Kadınlar bu yaşa kadar neden çocuk sahibi olmuyorlar, kariyer mi ön plana çıkıyor yoksa başka bir neden mi sizce?
Son yıllarda kadının toplumdaki yeri ve önemi dramatik şekilde artmıştır. Mesleki ve eğitim ile ilgili hedefleri giderek önem kazanmıştır. Bir yandan güvenli, etkin ve kolay ulaşılabilir doğum kontrol yöntemleri bir yandan da küretajın yasallaşması ile kadınlar üreme fonksiyonlarını kontrol edebilme şansını yakaladılar. 1958 de Uluslararası Kadın Doğum Uzmanları ve Jinekologları Derneği (FİGO) 35 yaştan sonraki gebelikleri yaşlı gebelik olarak tanımlamışken, MESH Index Medicus için bu kavramı kadın sağlığındaki iyileşme ve yaşam beklentisinin uzamasını da göz önüne alarak 40 yaş üzerindeki gebelikler için kullanmıştır. Bütün bu faktörler ile “çağın gereği” de denilebilecek şekilde kadınlar ileri yaşlarda gebeliğe yönlenmektedirler.

40 yaşından sonra hamile kalan kadınlar daha çok normal yollardan mı yoksa tedavi sonucu mu hamile kalıyorlar?
Son 30 yılda birçok ülkede ilk doğum yaşı 20’li yıllardan 30’lu yaşlara kaymıştır. 1980’li yıllara kıyasla 2000’li yıllarda 30 yaşın üzerinde ilk doğum oranı üç kat, 35 yaşın üzerinde 6 kat ve 40 yaş üzerinde 15 kat artmıştır. Yaşla birlikte doğal yollar ile gebelik şansı azalmaktadır. 20 yaşında doğum kontrol yöntemi kullanmayan, düzenli ilişkiye giren ve çocuk isteyenlerin yüzde 20’si başarıya ulaşıyor. Bu oran 30 yaşında yüzde 15′e ve 35 yaşında yüzde 10′a iniyor. 40 yaşında ise bu oran yüzde 5′e iniyor. Üremeye yardımcı (tüp bebek gibi) tedaviler ve özellikle yumurta bağışı ile başkasının yumurtası kullanılarak gebe kalabilme sayesinde menopoza yakın, menopoz sonrası hatta yaşlılıkta gebelik mümkün hale gelmiştir. 40 yaştan sonraki çoğu gebelik üremeye yardımcı tedavilerin katkısı ile oluşmuştur. Menopoz sonrasındakilerin tamamı yumurta bağışı yolu ile gerçekleşmektedir.

40 yaşından sonra hamile kalmanın riskleri nelerdir?
Anne ve bebek açısından riskler artmaktadır. Anne adayının bedeninde gebelik esnasında olağanüstü denilebilecek ancak sağlıklı ve genç insanın tolere edebileceği ve uyum sağlayabileceği değişiklikler olur. Kalp damar sisteminden, solunum, böbrek, iskelet, meme, cilt ve jinekolojik organlar özellikle de rahim olmak üzere her organ sistemi etkilenir ve yükü artar. Örneğin vücudundaki kan miktarı %50 artar ve buna bağlı olarak kalbin yükü artar. Eğer sağlık sorunu yok ve organ rezervleri iyi ise bu dönemde sorun olmaz. Ancak sağlık sorunu var ya da rezervler az ise sorunlar başlar. Genel olarak gebelik en sağlıklı dönemde üstlenilmesi gereken yüce bir ödev. Oysa ileri yaşlarda ve özellikle 40 yaştan sonrası sistemik hastalıkların oldukça arttığı, organ rezervlerinin ise sınırlandığı dönemlerdir. Geç yaşta hamilelik diğer hastalıkları da tetikler, organ rezervlerinin sınırlı olduğu sistemik hastalıklar belirti vermezken gebelikte belirti verir ya da daha ağırlaşır. Örneğin kalp hastalığı olan kişi günlük yaşamını sürdürebilirken gebelikte hele 2. üç ay ile 3. üç ay arasında çok ağır tablo halinde hastalanabilir. Keza akciğer, karaciğer, böbrek hastalıkları içinde aynı durum söz konusudur.

