Türkiye’de kimi özel okulların sınav başarısı için ‘başarısız’ öğrencileri ayıklaması ve sınav öncesi son sınıflarda “başarılı” öğrenci transfer etmesi eğitim gündemine oturdu.
Milli Eğitim Bakanlığı öğrencileri dışlayan özel okullar için açıklama yaptı. Açıklamada “Özel okul bile olsa amacı ticari olamaz, kâr olamaz. Okulun sınav başarısı düşük çıkacak, diye öğrencisini gönderen okulları veliler bize bildirsinler. Bu işin cezası ihtar, kınama, kapatmaya kadar gider” denildi.
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan üst düzey bir bürokrat da yaptığı açıklamada, 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 12. maddesinde, “Kurumlar faaliyetlerini yalnızca kâr için düzenleyemezler” hükmü bulunduğunu belirterek, “Bir okul, üniversite sınav başarısını yüksek göstererek, daha çok öğrenci kazanmayı amaçlıyorsa yani kar amacıyla, başarısız öğrencisini, okuldan atmaya kalkıyorsa, bu suçtur. Bir öğrencinin hangi şartlarda okuldan uzaklaştırılacağı ya da atılacağı bellidir. Sırf sınav başarısı beklenmiyor, diye bir çocuk okuldan atılamaz” diye konuştu.
Aynı bürokrat, velilerin bu tavırlar karşısında, Milli Eğitim Bakanlığı’na şikâyet başvurusu yapmaları çağrısında bulunarak, “Özel okullar da dahil olmak üzere eğitim kurumlarının öncelikli amacı sınavlarda başarılı çocuklar yetiştirmek olamaz. Öncelikli amaç sınav kazandırmak değil; çocukların sağlıklı birer birey olarak topluma kazandırılmasıdır. Çocukların psikolojisini, mutluluğunu bozacak bu tür baskılar yapılamaz. Bunlar kabul edilemez. Milli Eğitim Bakanlığı buna sessiz kalamaz. Bize başvurulsun. Her türlü ceza işletilir” dedi.
Bu okulları deşifre edelim
Konuyla ilgili velilere bir çağrı da Türk-Eğitim-Sen Başkanı ve Türkiye-Kamu-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı İsmail Koncuk’tan geldi. Türk-Eğitim-Sen Başkanı ve Türkiye-Kamu-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı İsmail Koncuk, özel okul velilerine çağrıda bulunarak, “Susmayın, sineye çekmeyin. Bu okulları hem bize hem Milli Eğitim Bakanlığı’na bildirin. Bakanlık cezasını versin, biz de sendika olarak deşifre edelim” dedi.
Haksız rekabete yol açıyor
Özel okullar sektörünün önde gelen sivil toplum kuruluşlarının liderleri de durumun son derece vahim olduğunu belirtiyor. Özel Okullar Birliği Eş Başkanı Cem Gülan’a göre Türkiye’de 5400 civarındaki özel okuldan 15-20 civarındaki okul başarısız öğrenciyi dışlayıp, son sınıflarda başarılı öğrenciyi transfer ederek haksız rekabet gerçekleştiriyor. Gülan “Bir öğrencinin velisine “çocuğunuzu okuldan alın” demek ancak bu öğrencinin diğer öğrencilerin eğitim hakkını elinden aldığında söylenebilir. Özel okul, devlet okul hiç fark etmez. Bir çocuğun psikolojisini bozan okul hangi okul olursa olsun bizim gözümüzde katildir. İşin vahimi bu çocukları harcıyorlar.” diye konuştu.
“İyi okul, ‘hangi şartları yerine getirirse’ iyi okuldur, bunu ortaya koyalım”
Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel de Milli Eğitim Bakanlığı veya ÖSYM sınavla ilgili ne kadar bilgi, istatistik varsa bunun kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini belirtirken temel sorunun sınav endeksli eğitimden kaynaklandığını söyledi. Toplumun eğitim, öğretimi sadece sınav endeksli bir anlayış çerçevesinde algıladığını belirten Enver Yücel “Okulda sınav bir kriter ama okulda yüzde 90 başka kriterler vardır. Yabancı dil, fen bilgi teknoloji spor, sanat da okulun kalitesini belirleyen kriterdir. Başarısız öğrencinin okulun sınav başarısı için bir kenara itilmesi hiç hoş değil. Toplum ve velileri aydınlatmamız lazım. İyi okul hangi şartları yerine getirirse iyi okuldur, bunu ortaya koymamız lazım. Okul sadece sınava endeksli olamaz” dedi.
Enver Yücel, tıpkı mimar, mühendis ve avukat gibi meslek gruplarında olduğu gibi özel okullarda da sivil toplum kuruluşlarına okulları değerlendirme yetkisinin verilmesi gerektiğini belirtti. Mevcut durumda bu değerlendirmeyi sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığına dikkat çeken Yücel “Bu tek başına yetmez STK’ların da özel okullara akreditasyon verebilen değerlendiren, kurumlar olması lazım. Tıpkı Mimarlar Odası, Barolar gibi…” dedi.