Kürtaj tartışmasından kimse sezaryenle ilgili düzenlemeyi tartışmıyor. Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği, sezaryen oranlarının düşürülmesi gerektiğini ancak sorunun başka yerde, yönteminse yanlış olduğunu savunuyor.
Sezaryenle ilgili yeni kanun teklifi, Meclis’e sunuldu. Fakat bu konu, kürtaj tartışmasının gölgesinde kaldığı için yeterince tartışılamadı. Mesela konunun öznesi kadınlar ve hekimler ne diyor? Hükümetin, kadınların nasıl bebek doğuracağını dikte etmesi doğru mu? Bu taslak ‘sezaryen patlaması’nı engelleyebilecek mi? Hekimlere ceza verilerek bu sorun aşılabilir mi?Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’ne göre aceleyle hazırlanan bu taslak, sezaryen oranlarını düşürmeyecek. Türkiye’de sezaryen oranlarının yüksek olduğunu belirten dernek, bunun bir plan dahilinde düşürülmesi gerektiğini savunuyor. Hatta iki yıl önce, dünyadaki uygulamaları da içeren geniş bir program, Sağlık Bakanlığı’na sunulmuş. Heyhat, ses gelmemiş!Bu yüzden kapsamlı bir program yapılmadan, hekim sorumluluğu ve yetkisinin kanunla düzenlenmesi yoluna gidilmesine itiraz ediyorlar.
Hedef: Doğru doğum!
Bir kere yapılan, yeni düzenleme sayılamaz. Yasa teklifiyle sezaryene ilişkin verilen izin, daha önceki yasal düzenlemeler kapsamında sezaryeni engelleyemedi! Ancak doktorlar, sıkıntının başka yerlerde olduğuna işaret ediyor:1. Son dönemlerde hekime şiddet, inanılmaz boyutlara vardı. Hekimi değersizleştiren politikalar, onu normal doğumun olası risklerini almamaya itiyor.2. SGK’nın özel hastanelerden hizmet satın alması süreciyle sezaryen oranları arasındaki ilişki değerlendirilmeli. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın başladığı 2002 yılında yüzde 21 olan sezaryen oranı, neden 2012 yılında yüzde 48’lere çıktı, sorgulanmalı!3. Ana hedef ‘daha az sezaryen’ değil, ‘daha doğru doğum yönetimi’ olmalı.
Hekim karar vermeli
Doktorlar, ‘fazla’ sezaryen yapan kadın doğum uzmanlarının eğitime alınmasıyla bu sorunun çözülemeyeceğini de belirtiyor: “Sezaryenin gerekli ya da gereksiz olduğuna hekim karar verir. Dünyanın hiçbir yerinde, yalnızca sezaryen oranı yüksek diye hekime para cezası kesilen bir ülke yok!”
Sahi, hekimin gereksiz sezaryen yaptığına kim, hangi koşullarda karar verecek? Eğer uygulama, hekimin sezaryen olması gereken durumlarda normal doğuma zorlamasına yol açar ve anne-bebek sağlığı tehlikeye girerse, bunun sorumlusu kim olacak?
Bu sorulara tatminkâr cevaplar vermeden ‘sezaryen’e neşter atmak, toplum sağlığını tehlikeye atmak demek. Lütfen yasaklama ve cezalandırma uygulamasına gitmeden önce, bu mesleği yapanları dinleyip, dünyadaki uygulamaları en azından incelemeyi deneyin.
SEZARYEN NASIL AZALTILABiLiR?
1- Medikal eğitim programları desteklenmeli, sivil toplum kuruluşları ve klinikler kılavuzlar oluşturmalı.
2- Doğumda ağrının azaltılması, epidural anestezi uygulamaları yaygınlaştırılmalı. Birçok annenin normal doğuma karşılaşacağı ağrı nedeniyle istekli olmadığı biliniyor.
3- Hedef, ilk sezaryenleri azaltmak olmalı.
4- Yüksek okul mezunu ve donanımlı ebe-hemşire yetiştirme süreci hızlandırılmalı.
5- Doğum takibi ve doğum, tek kişilik doğum ünitelerinde gerçekleştirilmeli, birebir ebe-hemşire desteği sunulmalı.
6- Vajinal doğum ve sezaryenle ilgili gebeler bilgilendirilmeli.
Mehveş Evin / Milliyet Cadde