi destekledik. Artık emzirme destek grubunda emzirme ile ilgili problemler yaşayanlara deneyimlerimi anlatıyorum.

İlk günler ne kadar zor olsa da inanılmaz bir destekle her şeyin mümkün olabileceğini biliyorum. Bana yardım edenlere, arkadaşlarıma, internet üzerinden tanıştığım bana destek olup Jacob’a sütünü veren herkese minnettarım. İyi ki emzirebildim, iyi ki varsınız.

***

offbeathome.com