IMDB puanı: 8.2
Film için bir yaş sınırı yok. Herkese uygun.
Komşum Totoro, Miyazaki’nin adında “no” geçen filmlerinin en önemlilerinden. Kimine göre en güzel filmi o. Ruhların Kaçışı’nı biraz daha büyükler severken, küçükler Totoro’ya bayılıyor. (Ruhların Kaçışı’nı yazmıştım. Burada.)
Aşağıdaki satırları benim 12 kalibre Koppa ile Skype’den sohbet ederek yazdık. Yani ona sordum, o söyledi, ben yazdım.
Koppa: Konu bir anda değişiyor, hiç bilmediğimiz yerlere gidiyor.
Dobişko: Nasıl?
Koppa: Totoro’yla karşılaşıyor ve diğerleri ile karşılaşıyor. İlginç. Güzel bir film. Miyazaki’nin en sevdiğim filmi. Karakterlere güldüm. (Gülüyor) Totoro ve arkadaşlarına, Totoro’nun tepki vermemesine ve bir de büyüklüğüne.
Dobişko: Kızlar kimdi?
Koppa: Mei ve Kanta, abla ve kardeş.
Dobişko: Neleri hatırlıyorsun?
Koppa: Toz tavşanlarını çok beğenmiştim.
Dobişko: Nasıldı?
Koppa: Hani vardı ya çatıdaki küçük siyah karalamalar. (Toz tavşanları burada) Büyük kızın, Kanta’nın Mei’yi eğlendirmeye çalışması.
Dobişko: Miyazaki karakterleri birbirine benziyor demiştin bir kere.
Koppa: Kiki ile Kanta birbirine benziyor. (Kiki burada)
Dobişko: Totoro’daki problem neydi?
Koppa: Kardeşi kayboluyordu. Abla küçüğüne “Küçüksün.” dedi diye, küçük küsüp gidiyor, kayboluyordu.
Dobişko: Filmin asıl kahramanı büyük mü küçük mü?
Koppa: Asıl kahraman Totoro baba!
Dobişko: Aslında küçük kızın rüyâsı gibi değil mi film?
Koppa: Eh, gibi.
Dobişko: Asıl problem neydi?
Koppa: Küçük kızın kaybolması. Kedi otobüs geliyor. O kurtarıyor kızı. Anneleri hastaydı. Çocuk vardı. Köyde oturan çocuk vardı.
Dobişko: Öyle başka arkadaşlar da var, değil mi?
Koppa: Ha evet, Sprited Away’de var. Orada da arkadaş var.
Dobişko: Kiki de yok mu?
Koppa: Orada da var
Dobişko: Başka?
Koppa: Jeneriği çok uzundu, sıkıcı. Bu kadar. Oyunuma dönebilir miyim?
Dobişko: Hayır, dur bi.
Koppa: Kızın Totoro ile tanışmasını sağlayan hayaletimsi küçük beyaz şey. Hoşuma gitmişti. (Bu şey burada)
Dobişko: Başka ne diyebilirsin?
Koppa: Daraldım, kendi düşüncelerini yaz. Hadi baybay.
Benim söyleyecek fazla lafım yok. “Gerçek sinema bu. Sinemada olması gereken şey bu” diyerek izledim. Elbette sadece bu değil, ama öyle bir tatmin duygusu; güzel duygular, incelikler, hoşluklar, pofuduk yastık dünyası. En bebesinden devesine hepsiyle izlenebilecek harika bir film. Ben yine de, Ruhların Kaçışı‘nı tercih ederim. Çünkü Totoro, çok ince duygular üzerinde gezerken inşaatı aile bağları üzerine kuruyor. Ruhların Kaçışı ise “sorgulama” içeriyor. Dolayısıyla Totoro başyapıt olmakla birlikte, diğeri daha felsefi bir derinlik içeriyor -masterpiece plus. Benzer karakterleri ve durumları diğer filmlerde de görmek mümkün. Totoro bunların arasında en kolay izleneni ve aslında en vitrin olanı. Kaçırmayınız, kaçırtmayınız.
“En güzel sinema koltuğu babaların göbeğidir”
Her dediğim yazsaydın : D. Ama beğendim. Eline sağlık.
Görevimiz. Ne demek, rica ederim 🙂