Kadın, LGBT, emek, meslek ve hak örgütleri, sendikaların kadın yapıları biraraya gelerek Kreş Haktır Platformu’nu kurdu.
Platform bugün düzenlenen bir basın açıklamasıyla, çocuk bakımının sadece kadınların değil erkeklerin de sorumluluğu olduğunun altını çizdi, bakım hizmetlerinin devlet tarafından sosyal haklar bağlamında verilmesini talep etti.
Platformun “Yaşamın her alanında eşitlik, bakım hizmetlerinde ortak sorumluluk” kampanyasının afişleri Türkçe, Arapça, Ermenice, Fransızca, Hemşince, İngilizce, Kurmanci, Rusça ve Zazaca olarak dokuz dilde hazırlandı.
Asgari ücret 780 lira iken, metropollerde 700-800 lira, diğer illerde ise 400-500 lira olan kreş ve yuva ücretlerinin hizmete erişimde büyük bir engel olduğunu belirten Platform, çocuk bakım ve eğitim hizmeti veren kurumların hem çalışma saatlerinin kısıtlı olduğunu hem de koşullarının problemli olduğunu söyledi. Taleplerini şöyle sıraladı:
– İşyerlerinde emzirme odası ve çocuk bakım hizmeti verilmesi zorunluluğu kadın çalışan sayısı üzerinden değil, toplam çalışan sayısı üzerinden uygulanmalıdır.
– Çocuk, yaşlı, engelli ve hasta bakımı gibi bakım yükümlülükleri yalnızca kadınların değil tüm toplumun paylaşması gereken bir sorumluluktur. Kaliteli ve ulaşılabilir bakım hizmetleri devlet tarafından sunulmalı ve ayrıca erkekler tarafından paylaşılmalıdır.
– Çocuk bakım ve eğitim hizmetleri tüm ebeveyn ve çocuklar için bir hak haline getirilmelidir.
– Mahalle kreşleri, işyeri kreşleri, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) kreşleri gibi birçok kreş modeli olmalı, çocuklarını nasıl bir kreşe göndereceklerinin tercihi ebeveyne bırakılmalıdır.
– Kreşler, kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve özellikle vardiyalı çalışanların çocukları için 24 saat açık olmalıdır.
– Bakım hizmeti veren kurumlarda hem kadın, hem erkek çalıştırılmalıdır. Çalışanlar, çocuk gelişimi ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi almış olmalı ve her türlü ayrımcılık pratiğinden ve söylemlerinden uzak durmalıdırlar.
– Eğer ebeveyn dışarıda çalışıyorsa, çalışma düzeneğine (vardiya sistemi, part-time, vb.) uygun olarak ve çalışma biçimi gözetilmeden işyerinde çalışan herkes için emzirme odası ve bakım hizmeti olanağı sağlanmalıdır.
– Özellikle ebeveynin evde ya da dışarıda tam gün çalıştığı bir düzende, kreş hizmeti vermenin yanı sıra, 4+4+4 sistemi nedeniyle yarım gün okula giden ilköğretim öğrencilerinin gün içinde ders çalışıp, sosyalleşebilecekleri merkezlerin oluşturulması gerekmektedir.
– Kreşlerin denetim ilkelerinin belirlendiği yönerge çıkarılmalıdır ve kreş denetimleri ebeveynlerin de içinde bulunacağı, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı çalışan sosyal çalışmacı ve ilgili uzmanlar ile STK’lardan oluşan bir kurul tarafından belli sürelerde yapılmalıdır.
– Kreşlerle ilgili yönetmelik ve esaslar net ve uluslararası standartlara uygun olmalı, var olan iktidara göre kreş politikaları şekillenmemelidir.
– Yerel yönetimlerin kreş açması için yerel yönetimler yasasında gerekli değişiklikler yapılmalıdır.
– Kooperatiflerin kreş açabilmeleri için ilgili yasada değişiklik yapılmalıdır.
Kamunun sadece 130 kreşi var
Türkiye genelinde çocuk bakım ve eğitim hizmetlerinin durumuyla ilgili veriler şöyle:
– 150’nin üzerinde kadın çalışanın olduğu İş Kanunu’na tabi işyerlerinde ise kreş açma zorunluluğu var ancak ilgili verilere ulaşmak güç. Bu yükümlülüğün, işverenlerce maliyet yüksekliği öne sürülerek yerine getirilmemesi yaygın bir durum.
– Türkiye’de kamu kurum ve kuruluşlarınca açılan, 0-6 yaş çocuklara yönelik kreş ve gündüz bakımevi sayısı 130. Bu sayı 2004’de 419’muş.
– Okul öncesi eğitime katılım 3 yaş için yüzde 4; 4 yaş için yüzde 16; 5 yaş için yüzde 61.
– 0-3 yaş arası çocukların neredeyse tamamı, 3-6 yaş arası çocukların ise yüzde 65’i evlerde bakılıyor.
Kaynak: Çiçek Tahaoğlu, bianet