Hem anneyi hem bebeği nasıl etkiler?
Anne açısından önceden var olan diyabet ya da hipertansiyon gibi hastalıkları ağırlaştırır, yaşlı gebede gençlere kıyasla hipertansiyon, preeklampsi, kalp-damar hastalıkları, diyabet gibi sorunlar daha fazla görülüyor. En önemlisi anne ölüm riski gebelikte yaşla artıyor. 20–24 yaşlara göre 35 yaşın üzerinde rölatif risk yaklaşık 5-14 kat fazla (yüz binde 20’lerden 140-150’lere kadar artmaktadır). Geçirilmiş infeksiyon, ameliyat tüp bebek uygulamaları ile gençlere kıyasla dış gebelik riski artıyor. Dış gebelik dünyada halen anne ölümlerinde en ön sıralarda yer alan nedenler arasındadır. Hamileliğin özellikle 3. evresinde plasentanın erken ayrılması ve plasentanın önde olması sıklığı da kanamalarda artışa yol açar.

Bebek açısından bakıldığında ileri yaş gebeliklerde genetik problemlere bağlı olarak genç gebeliklerine kıyasla çok artarak düşük riski %30’lara kadar çıkar. Ayrıca bebeği besleyen eşin (plasenta) kanlanma problemlerine bağlı olarak besleme sorunları bebeğe yansır; yaşayabilme sınırı öncesi doğumlar, erken doğum ya da gebelik haftasına göre gelişme geriliği olan bebekler, ölü doğum oldukça artar. Anne yaşı ile birlikte bebek açısından en önemli risk artışı mongol çocuk doğurma olasılığının artmasıdır. Mongolizm görülme sıklığı anne yaşı ile beraber artar. Bu risk, anne 20 yaşında iken 10 binde 1, anne 35 yaşındayken binde 3, anne 40 yaşındayken ise yüzde 1′dir. Mongolizm ve başka kromozomsal anormalliklerin yaşlı annelerde daha sık olmasının nedeni annenin yumurtalarının yaşlanması ve zaman içinde zararlı madde, kimyasal, röntgen ve enfeksiyonlara daha çok maruz kalması olarak değerlendirilmektedir. Yaşla birlikte ve üremeye yardımcı tedavilerin katkısı ile bir yanda çoğul gebelikler artar bu da erken doğumun en önemli nedenidir. Bebek hastalıkları, ölümü ve yoğun bakımda kalarak maliyet artışı açısından erken doğum en önemli etkendir.

40 yaşından sonra hamile kalan kadınlar hamilelikleri boyunca nelere dikkat etmeliler, nasıl beslenmeliler, hamilelik nasıl takip edilmeli?
Sadece yaş faktörü nedeni ile 40 yaş sonrası gebelikler “riskli gebelikler”dir. Diğer ek hastalıklar ya da gebelikte eklenen problemleri de göz önüne aldığımızda bu gebelerin tercihen riskli gebelikle uğraşan merkezlerde multidisipliner bakışla sıkı izlenmeleri, beslenme, giyim ek destek açısından çok dikkatle yönlendirilmeleri ve gebenin de bu kuralları çok sıkı uygulaması gereklidir. Örneğin yemeklere ilave tuz serpmeyin denildiğinde, günde 15-20 zeytin yiyerek kaçamak yapılmamalıdır.

40 yaşın üstünde doğum yapmanın ne gibi zararları vardır, anneyi ne gibi sıkıntılar bekliyor? 40 yaşından sonra hamilelik geçiren kadınların doğumu nasıl geçiyor? Daha genç birinin doğum yapmasıyla 40 yaşında doğum yapan bir kadın arasında farklılıklar var mıdır?
İleri yaş hamileliklerinde annenin kronik hastalıkları, rahim içi gelişme geriliği, preeklampsi gibi durumlar, plasenta fonksiyonunun bozulmasına bağlı olarak fetüsün stres altında olduğu ve kendi kendine durumu düzeltme çabalarının yetersiz olduğu sıkıntılı durum ve yeni doğan oksijen eksikliği gibi nörolojik işlev bozukluklarına veya bebeğin ölümüne kadar gidebilen sonuçlar doğurabilir. İleri yaşta ilk hamileliğini yaşayan anne adaylarının doğum eyleminin tüm aşamaları daha genç hamilelere göre daha uzun sürer. Ayrıca hamilelerde iri bebek sıklığı ve doğumda omuz takılması riski artış gösterir. İleri yaş hamileliklerinin hemen hemen tamamı sezaryen ile sonlandırılır ki bu günümüzde sezaryen oranı artışında önemli bir faktördür. İleri yaş annenin doğum yükü, doğum sonrası hızlı bedensel değişikliklere uyum zorluğu, sistemik ek hastalıklar ve anestezik problemlerin artışı gibi genç anne adayına kıyasla doğuma bağlı komplikasyonları artar. Normal doğum açısından ileri yaş annenin doğum yolu yapıları gençlere kıyasla daha az esnek olduğu için yırtık, kanama, ileride idrar kaçırma vb. problemler daha fazladır.