İlk çağlarda kadınlar bugün paylaştıklarından daha çok şey paylaşırlardı. Bebeklerine birlikte bakar, birlikte yemek yaparlardı. Kadınlar ve çocuklar yaşamlarını içtenlikle paylaşırken, bu paylaşım kişilerin her birinin ulaştığı güç ve rahatlığın kaynağını oluştururdu.

Kadınların adet döngülerinde beraber olabilmek için bir araya geldiği ve erkeklerinin giremediği Kırmızı Çadır gibi genellikle döngüleri temel alan gelenekler, kadınların birbirlerini mutlu ve dirençli kılmak için çabaladıkları güzel günlerin en önemli belirleyicisiydi.

Bugün, kadınlar evlerinde ve yaşamlarında birbirinden ayrı ve tek başına bir hayat sürüyor. Bir araya gelmek için fırsatlar çok kısıtlı ve birlikte geçirilen zaman da gün geçtikçe azalıyor. Birlikte olmanın iyileştirici ve yenileyici etkisi ise modern ve yorucu zamanlarda git gide yok oluyor.

Unutulan bir şey var: Kadınlar, duygusal boşluklarını dostluklarıyla doldurur. Başka bir kadınla olabilme ve birlikte vakit geçirme eylemlerinin kadınların daha iyi bir anne olmasına yardımcı olduğu ve çocukların gelişim sürecinde uyumun baskın olduğu huzurlu bir ortamı yarattığı belirtilirken bu durumun aynı zamanda kadına manevi, fiziksel ve duygusal destek sağladığı unutulmamalıdır.

Kadınlar doğal besleyiciler ve empatik vericilerdir; içgüdüsel bir şekilde birbirlerini besleyip zenginleştirmeyi bilirler.

Kız kardeşliğin gücü

Dostluğun faydaları elbette ölçülemez. Arkadaşlarımızın hayatlarımızı daha katlanılabilir bir hale getirdiğini hepimiz biliriz; araştırmalar dostluğun fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde aile ilişkilerinden daha büyük bir etkisi olduğunu destekliyor.

Kadınlar, özel bir bağ ile birbirlerine bağlıdır; birbirlerine içlerini dökerler, destek olurlar, cesaret verirler. Kız kardeşliğin gücü bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Araştırmacılar, özellikle kadınlarda belli durumlarda oksitosin hormonun daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı, bunun paylaşımlarla daha belirgin olarak görüldüğü ve paylaşımcılığı tetiklediğini belirtti.

”Bir çalışma kadınların strese erkeklerden daha farklı tepki verdiğini belirtiyor. İnsanlar stres ile karşılaştığında, dövüş veya kaç tepkisi tetiklenir ve kortizol gibi hormonlar salgılamasına neden olur. Özellikle doğumda önemli rolü olan Oksitosin, kadınlar tarafından strese tepki olarak salgılanan başka bir hormondur. Bu hormon kadınların çocuklarını besleyip korumasını sağlar ve diğer kadınlarla beraberliğinde salgılanımı oldukça artar.

Birçok araştırmacı, hormonlarında gerçekleşen aylık dalgalanmalar nedeniyle kadınları stres araştırmasına dahil etmiyor. Fakat, kadınlarda görülen arkadaşlığa eğilimli tutum, oksitosinin daha fazla salgılanmasını, böylelikle stresle mücadelede kadınların daha başarılı olduğunu kanıtlanıyor.

Erkekler stres altında olduklarında yüksek düzeyde testosteron üretiyor ve bu durum oksitosinin sakinleştirici etkilerini azaltıyor. Erkekler, saldırganlık ya da kaçış tepkisi vererek stresle mücadele etmeye çalışıyor. Öte yandan kadınlar, östrojen üretiyor ve bu da oksitosinin etkilerini artırıyor; kadın böyle durumlarda sosyal destek ve etkileşim içerisinde olma ihtiyacı duyuyor.

Saldırganlık ve kaçış tepkisi, kişiye fizyolojik açıdan birçok zarar verirken, dostluk, stresin etkilerini azaltıyor ve sakinleşmeyi sağlıyor. “Stresli dönemlerde sosyal destek ve etkileşim aramak, erkekler ve kadınlar arasında strese verilen tepkinin birbirinden ne kadar farklı olduğunun da bir göstergesi. Sadece bu fark bile kadınların ve erkeklerin yaşam sürelerini belirleyebiliyor.

2006 yılında yapılan bir kanser araştırmasına göre, yakın arkadaşı olmayan kadınlar, 10 ya da daha fazla arkadaşı olan kadınlardan dört kez daha fazla bu hastalıktan hayatını kaybediyor. Araştırmada, arkadaşlarla iletişimin miktarı veya yakınlığı hayatta kalma ile ilişkilendirilmiyor. Sadece arkadaşınızın olmasının bile sizi koruduğu vurgulanıyor.

Kız kardeşlik

Aktivist ve oyuncu Jane Fonda ise şöyle diyor: “Kadınlar arasındaki dostluk, erkekler arasındaki dostluktan farklıdır. Biz farklı şeylerden konuşuruz. Kadınların ilişkileri, yani arkadaşlıklarımız bütünüyle açık ve biz derine iniyoruz.

Dik durmamı sağlayan kadın arkadaşlarımdır; onlar olmadan ne yapardım ve nerede olurdum, bilmiyorum. Birlikteyiz ve birbirimize yardım ediyoruz.”

Jane Fonda ile yakın arkadaşı Lily Tomlin’in “kız kardeşlik” ve “kadın arkadaşlığı” üzerine yaptıkları sohbeti Türkçe altyazılı olarak izleyebilirsiniz.

İyi seyirler.