Bir ülke düşünün, her yeri nerdeyse dağlık, öyle sıradan dağlar değil, her biri dünyanın zirvesi. Ama her yerinde çocuklar var. Ortalıkta bir Allah’ın kulu yokken, nerden su bulurum, karnımı doyururum derken bile karşınıza çıkacak sevimli mi sevimli, efsane güzellikte çocuklar. O dağın başında ne arıyorlar diye düşünürsünüz. Oysa bütün Nepal dağ köyleri, sayısız küçük patika ile birbirine bağlıdır. Bizim haritalarla yürüdüğümüz yollarda onlar gözleri kapalı, sırtlarında yükle gezerler. Çocuklar bu yolları, delikleri, köşe bucak her yeri en iyi bilen yaratıklar.
Siz korkarak adım atarken, daha 3 yaşında bebelerin o dik yamaçlarda nasıl koşturduklarına şahit olursunuz. Bu kadar güler yüzlü, canlı, sevgi dolu çocuğun önünüze atlayıp, el açıp çikolata (evet genellikle talepleri bu) istemelerini izlersiniz. Yanınızda yoksa kahrolursunuz.
Batılıların Nepal’den evlatlık toplamasını desteklediğimden değil ama içinizden gerçekten hepsini alıp kaçırmak geçebilir. Bunu samimiyetle istersiniz.
Nepal nüfusunun yüzde 40’ı, 15 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor. Bu da kabaca 12 milyon demek. Çoğu çocuk yaşıtlarına göre daha kısa boylu ya da çelimsiz yetişiyor. Çocukların yüzde 45’i mutlak yoksulluk içinde, en temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor; bunlara eğitim, beslenme ve sağlık da dahil.
Okul çağına gelmiş çocukların yüzde 70’i ancak okula giderken, ilerleyen eğitim döneminde bu rakam gittikçe düşüyor. Onuncu sınıfa kadar gelen çocuk sayısı sadece yüzde 7. Bunların da büyük çoğunluğu erkek çocuğu. Pek çok kültürel ve kast sistemi kuralları yüzünden kız çocuklar yine en değersiz, parya kısmı oluşturuyor. Mevcut yemek de, eğitim fırsatı da öncelikle erkek çocuğa sunuluyor.
Nepal’de sıklıkla karşılaşacağınız iki manzara:
İnşaat işlerinde kum taşımaktan tutun da çimento karmaya kadar tüm işleri kadınlar yaparlar. Erkekler bu esnada daha “light” işlere gömülürler. Maalesef tarlada, çiftlikte, dağda da durum farklı değil.
Boyu kadar kovayla su taşıyan kız çocukları gördüğünüzde şaşkınlığa düşebilirsiniz. O suyun götürüldüğü yerde ise sıradan bir tavırla dinlenen baba ve etrafındaki erkek grubuna gözünüz takılır. Siz koşup çocuğa yardım etmek isterken, onlar gülmekle yetinirler. Çünkü o 4 yaşındaki kız çocuğu işgücüdür onlar için. Elbet suyu da taşıyacak, odunu da kıracaktır.
Kırsalda durum böyle iken, Kathmandu’da en çok dikkat çeken şey, bütün okulların Montesori metoduna göre eğitim yapması, en azından öyle olduğunu tabela ve ilanlarında duyurmaları. Ulaşım koşullarının yetersizliği dolayısıyla pek çok ortaöğretim yatılı modeli uyguluyor. Buna karşın yaklaşık 500 bin çocuk ömrü hayatında hiç okul görmeden büyüyor.
Kumari Devi
Hindistan’da da yaygın olan Kumari Devi (Çocuk Tanrıça) geleneği, Nepal’de eş zamanlı 3-4 çocuğun yaşadığı bir fenomen. Büyük çoğunluğu Hindu olan nüfusu ile Nepal, anayasal olarak da Hindu olan tek devlet.
Kumari Devi’ler kız çocuklarından seçilir, seçim işlemi aynen Dalai Lama seçimi gibi doğum haritaları, eşyalar, çocuğun fiziki özellikleri taranarak bölgenin ileri gelen dini liderleri tarafından yapılır. 32 kriterde yapılan değerlendirme, göz şeklini, ses tonunu, hatta diş yapısını dahi tanımlı formata göre ölçer, uygun olanı seçer. 4 yaşında tahta çıkan çocuk tanrıça, ergenliğe ulaştığı yaşa kadar bir tanrıça gibi saygı görür, dini törenlere katılır, törensel kıyafetlerle giydirilir, gezdirilir. Muhtemelen çocukluğunu yaşayamaz, arkadaşları ile ip atlayamaz ya da okula gidemezken, bir takım ardı arkası gelmeyen dini ritüellerde put gibi durarak 10 sene geçirmek, tanrıça olmayı cazip hale getirmiyor tabii.
Ergenliğe ulaşan kız çocuğu, görevi yeni Kumari Devi’ye terkederken, kendisine de hatırı sayılır bir çeyiz parası verilir. Eski bir çocuk tanrıça ile evlenmenin kötü şans getirdiğine inanılsa da kızın çeyizi genellikle bu konuda gereken teşviki sağlar.
Çocuk tanrıça, çocuk yerine bir nevi heykel olarak geçirdiği erken dönem hayatını sonradan aldığı çeyiz parası ile kotarmaya çalışır, hayırlı bir evlilik yapmaya yönlendirilir.
Evlilik yaşı yasalarla 18’in üstüne çıkarılmış olmasına karşın, Nepal’de kız çocukların yüzde 20’si 15 yaşının altında gelin olurlar.
Nepal’de çocuk olmanın özeti, çok çalışmak, az beslenmek, çoğu gece aç yatağa girmek ve bazen de doğarken ölmekten ibaret.